Eşi Selva ve Jakarta'dan aldıkları 10 yıllık kedileri Nermal ile
emeklilik günlerinin tadını çıkaran Marsili,
Kalkan'daki evinde,
Türkiye'deki 7 yıllık
görev süresini değerlendiren ve
İtalyanca olarak pi
yasaya çıkan ''Türkiye'nin Ayak Sesleri'' adlı kitabının
Türkçe ve
İngilizce çevirisini hazırlıyor.
Carlo Marsili, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2010 yılı sonunda Türkiye'deki görev süresinin dolduğunu, İtalya'ya döndükten sonra 6 ay daha İtalya
Dışişleri Bakanlığı'nda çalışıp emekli olduğunu anlattı.
Emekli olduktan sonra, Türk eşi Selva ile birlikte Türkiye'ye yerleşme kararı aldıklarını ifade eden Carlo Marsili, ''Bizim
aile olarak sevdiğimiz iki
ülke var: Türkiye ve İtalya.
Bundan sonraki yaşamımızı bu iki ülkede sürdürmek istiyoruz. Türkiye'de görev yaparken Kalkan'da defalarca
tatil yaptık. Kalkan'a
aşık olduk. Bu nedenle evimizi Kalkan'dan aldık'' dedi.
Türkiye'deki 7 yıllık görev süresi boyunca olumlu anılarının, olumsuzlardan fazla olduğuna değinen Marsili, görev süresi boyunca dönemin Dışişleri Bakanları
Abdullah Gül, Ali
Babacan ve
Ahmet Davutoğlu ile çalıştığını anlattı.
Her iki ülkenin Dışişleri Bakanlarını defalarca ziyaret ettiğini ifade eden Marsili, ''Bu dönemde iki ülke ilişkileri sorunsuz ve en üst düzeyde yürüdü. Hep iyi ilişkiler yaşandı. Tabii ki, bunun iki önemli nedeni var: Birincisi İtalya, Türkiye'nin
AB üyeliği sürecini samimi olarak sürekli biçimde destekledi, ikincisi,
Kuzey Kıbrıs ile AB'nin direkt ticaret yapmasını İtalya olarak hep destekledik'' diye konuştu.
Carlo Marsili, KKTC'deki Barış Harekatı'nın yıldönümü törenlerini de Kıbrıs'ta izlediğini anlattı. Törenlerde,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı dinleme fırsatı bulduğunu da belirten Marsili, Başbakan Erdoğan'ın konuşmasındaki unsurların ''paylaşılır ve kabul edilebilir'' olduğunu söyledi.
Kıbrıs sorununun bu yıl sonuna kadar çözüme ulaşması gerektiğine işaret eden Marsili, şöyle konuştu:
''Yoksa bu iş farklı olacak. Her iki tarafın da iyi niyetli olduğuna inanıyorum. Fakat bu iyi niyet bugüne kadar
meyve vermedi. Bu yıl sonuna kadar çözüm olmazsa, her iki taraf da bildiği yolda gidecek.
Türkiye'nin
AB sürecinde üyeliğinin Kıbrıs yüzünden bloke olması büyük sorun. Bunun Kıbrıs'a bağlanmaması gerekir. Türkiye'nin AB süreci engellenmemeli. Ayrıca Kıbrıs sorunu da
Güney Kıbrıs'ın AB dönem başkanlığı öncesi mutlaka çözülmeli.''
Marsili, başta
Ergenekon soruşturması olmak üzere çeşitli davalardan gözaltına alınan kişilerin tutukluluk sürelerinin ''çok uzun'' olduğunu savundu. Yargılama ve tutukluluk sürelerinin mümkün olduğunca kısa tutulması gerektiğini belirten Marsili,
mahkemelerin bu süreci hızlandırmasının önemine işaret etti.
Şu anda İtalya'da bir mahkemenin sürebileceği zaman diliminin tespiti için yasa hazırlandığını anlatan Carlo Marsili, ''Bu tür davalarda hızlı bir mahkeme süreci ile nihai karar verilmeli. Suçlu olursa cezasını bilmeli, suçsuzsa bir an öne özgürlüğüne kavuşmalı'' dedi.
Başta İtalya olmak üzere AB ülkelerinde yaşanan
ekonomik krize de değinen Marsili, ''
Ekonomik kriz, AB'nin sonunun getirebilir mi?'' sorusunu da şöyle yanıtladı:
''İtalya'nın borçlarının büyük bölümü, kişisel olarak İtalya vatandaşlarına ait. İtalya'da bankacılık sistemi çok sağlam. Orada bir sorun yok. İtalyan parlamentosunun aldığı 48 milyonluk tasarruf paketi de bu krizi atlatmaya olumlu katkı sağlayacak.
Ayrıca bu borçların İtalyan ekonomisini etkileyeceğini düşünmüyorum. Çünkü İtalya'nın çok güçlü bir ekonomisi var. İtalya'nın asıl sorunu
büyüme hızının çok yavaş olması.
Büyüme hızını artıracak tedbirler alınmalı. Ayrıca kriz sadece AB'de değil, Amerika'da da var. Bu krizin AB'nin sonu olacağını düşünmüyorum. Krizler hep olmuştur ve aşılmıştır. Aşılmaya devam edecektir ve bu kriz de aşılacaktır.''