Kocaeli'nin Gebze ilçesinde bir restoranda basın mensupları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Kurtulmuş, çok kısa sürede kurulan partisinin fevkalade hızlı ve güçlü bir şekilde örgütlenmesini tamamlayarak seçime girmeye hazır hale geldiğini söyledi. Bir yandan kuruluş, bir yandan teşkilatlanma bir yandan da seçim kampanyasını 1 Kasım'dan beri devam ettirdiklerini anlatan Kurtulmuş, partisinin milletten yoğun ilgi gördüğünü ifade ederek, halkın büyük kesiminin kendilerini bundan sonraki iktidarın merkezi olarak kabul ettiğini dile getirdi. Kurtulmuş, partisini diğer partilerden ayıran 4 temel özellikten ilkinin üslup ve yöntem farkı olduğunu söyledi. Özellikle iktidar ve muhalefetin üslubunun herkesin gözü önünde olduğunu ifade eden Kurtulmuş, ''Hatta bir üsluptan değil, üslupsuzluktan, seviyesizlikten bahsetmek gerekir. Türkiye'nin siyasi meselelerini tartışmayan, çözümler ortaya koymadan sadece ve sadece düşmanlık üzerine kurulu bir siyaset tarzını sürdürüyorlar'' diye konuştu. Kamplaşmaya ve kavgaya dayalı siyaset üslubunun düşmanlık getireceğini, toplumsal kesimler arasındaki uzlaşmazlıkları artıracağını dile getiren Kurtulmuş, Türkiye'nin eski siyaset üslubunun bu olduğunu söyledi. Siyasette artık yeni bir sese ve soluğa ihtiyaç olduğunu savunan Kurtulmuş, ''Biz hiçbir partiyi düşmanımız olarak görmüyoruz. Rakibimiz olarak görüyoruz. Biz ekonomide, Kürt meselesinde, Anayasa değişiklikleri meselesinde sadece eleştiri yapmıyor, nasıl yapacağımızı projeyle halka takdim ediyoruz. Bizim lügatimizde ayrım yoktur'' dedi. Kurtulmuş, kendilerini diğer partilerden ayıran ikinci unsur olarak belirttiği siyasi ve hukuki reformlar konusunda ise herkesin eşit ve özgür yurttaşlar olduğu, demokrasiyi sadece bir oy verme işi olmaktan çıkarılıp milletin yönetim ve karar sürecine ortak olduğu bir Türkiye yaratmaya çalıştıklarını söyledi. Numan Kurtulmuş, Türkiye'de yeni bir ekonomik restorasyon programını ortaya koyduklarını ve bunun kendilerini diğer partilerden ayıran üçüncü unsur olduğunu dile getirdi. Kemal Derviş'in döneminde başlayan ve 10 yıldır devam eden ekonomik programın Türkiye'de herkesi borçlu hale getirdiğini ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti: ''Kredi kartı borçlularındaki artış yüzde 995'tir AKP döneminde. Bu hükümet zamanında 360 milyar dolar dışarıdan kaynak aldı devlet. Herkes borçlu hale getirildi. Bir başka nokta tezgahın dağılmış olmasıdır. Tarımda öyle bir program uyguladılar ki 8 yılda 2 milyon 350 bin insan tarımdan çıktı, ürünleri para etmediği için. 2.5 milyon insanımız, bakkal, nalbur dükkanını kapattı. Çünkü her şehirde bir AVM var. Sanayi bölgesindeyiz, içimiz cız ediyor. Satılık ve kiralık fabrikalar, işten çıkarılanları görüyoruz. 10 yıllık ekonomi programının sonucu budur. Gelir dağılımı, adaletsizliği bakımından en dengesiz noktalardan birisindeyiz.'' Bir medeniyet perspektifine sahip olmalarının, kendilerini diğer partilerden ayıran dördüncü unsuru olduğunu belirten Kutulmuş, ''7 milyar insanın 700 milyonunu bir kenara bırakın, gerisi dünyanın gidişatından memnun değil. Bu sistem böyle devam etmez. Yeni bir medeniyete ve perspektife ihtiyaç var. Yardımlaşma, insanlığa, dayanışmaya ihtiyaç var. O medeniyet de bizim medeniyetimizdir. Bu perspektife sahip tek parti de HAS Parti'dir'' diye konuştu. -LİBYA'DAKİ OLAYLAR- Libya'daki gelişmelere de değinen Kurtulmuş, Birleşmiş Milletler'in büyük ihtimalle Libya'ya müdahale edeceğini belirterek, şunları söyledi: ''Diktatör Kaddafi'nin halkına zulmünü engellemek için uçuşa yasak bölge ilan edilmesini doğru ve doğal olarak kabul ediyorum. Ancak kaç haftadır bu adam bombalar yağdırmıyor mu diye adama sormazlar mı? Yıllardır Kaddafi bu despotluğu devam ettirirken Kaddafi'den petrol alan şirketler Batılı büyük petrol şirketleri değil mi? Kaddafi ile iş yapan, onun yanlışlıklarını örtmeye çalışan Batılı siyasetçiler değil mi? Kaddafi halkına zulüm ediyor, evet, bunun için uçuşa yasak bölge ilan edilmesi doğal ama hangi hakla bir ülkeyi işgal etmek için hazırlık ediyorsunuz? Bir taraftan halkının üzerine ateş açan bir diktatörü devirmek için müdahale hazırlığındasınız, diğer tarafta aynı şeyin olduğu bir başka ülke var; Bahreyn'de de olaylar var. Libya'ya savaş hazırlığı içinde olanlar, Bahreyn'de yönetimin halkın üzerine ateş açmasına onay veriyor, destek veriyor, göz yumuyor. Adaletsiz, çifte standartlı, sömürü üzerinde duran, sadece gücü esas alan, güçlünün yanında yer alan bir medeniyet ayakta duramaz. Adalet mülkün temelidir. Adalete sahip olmayan bir dünya sistemiyle karşı karşıyayız. Bu sistemin önünde diz çökmek bizim lügatimizde yazmaz.''