Deniz Baykal'ın "Minik Kuşu"
Açılım, hem
Kürt, hem
Kuzey Irak sorunu tartışılırken sık sık kullanılan kelimelerden biri: "Açılım yapmak gerekiyor... Açılım bekliyoruz... Açılım yapmamız için önce silahların bırakılması gerek..."
Sözlüktekinin ötesinde anlamı var bu kelimenin: Hükümetin, ordunun ya da muhalefet partilerinin " vuralım " demenin ötesinde, ortaya çözüm
önerileri atmasına işaret ediyor.
Geçen gün bir arkadaşım, " Baykal'ın
açılımı hakkında ne düşünüyorsun" dedi. Ben de, " İki şık var " dedim... " Ya başına saksı düştü ya da... "
Bir insan, aniden fikir değişikliğine giderse... Çok farklı şeyler söylemeye başlarsa... "Başına saksı düştü herhalde" deriz.
CHP Başkanı Deniz Baykal'ınki de bunu andırıyor. 22 Temmuz
seçimlerine gidilirken Kürt sorununa ilişkin dişe dokunur hiçbir şey söylemedi Baykal.
Kuzey Irak hakkında da bildik
Ankara tezlerinin ötesine geçmedi.
Sonuç: Kürt vatandaşların yaşadığı illerde, AKP karşısında büyük bir yenilgi aldı.
Bilmiyor muydu böyle olacağını? Tabii ki biliyordu. En azından bölgedeki parti teşkilatı uyarmıştır genel başkanı.
Ama en gerekli zamanda, yani seçim öncesinde sessiz kaldıktan sonra, şimdi "açılım" yapıyor.
Niye? Başına saksı mı düştü?
Bunu söylemek Baykal gibi tecrübeli bir siyasetçiye haksızlık olur. Peki ne oldu?
Baykal'ın "
açılımına" baktığınızda Kuzey Irak konusunda, " fazlasıyla somut " öneriler getirdiğini görüyoruz.
"Fazlasıyla somut" diyorum çünkü siyasetçiler kendilerine manevra alanı bırakmak için genellikle " muğlak " konuşur. Baykal ise açık konuşuyor.
Mesela: Irak'taki Kürt, Arap ve
Türkmen gençlerin Türkiye'deki üniversitelerde okutulması... Ilısu Barajı'nın tamamlanması... Habur'a alternatif olarak Ovaköy sınır kapısının açılması...
Hele bir de " 20-30 yıl sonrasını düşünerek hareket etmeliyiz " demesi var ki... Genellikle " yarınlar " değil sadece " yarın " veya çok çok " öbür gün " kaygısıyla adım atan siyasetçiden ziyade bir " stratejisti " akla getiriyor.
Bu sözlere, bu örneklere bakıyorum da... Baykal'ın, partideki yetkili arkadaşlarıyla oturup bir gelecek tasarımı yaptığını gözümün önüne getiremiyorum:
CHP kurmayları büyük bir masanın çevresine oturmuş... Önlerine kocaman bir
Ortadoğu haritası açmışlar... Herkesin önünde ilgili oldukları alana ilişkin
dosyalar var...
Ekip uzun süre tartıştıktan sonra karar veriyor. Ve alınan kararları Baykal, bir "açılım" olarak kamuoyuna sunuyor.
" Peki nasıl olmuştur " diye sorarsanız. Belki Baykal ve arkadaşlarının hakkını yemiş olacağım ama... Aklıma gelen sahne başka:
Eskiden
Genelkurmay semalarında iki tur attıktan sonra
Emin Çölaşan'ın masasına konan ' Minik Kuş', bu kez Deniz Baykal'a bir dosya getirmiştir.
Baykal ve birkaç kurmayı dosyayı inceler. İçinde kendisinin de uygun, doğru, makul bulduğu birçok öneri vardır.
Bunlardan bir kısmını, Türkiye'deki Kürt vatandaşları da yakından ilgilendiren bir " Kuzey Irak açılımı " olarak bizimle paylaşır...
Niye mi böyle düşünüyorum? Hatırlarsanız...
Ağustos ayında, Türk
Tarih Kurumu Başkanı
Yusuf Halaçoğlu,
Kürtler, Ermeniler ve Aleviler hakkında bazı açıklamalar yaptığında... "Bunlar bilimsel kaygıyla yapılmış açıklamalar değil, belli ki Kürtlerle ilgili bir şeyler olacak" demiştik.
Oldu, hem de fazlasıyla oldu!
Bakalım Baykal'ınkinden neler çıkacak?
EMRE AKÖZ/SABAH