Deniz Baykal istifasından bir hafta önce 4 mayıs 2010 tarihinde partisinin grup toplantısında kürsüye çıkmış ve Genel Başkan sıfatıyla son kez milletvekillerine seslenmişti. 3 yıl aranın ardından Baykal bir kez daha Meclis'te kürsüdeydi. Ama bu kez CHP grubu basına kapalıydı.
Baykal'ın CHP'deki bazı sorunlardan ve son dönemdeki politikalardan rahatsız olduğu biliniyordu. Ancak bunları sadece yakın çevresiyle paylaşıyordu. Son olarak partideki "Irkçılık" tartışmalarıyla başlayan yenilikçi ulusalcı-kavgası Baykal'ı iyice rahatsız etti. Düşüncelerini partililerle paylaşmak istedi.
Parti yönetimi Baykal'ı kırmadı. CHP grubu eski Genel Başkanlarını dinlemek için grup salonunda buluştu. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu salonda yoktu.
Baykal 2 saat boyunca CHP'li milletvekillerine hitap etti. Gündeminde anayasa çalışmalarından terörle mücadeledeki yeni çözüm arayışlarına; yüksek yargının yeniden yapılandırılmasından Ergenekon ve Balyoz davalarına kadar bir çok konu vardı. Baykal konuşmasında, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na destek verdi; Hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ı eleştirdi.
Baykal, "Irkçılık" tartışmaları üzerinden ulus devletin önemine değindi; CHP'li milletvekillerine "Mevcut yapıyı savunun" dedi. "Başkanlık sistemine'' karşı durulması gerektiğini de anlattı. Ayrıca yeni anayasa yapım sürecinde de ''birlik ve beraberlik" vurgusu yaptı.
Baykal grup konuşmasının ardından kameraların karşısına geçti ve şunları söyledi:
"Çok yararlı ve kapsamlı bir görüşme oldu. Ben kendi adıma, ayrıntılı bir değerlendirme yapma fırsatını buldum. Önemli ve gerekli olduğuna inandığım gözlemlerimi paylaştım, grubumuzla."
Eski Genel Başkan, CHP'nin mevcut politikalarından rahatsız mısınız sorusuna ise cevap vermek istemedi. "CHP'nin değeri bilinmeli" dedi.
Baykal, ''CHP'nin önemini, değerini anlatmaya çalıştım. Hem bir birimize bunu anlatmamız lazım, hem Türkiye'ye anlatmamız lazım. Bu ortamda CHP, temel dayanak noktasıdır. Bu rolünü de işlevini de yerine getirmelidir'' ifadelerini kullandı.