Demirtaş, partisinin Mersin'in
Akdeniz İlçesinde düzenlediği
yerel yönetimler istişare toplantısına katıldı. Toplantı öncesi gazetecilerin Wikileaks belgeleri ile ilgili sorularını
cevaplandıran Demirtaş, belgelerin kendileri açısından çok şaşırtıcı bulmadıklarını söyledi. Bu tür belgelerin devletlerin bilgisi dışında yayınlanma olasılığının zayıflığına işaret eden Demirtaş, "Bu bir
manipülasyon hareketi de olabilir başka şeylerde olabilir. Fakat ciddi iddialar olduğu zaman hükumetin bunlara muhakkak cevap vermesi lazım." diye konuştu.
Hükumetin yayınlanan iddialarla ilgili 'beni ilgilendirmez bu başkasının manüpilasyonudur' dememesi gerektiğini anlatan Demirtaş, şöyle devam etti: "Biz muhalefet olarak bize gösterilmeyen, bizden saklanan şeyleri araştırabilir bunun üzerine gidebiliriz ama bu ülkeyi yönetenler kendisi ile ilgili,
iktidarla ilgili, kendi partisi ile ilgili iddialara muhakkak cevap vermek zorundadır. İddia sahibi iddiasını ispatlasın diyerek içinden çıkamaz. Sayın
Başbakan özellikle bu konuları göz ardı etmemelidir. Çok ciddi iddialar var çünkü."
Dünya çapında büyük güçlerin işlediği suçlarla ilgili belgelerin yayınlanması daha etkili olacağına işaret eden Demirtaş "Yoksa AK Parti'nin ne yaptığı bilinmeyen şeyler değil. Bu tür haberler belli odakları
hedef alırsa tabi biz bunun altında başka şeyler ararız. İsrail'in ABD'nin büyük güçlerin dünya çapında işledikleri suçlar varsa bunların ortaya çıkmasına yönelik belgeler ortaya çıkarsa belki o zaman başka şeyler tartışılabilir." ifadesini kullandı.
"MAHKEME KÜRTÇE SAVUNMADA OLMASI GEREKENİ YAPTI"
Şanlıurfa 5. Asliye
Ceza Mahkemesi'nin kapatılan Demokratik Toplum Partililerin (DTP)
Kürtçe savunda taleplerinin kabul ettiği yönündeki sorulara da cevap veren Demirtaş,
mahkemenin olması gerekeni yaptığını söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bir tek hukuk sisteminin geçerli olduğunu her yerde mahkemelerin aynı yasayı uygulamakla yükümlü olduğunu ifade eden Demirtaş, "Daha önce Siirt'te kabul etti Kürtçe
savunmayı dün Şanlıurfa'da bir mahkeme kabul etti. Dolayısıyla Diyarbakır'da yargılanan arkadaşlarımız ana dilde savunma hakkının mahkeme tarafından kabul edilmesini beklemek en
doğal hakkımızdır. Umarım 13 Ocak'taki duruşmada bu sorun çözülmüş olacaktır. Orda da arkadaşlarımız kendi anadillerinde savunma yapabileceklerdir." diye konuştu.