Sayın Demirel'e açık çağrı
Ankara Cumhuriyet Savcısı Sayın
Murat Demir 1
Mayıs 1977
Taksim katliamı ve
Kahramanmaraş felaketi (1978) için
soruşturma başlattı.
Bu sürecin başlaması muhtemelen 12
Eylül 2010 anayasa değişikliklerine bağlı.
1 Mayıs 1977 yakın tarihimizin en önemli, en korkunç olaylarından.
Bu olayın kökeninde d
e devletin, ya da en azından devletin bir kanatının olduğuna ilişkin çok yaygın bir kanaat var.
Zaten bu çapta bir katliamın, katliam girişiminin soruşturmasının
sonuçlanamaması da işin içinde devletin bir kanatının olduğunun en gerçekçi kanıtı.
Devletin bir kanadı derken doğrudan dönemin Cumhurbaşkanını,
Başbakanını,
Genelkurmay Başkanını kastetmiyorum ama bu makamların olayın soruşturmasından doğrudan sorumlu olduğuna da kuşku yok.
1 Mayıs 1977 Taksim olayı kamu vicdanını rahatlatacak ölçüde aydınlatılmadan Türkiye'nin adam gibi bir hukuk devleti olması mümkün değildir.
Meseleyi, 34 sene sonra, “bu bir devlet sırrıdır” diyerek soruşturmamak kabul edilemez.
1 Mayıs 1977'nin Başbakanı da Sayın
Süleyman Demirel'dir.
Ve Sayın Süleyman Demirel, CHP'nin adaylarına müdahale edecek ölçüde sağlıklı olarak aramızdadır,
Allah kendisine uzun ömür versin.
Sayın Demirel'in ileride yayınlanmak üzere anılarını yazıp yazmadığını bilemiyorum; yazıyor ise de 1 Mayıs 1977 Taksim felaketine değiniyor mu, bunu da bilemiyorum.
Ancak, bendeniz, 1 Mayıs 1977 gününün Başbakanı Sayın Demirel'in, bu menfur olayla ilgili kamuya yansımayan, yansıtılmak istenmeyen bilgilere sahip olduğunu düşünüyorum.
Sayın Demirel 1 Mayıs gecesi Bakanlar Kurulunu toplantıya çağırıp, meseleyi görüşmüş müdür?
Sayın Demirel 2 Mayıs günü MİT Başkanını çağırıp ne görüşmüş, ne bilgi almıştır?
Genelkurmay istihbaratı Başbakan Demirel'e ne bilgiler sunmuştur?
Sayın Demirel 1977 Mayıs ayı içinde konunun aydınlatılması için ne tür başka girişimlerde bulunmuştur?
Ne gibi sonuçlar alınmıştır?
Başbakan olarak hangi kapıları açamadığını görmüştür?
1 Mayıs sabahı, olay öncesi, Sayın Demirel'in konuya ilişkin aldığı bir bilgi var mıdır?
Şayet yoksa, MİT bu durumu nasıl açıklamıştır?
Sayın Demirel bu olayın aydınlatılmasını istemiş midir?
Sayın Demirel, bir Başbakan olarak, kendi döneminde yaşanan ve aydınlatılamayan (?) bu olayın manevi ağırlığı altında ezilmekte midir?
Yoksa, Sayın Demirel, bu olayı da, devletin sıradan bir rutin dışı uygulaması olarak mı görmektedir?
Sayın Demirel, Allah uzun ömür versin, bu konuyla ilgili bir açıklama yapmayı, bildiklerini yurttaşlarla paylaşmayı düşünür mü?Eser Karakaş