Terör sadece AK Parti'nin sorunu mu?
Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek hafta başında ilginç bir
çağrı yaptı. Başbakan'ın
Güneydoğu'ya yönelik açılımlarının desteklenmesi gerektiğini, sorunun
ülke meselesi olduğunu söyledi.
"Devir birlik olma zamanı. Bir bütün olarak hükümet -muhalefet el ele Güneydoğu'ya gidelim" demişti. Peki çağrı nasıl yankı buldu? Çiçek'in bu çağrısına düne kadar muhalefet partilerinden herhangi bir
cevap gelmedi. Muhalefet pek de oralı değil. Deniz
Baykal iktidar dışında almakta ısrarlı bir politikacı
tipi çiziyor. Somut
öneriler yerine hükümeti eleştirmekle yetiniyor.
Devlet Bahçeli ise grup konuşmaları olmasa ortada pek gözükmüyor. Basına da çok mesafeli. Ama hakkını da yememek lazım kritik anlarda doğru adımlar atarak devlet adamlığını da gösteriyor. Cemil Çiçek
terörle mücadelenin sadece AK Parti'ye bırakılmasına tepkili. Başbakan'ın her hafta sonu bölgeye gittiğini, gitmeye de devam edeceğini söylüyor.
Terörün tüm Türkiye'nin meselesi olduğuna vurgu yapıyor. Bu nokta da yöntem önerisi önemli: Sorunları lüks otellerde tartışmaktansa bizzat yerine giderek çözelim.
Fakat hem MHP'den hem de CHP'den öneriye somut bir cevap yok. Hatta böyle bir öneri yokmuş gibi davranıyorlar. Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül dışında Güneydoğu illerini dolaşan başka bir lider olmadığına göre Cemil Çiçek sorusunda haklı: Terör sadece Ak Parti'nin sorunu mu ?
DTP, KÜRTLERİN CHP'SİDİR
Yerel seçimlerde en büyük
yarış Güneydoğu'da yaşanacak. AK Parti'nin
adayları ile ilgili spekülasyon çok ama öne çıkan isim de yok. DTP'de ise eski DEP'li vekiller listeye konacak. Kulislere göre şahin kanadın önemli isimlerinden
Leyla Zana Diyarbakır için aday gösterilecek.
Yine eski DEP'lilerden Hatip
Dicle Batman'da, mevcut başkan Osman
Baydemir ise Van'dan aday gösterilecek.
Karar alıcılar bu konuda hemfikir ama
Hatip Dicle, Diyarbakır'ı isterken Baydemir de Van'a 'gitmem' diyor. Önceki seçimlerde gördük ki DTP'de adaylar anketler ya da
teamül yoklamaları ile belirlenmiyor. Bu yüzden istek-talepten çok alınacak direktif önemli. Diyarbakır için Zana'nın seçilmesinin ise sembolik anlamları var. Avrupa'ya sempatik gelen bir isim Zana.
14 yaşında
Mehdi Zana ile evlendi,
Meclis kürsüsünden
Kürtçe
yemin etti, uzun yıllar cezaevinde kaldı. Öcalan'ın da sık sık atıf yaptığı, partinin başına geçsin dediği isimlerden birisiydi. Siyaset yasağı nedeniyle 4 yıldır aktif politikadan uzak.
Henüz teklife cevap vermedi ama sinyaller aday olacağı yönde. Hukuken aday olmaları mümkün mü? CMK'ya göre engel yok. Ama son kararı YSK verecek. Diyarbakır'dan yansıyan ise farklı. Şehrin nabzını iyi tutan kişilerle konuştuğunuzda daha yerel ve somut öneriler sıralıyorlar; "Pratik adımlar bekliyoruz. Bizim çözümden kastımız silahların susması."
Kürtçe'nin önündeki engellerin kaldırılması ve dağdakilerin indirilmesi başarılırsa sorunun çözüleceğine inanan geniş bir kesim var.
AK Parti'nin işinin zor olduğunda hem fikirler ama 'Kürt meselesine duyarlı, DTP tabanından oy alabilecek bir adayla' seçimi kazanabileceklerini de iddia edebiliyorlar. En ilginç yorumlardan birisi ise Kürt Enstitüsü Başkanlığı da yapmış Hasan Kaya'dan; "DTP, Kürtlerin CHP'sidir. Siyaseten güçlü ama geniş taban desteği yok. Erdoğan kucaklayıcı bir adımla herkesi ardında toplayabilir."
Adem
Yavuz ARSLAN - BUGÜN