Ak Parti’nin sınavı için süre
Bir cümle kuracağım, DTP'den tepkiden önce düşünme talep edeceğim: -DTP azıcık
Kürtleri düşünse, Ak Parti
iktidarının bu alanda ne yapacağına bakmadan bir şey yapmaz. Bana göre DTP "Kürt
politikası" yapıyor gibi görünüp başka işler yapıyor. Bakın neler yapıyor?
-Profesyonel
örgüt çıkarına oynuyor. DTP -
PKK etrafında profesyonel militanlar oluştu, artık çark, bu kadronun hayat idamesine
hizmet ediyor. -Maraza çıkarmak, bu hesabın devamını sağlıyor.
-Ayrılıkçı politika güdülüyor. Bu maddenin üçünün de sonu çıkmaz. Söz konusu profesyonel kadro için çıkmaz.
Kürtler için hiçbir olumlu sonuç
vaat etmeyen bir yol.
Türkiye ve
bölge için kan kaybı. Türkiye yaşayacaksa, DTP - PKK çizgisi yok olacak demektir. DTP'nin Ak Parti iktidarında maraza çıkarmaya yönelmesi, sadece ve sadece, profesyonel dar kadronun zemin kaybından doğan kaygı ile alakalı olabilir. DTP Kürtleri düşünse Ak Parti iktidarına süre tanır, diye girdim yazıya... Bakın Kürtler'in önemli bir kısmı DTP çizgisini reddediyor, AKP çizgisine
prim veriyor.
DTP dünyasına bakarsanız, Ak Parti'ye oy veren Kürtler "bilinçsiz!"dirler, ya da "asimile olmuş!"lardır. DTP'ye oy vermeyen Kürtlere sorarsanız, DTP, Kürtler'in asli kimliği olan İslam'dan kopmuştur.
Kürtler'in yüzde 75'i DTP'ye oy vermiyor. Demek DTP'nin çizgisine inanmıyorlar. Yine Kürtler'in yüzde 40-50'ye yakını Ak Parti'ye bir süre tanınmasından yana.
DTP'nin bu "kolektif şuur"u anlaması gerekir. Tabii bu olguyu, Ankara'da birilerinin de anlaması gerekir. "Ak Parti bölge ile iletişimi nasıl kurdu?" sorusu, hem Ankara'da birilerine yeni bir bilinç çağrısı yapıyor, hem de Ak Parti yönetimine sorumluluk yüklüyor.
Kürt
seçmen şu üç sebeple Ak Parti'ye oy vermiş olabilir:
-Bunlar değer yargıları itibariyle bize yakın.
-Bunlar hizmet vaat ediyor.
-Bunlar da
sistem mağduru. Bizim mağduriyetimizi anlarlar.
Partinin geçmişi ve geçen 4.5 yıllık iktidar dönemi bu üç alanda ışık yaktı ve insanlar bunu gördü. Bölge insanında muhtemelen "4.5 yılda mağduriyeti aşıp ayakta kalmayı başardılar. İkinci dönemde daha çok hizmet edebilirler. Güçlendirelim ki daha çok hizmet etsinler" beklentisi oluştu. Kürt seçmenin bu beklentisi, Ak Parti'ye de büyük sorumluluk yüklüyor. AKP, bölge insanının bütün masum beklentilerine
cevap vererek bu işin içinden çıkmak zorunda. Onun için;
-Kaçakçılık vs gibi gerilimden - kargaşadan
rant üretme hesaplarını yok etmeli.
-Devlet ve
sivil toplum el ele bir hizmet organizasyonunu başarmalı. (
Ekonomi, eğitim, sağlık, sosyal yardımlar alanında bir seferberlik)
-Terörü yok etmeli. Ama bütün gündemi terörle mücadelenin kapsamasına imkan vermemeli. Bölge ile ilişki, hizmet ağırlıklı olmalı.
-Bölgede en azından rehabilitasyon dönemi içinde en kalifiye hizmet kadrolarını görevlendirmeli.
-Bölgeden seçilen milletvekillerini hizmet noktasında aktif hale getirmeli. -Bölgeye yapılan yatırımlarda yolsuzlukları önlemeli.
-Bölgenin gençlerine sahip çıkma anlamında organizasyonlar gerçekleştirmeli.
-Kürtlüğü ve Kürtçe'yi bir ukde niteliğinden çıkarmalı, Türkiye'nin bir zenginliği olarak görme ortamını hazırlamalı. Türklükle Kürtlüğü birbirine
rakip aidiyetler gibi gösteren tuzaklara düşmemeli.
-Ve bir sükun dönemi takviminde, daha kalıcı sosyal barış adımları atma ümidini diri tutmalı. "Bir adım sonrasında herkes için barış - huzur var!" ümidini uyandırmalı.
Türkiye herkese lazım. Türk'e de Kürt'e de, hatta Arap'a ve Fars'a da...
AHMET TAŞGETİREN/BUGÜN