DTP Genel Başkanı
Ahmet Türk,
Mardin'in
Nusaybin ilçesinde düzenlenen mitingte partililere seslendi.
Kadın ve çocukların da katılımıyla bir süre yürüyüş yapan grup,
Öcalan lehine sloganlar attı.
Miting alanına aranarak alınan grubun sarı-kırmızı-yeşil bayraklarla Öcalan posterleri sallaması dikkat çekti. Mitingde konuşan DTP Mardin İl Başkanı
Hilmi Öncü, son günlerde yaşanan olaylarla
Kürt halkının demokratik tavrını ortaya koyduğunu savundu.
Kürt sorununun şiddetle çözülmeyeceğini ifade eden Öncü, "Şiddetle çözülseydi bunu
Tansu Çiller ve
Mehmet Ağar gibileri çözerdi." dedi.
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ise, parlamentoya geldikleri günden beri bir uzlaşı ortamının oluşması, ortak bir formülün bulunması için hazır olduklarını söylediklerini anlattı. Türk, "
Türkiye şeffaflaşıyor diyorlar.
Ergenekon çetelerini ortaya çıkardık diyorlar. Ama bakıyoruz Kürt coğrafyasında işlenen hiçbir
cinayet, Ergenekon dosyasında yok. Ergenekoncular Kürt coğrafyasında oluştular ve iktidarları etkileyecek bir noktaya geldi." diye konuştu. Bölgedeki cinayetlerin çözülmeden Ergenekon'un çözülmeyeceğini dile getiren Türk, "Ergenekon bu coğrafyada işlenen cinayetlerin sonucudur, mahsulüdür." ifadelerine yer verdi.
AK Parti hükümetine yüklenen DTP Genel Başkanı, AK Parti'nin seçimlerden önce Kürt halkına verdiği sözlere halkın güvenerek oy verdiğini aktardı. Türk, "Halkımız sığınacak bir
liman gördü. Ama o liman fırtınalara açık bir limandı. Bizi tekrar aldattı. Bugün şiddeti esas alan politikalar, sınır dışı operasyonlar yaparak Kürtleri susturmak isteyen yine Sayın Erdoğan'dır. Erdoğan, sanki Türkiye'nin bütün sorunları bitmiş gibi, 'Ben
Diyarbakır'ı istiyorum, Tunceli'yi istiyorum.' diyor. Bize bir Diyarbakır, bir Tunceli'yi çok gören zihniyetin karşısında hep birlikte duracağız. Onun bu amaçlarını gerçekleştirmeyeceğiz." ifadelerine yer verdi.
"Sayın" diye hitap ettiği teröristbaşı Öcalan'ın İmralı'da itilerek düşürüldüğünü öne süren Ahmet Türk, "Birileri gidip koluna giriyor, arkadan itilerek yere düşürülüyor ve hakaret ediliyor. Bunu işiten halkımız ister istemez tepkisini dile getirecek. Şimdi sayın Başbakan çıkıp 'DTP halkı ayaklanmaya teşvik ediyor' diyor. Siz orada gardiyanlarınız, polisleriniz ile halk için çok önemli olan birine hakaret eder, işkence yaparsanız bu provokasyonu yapan siz değil misiniz? Siz burada Kürtleri sınamak mı istediniz?" açıklamasında bulundu.
Ergenekon'u yürüten başsavcı ve emniyetten kendilerine resmi yazıların geldiğini anlatan Türk şunları kaydetti: "Ergenekon dosyasında sanıkların ifadesinde deniliyor ki, 'Ahmet Türk, Osman
Baydemir, Sabahat Tuncel'in Ergenekon çetesi tarafından kaldırılacağı bilgisi var.' Bunun üzerine
mağdur olarak Ergenekon davasına müdahil olmak istiyoruz. Ancak bunu söyleyen devlet, savcı ve
mahkeme bizim müdahil olmamızı engelliyor. Bu nasıl şeffaflaşma?"
Barzani ile yapılan görüşmeleri de eleştiren DTP Genel Başkanı, "Kürt sorunu"nun çözümünün ne Amerika'da ne de Barzani'de olmadığını savunarak, sorunun kaynağının içeriden çözülebileceğini sözlerine ekledi.
Diyarbakır'da yaptığı "soykırım" ifadeli konuşmasından dolayı
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kendi haklarında başlattığı soruşturmayı hatırlatan Türk şöyle konuştu: "Diyarbakır'da ben bir tespit yaptım. 12
Eylül rejimi hem Türkleri, hem Kürtleri, hem bütün Türkiye'yi adeta sosyal, siyasal, kültürel soykırımdan geçirdi dedim. Ben orada etnik ve fiziki bir soykırımdan bahsetmedim.
12 Eylül rejiminin yarattığı tahribatları dile getirdim. Tek tip insan yaratılmak istendi. Bütün
siyasi partiler kapatıldı. Üniversitelerden demokrat hocalar atıldı. Yine üniversitelerden solcu aydın gençler zindanlara gönderildi. Kürt coğrafyasında köy meydanlarında insanlar işkenceden geçti. Diyarbakır'da zulmü hepimiz gördük. Benim söylemek istediğim buydu. 12 Eylül rejimi demokrasiyi, düşünceyi, özgürlüğü ortadan kaldıran bir mantık olarak önümüzde duruyor."
CİHAN