Türker,
HSYK üyesi tarafından hukuksuz olarak hazırlandığı iddia edilen
kararname ile ilgili sorumlu tuttuğu
Sadullah Ergin'i
istifaya davet etti.
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (
TOFED) Başkanı
Rüştü Terzi ve
yönetim kurulu üyelerini ziyarette bulunan Türker otobüsçülerin sorunlarını dinledi.
Ulaşım alanında artan rekabetten olumsuz yönde etkilenen otobüsçüler Türker'e sorunlarını anlattı. TOFED Başkanı Terzi, mevcut iş hacminin daraldığını ve Hac ve Umre yolunun yeniden açılmasıyla biraz olsun rahatlayabileceklerini söyledi. Türker de TOFED'e bu konuda
destek olacakları sözünü verdi.
Terzi,
karayolu ile Hac ve Umre'ye gidişlerin başlamasıyla birlikte vatandaşların cebine en az 500 euro kalacağını ileri sürdü. "Bugün bir
hacı adayı 2 bin 200
Euro'ya gidiyorsa bu rakam bin 700 eurolara kadar inecek." diyen Terzi,
Balkan ülkelerinin kutsal topraklara gidiş için ülkemizi kullandıklarını ancak kendilerinin bu yolu kullanmıyor olmalarını çelişki olduğunu savundu. Terzi konuya ilişkin olarak önümüzdeki hafta
Diyanet İşleri Başkanlığı ile görüşecekleri belirtti.
TOFED tarafından başlatılması düşünülen karayolu ile Hac ve Umre seferleri için Türker de destek olacağı sözünü verdi. Türker, insanların Hac ve Umre'ye uçaktan başka bir yolla gidememeye zorlamanın
özgürlük kısıtlamak olduğunu ileri sürdü. Türker, "TOFED'i destekleyeceğiz. İlgili yerlerdeki yasal düzenlemenin yapılması için gerekeni yaparız. Olması gereken birşey bununla insanların özgürlüğü sınırlanıyor." diye konuştu.
Görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını cevaplayan Türker, son günlerde kamuoyunun gündemini meşgul eden HSYK'nın yaz atamalarında yaşanan krizle ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.
Basın mensuplarının "HSYK'nın
Korsan Kararname'sini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, "Şu anda maalesef Türkiye'de bağımsız yargının bağımsızlığını zedeleyecek her şey yapılıyor. Korsan bir liste olduğunu biz bilmiyoruz. Böyle bir şey yapılmışsa bunun sorumlusu Adalet Bakanlığı'dır.
Adalet Bakanı kendi zamanında yapılmış olan böyle bir işten dolayı istifa etmelidir." cevabını verdi.
Hakim ve
Savcılar Kurulu'nun mahiyetinde çalışan personelin Adalet Bakanlığı'na bağlı olduğunu dile getiren Türker, "Bu konuda belli isimler Türk kamuoyuna dayatılıyor. Bu isimlerin tayinleriyle yargının bağımsızlığının önüne geçiliyor. Birçok davayı biz yaşıyoruz. Belki bugüne kadar 6-7 farklı savcı ve hakimle devam etmiştir. Türkiye'de adrese tanımlanmış yargı anlayışıdır." şeklinde konuştu.
(CİHAN)