Milletimiz, sizin cumhurbaşkanlığınızı çok önemsiyor. Sizinle, devletin unutulan/unutturulan değerlerinin yeniden öne çıkacağını düşünüyor. Asık suratlı, çatık kaşlı, kendi halkına tepeden bakan, en önemlisi bizi millet yapan değerlere mesafeli duran temsilcilerden sonra, sizde devletin şefkatini, tebessümünü, herkesi kucaklayan engin sinesini görüyor/görmek istiyor. Sizdeki tevazu, bir hasretin sona ermesi olarak onu heyecanlandırıyor. Sizi, hiçbir yerlere sapmadan, uğramadan doğrudan Çankaya'ya gönderdiği evladı olarak bağrına basıyor. Bu sahiplenme, size rakamlarla verilen desteklerden çok farklı ve çok anlamlıdır. Sayın Cumhurbaşkanım, biliyorum sizin seçilmenize içerleyen, bunu hazmedemeyen, kabullenemeyen çevreler var. Onlar şimdi çok sıkıntılı. Millet iradesinin bu derece etkili olacağını tahmin edemediler. Gelinen noktayı bir türlü içlerine sindiremiyorlar. Size tavır koyuyorlar. Aslında rencide edilen, saygısızlık edilen siz değilsiniz, iradesi hafife alınan aziz milletimizdir. Sakın üzülmeyin. En büyük destek, milletin yürekten verdiği destektir. Siz bizim, demokrasinin kurallarının işlediği bir seçimle işbaşına gelen meşru cumhurbaşkanımızsınız. Halk milletvekillerini seçti, onlar da Meclis'te sizi seçtiler. Baskı yok, tehdit yok, hile yok, numara yok. Anayasaya, demokrasiye aykırı hiçbir şey yok. Millete yaslananlar, onun gönlüne girenler kazanıyor; milletle uğraşanlar, millete hakaret edenler kaybediyor. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, istikrar, refah diyenler kazanıyor; imtiyaz, statüko diyenler kaybediyor. Sayın Cumhurbaşkanım, millet iradesine saygısızlık yaparak size tavır koyanlara karşı nazik, hoşgörülü ve gerginlikten uzak duran tavırlarınız, biliniz ki, tam da size yakışan ve sizden beklenen bir olgunluğu yansıtıyor. Halkımızın 22 Temmuz'daki demokratik olgunluğunu pekiştiren bu tavrınız, hâlâ çatışma ve kriz peşinde koşanları, kamuoyu önünde açık düşürüyor, ellerini zayıflatıyor ve onları köşeye sıkıştırıyor. Sayın Cumhurbaşkanım, bu dönemde yeni bir fitnenin hazırlıklarını yapanlar var. İstikrar ve huzur ortamından rahatsız olanlar, sizin Sayın Başbakan'la aranızdaki ahenkten de çok rahatsızlar. Daha şimdiden, "Erdoğan Sezer'i çok arayacak, Gül ona kök söktürecek" gibisinden laflar ediyorlar. Sizleri tanımıyorlar, çünkü kendi dünyalarından, kendi mahallelerinden, vefa ve dostluk taşınalı çok oldu. Sayın Cumhurbaşkanım, yine de biliniz ki yeni dönemde Sayın Başbakan'la aranızı açmak için özel gayret gösterecek mihraklar boş durmayacaklar. Milletimiz bunun farkında olduğu için sizlere, ülkemizin geleceği için dualar ediyor. Bundan bile rahatsız olanlar var. Sayın Cumhurbaşkanım, inanıyoruz ki, sizinle Çankaya'ya devletin şefkati, merhameti, hoşgörüsü de taşınacak. Bizim hasretlerimiz var. Çankaya'da aile kahvaltıları yapılsa. Birlikte akşam yemekleri yense. Mesela hükümet üyeleri çoluk çocuklarıyla sizinle kahvaltı etseler. Bir defasında şehit ailelerini davet etseniz. Bir başka seferde öksüz ve yetim çocuklarla sofraya otursanız. Çankaya tepelerinden aşağılara, bütün şehirlerimize, ilçelerimize, beldelerimize, köylerimize dalga dalga bir sıcaklık, bir samimiyet yayılsa. Danışmanlarınız size çok daha güzel teklifler de getirebilir. Sayın Cumhurbaşkanım, sizinle uğraşanlara, tavır koyanlara, kabullenememe sıkıntısı yaşayanlara aldırış etmeyiniz. Size güvenenleri, mahcup etmeyeceğinize inanıyoruz. Hem Abdullah, hem de Gül'sünüz. Dileriz, adınız gibi hizmetleriniz, tarihe geçen bir isminiz olur... Kalbî muhabbetlerimle ve hürmetlerimle arz ederim. HÜSEYİN GÜLERCE - ZAMAN