Bakan Çubukçu, yazılı açıklamasında,
MHP Grup
Başkanvekili Oktay Vural'ın kendisi ve Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan ile ilgili olarak basın verdiği demeçler üzerine açıklama yapma gereği duyduğunu belirtti.
İstanbul'da 26 Martta yapılan ''Kalem Tutan Eller' projesinin
tanıtım toplantısında dile getirdiği eleştiriden sonra Vural'ın bazı açıklamalar yapma ihtiyacı duyduğunu ifade eden Çubukçu, şunları kaydetti:
''Söz konusu toplantıda, projenin içeriğine uygun olarak, isim vermeden anlattığım örnek siyesi bir
hedef göstermekten ziyade, insani bir eleştiriyi barındırmaktaydı. Bizler, çocuklarımızın yerinin sokaklar değil, okullar olduğuna inanıyoruz. Tüm öğrencilerimize ücretsiz
ders kitapları dağıtılmasından Haydi Kızlar Okula Kampanyası'na, fakir ve
yoksul öğrencilerimizin barınma ve burs ihtiyaçlarının karışlanmasından okullaşma oranının arttırılmasına,
rehberlik ve
psikolojik danışmanlık hizmetlerinin niceliğinin yükseltilmesinden engellilerin eğitime kazandırılmasına kadar pek çok projeyle sokakta çalışan ve çalışma riski olan çocuklarımızı eğitim hayatına kazandırmış durumdayız.
Konu böyleyken Sayın Vural'ın 'utanması gereken asıl sizsiniz' açıklamasını tam manasıyla kendisine iade edilmesi gereken bir beyanat olarak görmekteyim. Sayın Vural'ın sokakta çalışan çocuğumuzu kast ederek 'Ben olmasam da o işi yapacaktı' sözü ise son derece vahimdir. Belki bu
savunma kendisine yakışmış olabilir. Ancak çocukların burunlarına ayaklarımızı sokup
ayakkabı boyatmak sorunlu bir yaklaşımdır ve bu bir vurdumduymazlık örneğidir.''
Vural'ın ''konuyla alakası olmamasına rağmen
Başbakan Erdoğan'ı hedef almasının düşündürücü olduğunu'' ifade eden Çubukçu, açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:
''Sayın Başbakanımızın çocuklara
oyuncak vermesi pedagojiktir ve çocuklara oyuncak verilmesi çocukların aslında ne yapması gerektiğine dair pozitif bir yaklaşım örneğidir. Bundan daha güzel ve doğru verilecek başka bir
mesaj olabilir mi?
Ne yazık ki Sayın Vural'ın kendince cevabı ve sözleri ayıbını ortadan kaldırmamıştır. Eleştirilerimin mahiyetini anlamamış olması da ayrıca üzüntü vericidir. Siyasi sorumluluk her ne kadar bizlerdeyse ve bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyorsak da unutulmaması gerekir ki insani sorumluluk hepimizdedir.''
AA