Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, ABD
Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'la gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, "Biz ABD ile ilişkilerimizi her alanda en üst düzeye çıkarmaya kararlıyız" dedi. Clinton ise, sözlerine son
terör saldırısında şehit olan 13 asker için
başsağlığı dileklerini ileterek başladı.
ABD'nin,
bölgesel istikrarı tehdit edenlere karşı müttefiki
Türkiye ile yan yana olduğunu belirten
Hillary Clinton, "Şu an bağlarımız sağlam, dostluğumuz emin ve ittifakımız güçlüdür. ABD, Türkiye'nin
ekonomik güç olarak yükselişini, bölgede liderliğini, mutlulukla karşılamaktadır. Heybeliada Ruhban Okulu'nu yeniden açmak gibi ek adımlarla Türkiye değişen liderliğini vurgulayacaktır" dedi.
Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile
İstanbul Sait Halim Paşa Yalısı'nda bir araya geldi.
Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmenin ardından iki
bakan, ortak
basın toplantısı düzenledi. Öncelikle söz alan Davutoğlu, Türk-
Amerikan ilişkilerinin, kendine özgü özellikleriyle küresel barışa katkı yapan en somut ilişkiler arasında yer aldığını söyledi. Ahmet Davutoğlu, "Obama'nın
model ortaklık tanımı son 2.5 yıldaki yoğun diplomatik temaslarla bir kez daha önemini ortaya koydu. Biz ABD ile ilişkilerimizi her alanda en üst düzeye çıkarmaya kararlıyız. Son aylarda en yoğun görüşme yaptığım muhatabım Sayın Clinton oldu. Çok sık
telefon görüşmeleri gerçekleştirdik. Son görüşmemizde İstanbul'da buluşup tekrar uzun bir değerlendirme yaparız dedik. Bugünkü görüşmemizde bütün
gündemi bitirmek mümkün olmadı" dedi. Görüşmede, ikili ilişkiler dışında bölgesel konuları kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını belirten Ahmet Davutoğlu, "Ortadoğu'daki gelişmeler ve bu gelişmelerin bölge üzerindeki etkileri karşılıklı olarak paylaştık. Türkiye-
Ermenistan ilişkileri dahil olmak üzere Kafkasya'daki gelişmeleri kapsamlı şekilde ele aldık. Balkanlarla ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Türkiye-
İsrail arasındaki son gelişmeler de gündemimizde yer aldı. Türkiye
AB ilişkileri ve
Kıbrıs müzakerelerinde gelinen son aşamayı da paylaşma imkanı bulduk" diye konuştu.
Ahmet Davutoğlu, 13 askerin şehit olmasıyla sonuçlanan son terör saldırısını da ele aldıklarını söyledi. Son saldırının, bugünkü görüşmenin ana maddelerinden birini oluşturduğuna dikkat çeken Davutoğlu, "Biz, teröre karşı gösterilmesi gereken uluslararası
dayanışma ihtiyacını vurguladık" ifadelerini kullandı.
Daha sonra söz alan Hillary Clinton, sözlerine son terör saldırısında şehit olan 13 asker için başsağlığı dileklerini ileterek başladı. Clinton, "ABD, bölgesel istikrarı tehdit edenlere karşı müttefikimiz Türkiye ile yan yanadır. Başkan Obama, Türkiye ile ABD arasındaki ittifakı yenilemeyi
vaat etmişti. Halklar arasındaki dostluk üzerine odaklanmayı vaat etmişti. Şu an bağlarımız sağlam, dostluğumuz emin ve ittifakımız güçlüdür. Bu ortaklığın kökleri uzun bir geçmişe uzanıyor. Ortak demokratik gelenek merceğinden baktığımızda ABD, Türkiye'nin ekonomik güç olarak yükselişini, bölgede liderliğini, mutlulukla karşılamaktadır" açıklamasında bulundu.
Halklar arasında yakın bağlar geliştirilebileceğini belirten Clinton, şunları söyledi:
"Ekonomik cephede birlikte karşılaştığımız stratejik konuların ciddiyetinden dolayı ilişkimizin ekonomik boyutu sıklıkla gözden kaçırılabiliyor. Artan ekonomik
işbirliği ortaklığımıza enerji kazandırıyor. Bu yıl iki
ülke arasındaki ticaret yüzde 50'den fazla artmıştır. Önümüzde daha da büyük bir potansiyel görüyoruz.
Ticaret ve yatırımı daha da geliştirmeye bağlıyız. Bağlarımızı daha da güçlendirebilmenin yollarını görüştük. Türkiye'nin önünde reform süreci var. Gençlerden, ifade ve din özgürlüğü konusundaki sınırlamalar hakkındaki endişeleri duydum. Aynı zamanda bu sürece
sivil toplum ve siyasi yelpazenin bütün siyasi partilerinin dahil edileceğini umuyoruz. Heybeliada Ruhban Okulu'nu yeniden açmak gibi ek adımlarla Türkiye değişen liderliğini vurgulayacaktır. Ortadoğu'daki insanlar Türkiye'nin deneyimlerinden
ders çıkartmak istiyorlar. Bu liderlik, diğer ülkelerdeki sonraki nesil liderlere yol göstermelidir."
Açıklamanın ardından Davutoğlu ve Clinton basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Suriye'deki son gelişmelere ilişkin soru üzerine konuşan Clinton, "
Şiddetin sonuna gelinmesindeki ortak isteğimizi paylaştık. Suriye halkının siyasi ve ekonomik reform iradesini konuştuk. Büyük protestolara şahit olduk. Doğrudan hükümete, Suriye halkının reform arzusunu dile getirme çabasıydı bu. Hükümetin barışçıl protestoculara karşı gerçekleştirdiği şiddeti gördük. Suriye'nin geleceği Suriye halkına bağlıdır ama muhalefetin bir araya gelme, gündem oluşturma çabası siyasi reformun önemli parçası. Her ülke bu tür düzenlemelere izin vermelidir. Suriye halkının kendileri için yaptıklarını görmek önemli. Bunu Amerika yapmıyor. Suriyeliler yapıyor. Barışçıl işbirliği içerisinde yol düzenlemeye çalışıyorlar" dedi.
Davutoğlu ise, dost ve komşu bölge ülkelerinin daha güçlü bir şekilde
siyaseti sürdürebilmelerinin en öncelikli şartının, halkın taleplerinin dikkate alınması olduğunu söyledi. Halkın taleplerini göz önüne almayan herhangi bir siyaset sisteminin yaşama şansının güç olduğunu belirten Ahmet Davutoğlu, "Suriye'de halkın taleplerini göz önüne alan bir reform ssonuştu.
Ahmet Davutoğlu, 13 askerin şehit olmasıyla sonürecini gerekli görüyoruz.
Reform sürecini bir an önce başlatmaları ve özellikle sivil halka karşı aşırı güç kullanmamaları konusunda telkinlerde bulunduk. Sayın
Esad son konuşmasında çok partili sisteme geçileceğinin işaretlerini verdi. O zaman bu reform çerçevesinde muhalefetin oluşması da
doğaldır. İsteriz ki Suriye bu doğal reform süreciyle bu süreçten çıksın. Bütün meselemiz Suriye'nin istikrarının güçlenmesi. Türkiye'deki toplantıya gelince. Türkiye demokratik bir ülke, bir çok toplantılar İstanbul'da yapılıyor. Bu, Türkiye'nin
özgürlük ortamının getirdiği doğal bir sonuçtur. Bu, demokratik özgürlük ortamının bir gereğidir. Herkes toplantı yapabilir. Bunun, Suriye'nin içişlerine müdahale gibi algılanmasını istemeyiz. Şiddet ön görmedikçe, şiddete
çağrı yapmadıkça bu toplantıların yapılmasını doğal karşılamak gerekir. Bu, Suriye'ye karşı değildir. Ümit ederiz ki Suriye yakın bir zamanda reformları gerçekleştiremez, süreçten güçlü bir şekilde çıkar" diye konuştu.
Bir soru üzerine Kıbrıs'taki son durumu değerlendiren Clinton, şunları söyledi:
"ABD 2004 yılında Kıbrıs halkına sunulan referandumu çok aktif şekilde desteklemiştir. Sonucu bizi hayal kırıklığına uğrattı. O referandumun şu an hala gündemde olan ve aşılması zor konuları çözebileceğini düşünüyorduk. Kıbrıs'ta şu andaki statükonun kimsenin yararına olduğunu düşünmüyoruz. Yenilenmiş ve yeniden enerji kazanmış, BM'nin başında olan çabaları destekliyoruz. Kıbrıslıların kendileri bundan sorumlu çünkü çözümle ilgili kararı onların vermeleri gerekiyor. Biz en kısa zamanda iki toplumlu bir federasyon görmek istiyoruz."
İHA