Hüsamettin Cindoruk, partisinin
Bursa İl Teşkilatı'nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündemi ilişkin sorularını
yanıtladı. Bir gazetecinin ''Yarbay Mustafa Dönmez'in Zir Vadisi'nde bulunan mühimmatla ilgili yargılanmasına başlandı. Son gelişmeler ışığında davaya nasıl bakıyorsunuz?'' sorusu üzerine Cindoruk, bu sorulara her zaman ''hukuk'' diye yanıt verdiğini söyledi.
Ceza hukukunun temel kurallarından birinin usul hukuku, usul hukukunun da bir
disiplin olduğunu belirten
Hüsamettin Cindoruk, şöyle konuştu:
''Ben Yarbay Dönmez'i tanımıyorum. Adını da bu davada duydum. Savunma hakkını kullanıyor ve dün
mahkemede diyor ki 'Bu
kroki benim elimden çıkmadı ve bu silahları ben oraya koymadım'. Ardından çok ağır bir ithamda bulunuyor, '
Polis yaptı' diyor. Şimdi bir iddia karşısında
savunma yapmak, bir sanığın en kutsal hakkıdır. Bu hakka saygı duymak, bu davada taraf olmak anlamına gelir mi?
Hayır. Eğer mahkeme, inceler, bu savunmayı kabul ederse ve o
sanık beraat ederse onu suçlayan basın mensupları, onu suçlayan partiler ne diyecekler? Savunma hakkına
yargıç da
siyaset de savcı da polis de saygı duymalıdır. Bu kadar basittir. Yoksa kim darbeye teşebbüs etmişse kim suç işlemişse yargı onun en ağır cezasını versin.''
DP Genel Başkanı Cindoruk, bir gazetecinin, ''Toplumun yanlış bilgilendirildiğini düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine de toplumun verilenleri olduğu gibi almadığını, bir süzgeçten geçirdiğini söyledi. ''Eğer bu doğru olsaydı AK Parti'nin oyu yüzde 10 düşmezdi'' diyen Cindoruk, ''Vatandaş, eğer AK Parti'nin her söylediğine inanmış olsaydı, henüz karşısında ciddi bir muhalefet olmadığı halde yüzde 10
oy kaybı yaşamazdı. Bu önemli bir hadisedir'' diye konuştu.
Türkiye'de vatandaşların büyük bir kesiminin çeşitli davalar ve olaylar nedeniyle yargıyla karşı karşıya geldiğini ifade eden Cindoruk, şöyle konuştu:
''Vatandaş haksızlık yapmak istemez, haksızlığa uğramak da istemez. Vatandaş görmüyor mu? İnsanları sağlıklı bir biçimde tutukluyorsunuz. Sonra ya cenazelerini
tahliye ediyorsunuz ya da hastanede tahliye ediyorsunuz. O zaman ya o tutuklama hadisende bir yanlışlık var ya da o tutuklamanın devamında bir yanlış var. Bir parti, bir siyasetçi, hakkı, hukuku, insan farkı gözetmeksizin herkes için her yerde her daim istemelidir. Bizim yaptığımız budur. Eğer bir hukuk devleti ortaya çıkaramazsanız, ortaya bir
polis devleti çıkar. O polis devletinin savcısı da yargıcı da sonunda Türk vatandaşının kalbinde yer bulmaz. Bugün Yüksek Adalet Divanı'nın
Yassıada Mahkemesi'ni vatandaşlar benimsiyor mu? Yok. Bakınız, rahmetli Menderes'i, Hasan Polatkan'ı astılar. Bugün hepsinin adlarına üniversite, hava meydanları, barajlar var. Vatandaş hakkı teslim eder. Kısa bir zaman aldatılabilir, ama süreç hukuksal değilse kararlar haksızsa kendiliğinden ortaya çıkar, bütün bu iddialar ters
döner ve bunları ortaya koyanları yaralar. Türkiye için, Türk vatandaşları için hukuk istiyoruz,
adalet istiyoruz.''