Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde
kayıt dışı muhalefetin yeni marifetleriyle karşı karşıya kalınabilir. Son günlerde bazı yargı kararları ve bürokratik engellemeler kamuoyunda tepkilere yol açarken
Adalet Bakanı ve
Hükümet Sözcüsü
Cemil Çiçek, hükümetin
kayıt dışı muhalefetle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Partiler dışında birçok kurumun,
siyasete müdahil olduğunu ve muhalefet fonksiyonu üstlendiğini de belirten Çiçek, bu konuda yeni bir kavram ortaya attı. Prof. Dr. Osman Altuğ'un ‘kayıt dışı ekonomi' tabirine gönderme yapan Adalet Bakanı, buna 28
Şubat süreciyle birlikte kendisinin ‘kayıt dışı siyaset'i ilave ettiğini anlattı. “Şimdi Batılı anlamda
demokrasi envanterinde olmayan yeni bir muhalefet şekli çıktı.” diyen Çiçek, buna da ‘kayıt dışı muhalefet' adını verdi. Çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından
iktidarın icraatlarını engellemeye dönük faaliyetlerin Meclis'teki muhalefetten daha etkili olduğunu; ancak resmi kayıtta görülmediğini söyleyen Çiçek, şöyle konuştu: “Kayıt dışı muhalefet yapanların eli taşın altında değildir, vatandaşa
hesap vermezler. Bu haliyle ideolojik ve siyasî tartışmada yer alıyorsa, muhalefet görüntüsü verir. Türkiye'nin temel açmazı buradadır. Kayıt dışı muhalefet yoluyla iktidar engellenerek, Türkiye'nin önü tıkanıyor.” Siyaset dışı kurumların faaliyetini artırdığına işaret eden Çiçek, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde kayıt dışı muhalefetin yeni marifetleriyle karşı karşıya kalınabileceğini belirtti. Başörtüsüyle ilgili çeşitli kurum ve kuruluşların uygulamalarını eleştiren Çiçek, yasağın giderek genişlemesi durumunda Türkiye’nin
Avrupa Birliği’ne üye olmak yerine
Kuzey Afrika ülkelerinden birine (
Tunus) benzeyeceği tehlikesine işaret ediyor. Çiçek, kamusal alan tartışmalarına değinerek bütün vatan sathının kamusal alan olarak değerlendirilmesi halinde Anayasa’daki demokratik değerlerin,
inanç özgürlüğünün ve
özel hayat güvencesinin ortadan kaldırılması gerektiğini ifade ediyor.
Bürokraside
CHP mantalitesi hakim Devlet bürokrasisinin, geçmişten bu yana tek partinin bir uzantısı olarak sol mantalitede olduğunu öne süren Çiçek, "Bunu bir tespit olarak söylüyorum. Bürokraside CHP mantalitesi hakimdir." diyor. Çiçek, buna karşılık milli iradenin genelde hep sağda teşekkül ettiğini vurgulayarak, seçimle iş başına gelen sağ iktidarların, en büyük muhalefeti sol zihniyetteki bürokrasiden gördüğünü söylüyor. Bazı devlet kurumlarının farkında olmadan muhalefet partisiyle özdeşleşmiş, adeta onun yan kuruluşuymuş gibi bir görüntü verdiğini iddia eden Çiçek, bu durumu, Türkiye'nin temel açmazı olarak nitelendiriyor. "Türkiye'de siyaseti en az yapan siyasetçi kesimidir." şeklinde ilginç bir
analiz yapan Çiçek, bunu şöyle açıyor: "Bazı kurumlarda dönen siyaset,
kulis, olumsuz anlamda siyasetin bütün faktörleri, bizatihi görevi siyaset olan kurumların kendi içinde yoktur. Böyle olunca hak, hukuk, kalite,
ehliyet, liyakat, bunların hepsi bir tarafa gidiyor. Bu politikayı gerçekleştirmek adına ideolojik beraberlikten tutun da
akıl almaz işler, birbirini suçlamalar, ayak oyunları, birbirinin sicilini bozma gibi şeyler yapılıyor."
Yargıda siyasete müdahale var
Çeşitli davalar nedeniyle gündeme gelen
yargıya müdahale tartışmalarına değinen Çiçek, sürekli yargıya müdahale iddialarının gündeme gelmesine karşılık bunun tersinin de söz konusu olduğunu dile getiriyor. Çiçek, "Mesela bir eski başsavcı 'Bugünkü
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı başbakan yapmamak için elimizden geleni yaptık, ama filancalar yardımcı olmadı.' diye feryat etmişti. Hiçbir başsavcının filancanın siyaseten önünü kesmek gibi bir görevi yok. Bir dönemde medyatik iddianameler açıklandı. Yargının medyatikleşmesini gördük." Bunlardan
ders çıkarıp geleceğe bakılmasını öneren Çiçek, siyasetçisiyle, yargı mensubuyla, bürokratıyla devlet adına
yetki kullanan herkesi özeleştiri yapmaya çağırıyor.
ZAMAN