Devlet Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı
Cemil Çiçek,
Suriye sınırındaki
mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin ''
Vatan satma'', ''Vatan toprakları elden gidiyor'' gibi slogan ve ithamların gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, ''Bu propagandalar öyle gelişi güzel propagandalar değil,
dayanışma içerisinde belli kesimler bir
kampanyayı sürdürüyor'' dedi.
Çiçek, Habertürk'te yayınlanan ''Gündem'' programına katılarak,
gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin bir soru üzerine Çiçek, bu konudaki
tartışmanın 15-20 gündür
Türkiye'nin gündeminde olduğunu, Meclis'teki tartışmalara bakıldığında konunun ''bir
suçlama, bir vatanseverlik, bir bilek güreşi haline döndürüldüğünü'' söyledi
Bu tartışma üslubunun aynı zamanda konunun anlaşılmasını zorlaştırdığını dile getiren Çiçek,
AK Parti'nin muhalefet partileri tarafın bir kaç kez ''vatanı satmakla'' suçlandığına dikkati çekti. Çiçek,
Cumhuriyet hükümetlerinin hiçbirinin ülkeyi satmak gibi bir amaçları olmadığını ifade etti.
AK Parti
Hükümeti döneminde yabancılara mülk satışı ve
özelleştirme konuları nedeniyle ''Vatan satıldı'' iddialarının gündeme getirildiğini anımsatan Çiçek, ''Bu vatan satma, vatan toprakları elden gidiyor gibi bir slogan, bir itham bir gerçeği ifade etmiyor. İç politikada bir
tüketim malzemesidir. Bu da muhalefetin bu anlamda henüz Türkiye sorunlarına çözüm üretemediğini, eski usul alışkanlıklarla suçlamaya götürdüğünü gösterir. Bu da vatandaşımızın kafasını karıştırıyor'' diye konuştu.
AK Parti'nin pek çok konuda asılsız şekilde suçlandığını söyleyen Çiçek, ''Bu mayınların temizlenmesi AK Parti döneminde gündeme gelen bir mesele değil, vatandaşların bunu bilmesi lazım. Geriye dönüp baktığımızda 1974'te gündeme gelmiş. 1974'te gündeme gelen konuyu niye biz 2009'da tartışıyoruz? 1974'te
CHP iktidarda, neden çözmemişler?'' diye sordu.
1992'de de konuya ilişkin kararlar alındığını,
Genelkurmay Başkanlığının da 2001'de mayınların temizlenmesi için
ödenek istediğini ancak verilmediğini anlatan Çiçek, ''Aradan yarım asra yakın bir süre geçiyor. Herkes kararını alıyor. Klasöre kilitliyor. Öbür taraftan da köylüye vermeye çalışıyor. İyi de niye yapmadınız. Biz iktidara geldik, konu gündemimizde'' dedi.
-''TEKNOLOJİYİ ALACAKSIN, ONDAN SONRA BİR İŞE YARAMAYACAK''-
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Çiçek, 1998-2004 yılları arasında bölgeden sadece 15 bin mayın sökülebildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Halbuki milyonun üzerinde mayın var. Siz bu tempoyla giderseniz 50 sene daha bu işi çözme imkanınız yok. Bu iş kolay değil, çok değişik riskleri var. Bir defa teknoloji dışardan geliyor. Alacaksın bu teknolojiyi sökeceksin, ondan sonra bir işe yaramayacak. Temizlik sırasında meydana gelebilecek can kayıpları, parasal maliyetleri bir araya getirdiğimizde bugün konuşulanların ötesinde çok değişik sakıncaları var.''
Mayınlı arazilerin temizlenmesi
ihalesinin uluslararası ihalelerde deneyimli olması nedeniyle
Maliye Bakanlığına verildiğini kaydeden Çiçek, 2006'da sınırdaki illerden Mardin'de Maliye Bakanlığının ihaleye çıktığını ancak
Danıştayın ihaleyi iptal ettiğini bildirdi.
Konuya ilişkin ihalelerin sözü edilen bölgeye sınırı bulunan illerde ayrı ayrı yapılacağını belirten Çiçek, şöyle devam etti:
''Bugün her türlü suçlamayı yapanlar Türkiye'de. O zaman bu konu gündeme gelmiş. Bu propagandalar öyle gelişi güzel propagandalar değil, dayanışma içerisinde belli kesimler bir kampanyayı sürdürüyor. Bu dedikleri doğru ise Mardin'de Şırnak'ta ihaleye çıktığında 'neden vatan satılıyor' denmemiş. Başka bir usulle değil, aynı usulle çıkıyor''
Kanun tasarısının iki gün evvel hazırlanmadığını ifade eden Çiçek, mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin ihale şartnamesinin bu işin uzmanı subaylar,
Milli Savunma,
Tarım ve
Köyişleri ve Maliye bakanlıklarının uzmanlarınca hazırlanacağını anlatan Çiçek, bu insanların ''vatanı satmaya yönelik bir şartname hazırlamasının düşünülemeyeceğini'' vurguladı.
-''ABDESTİNDEN ŞÜPHESİ OLAN NAMAZI TARTIŞMASIN''-
Çiçek, ''Muhalefetin söylediği gibi ihaleye kiralama yönteminden farklı bir yöntemle gidilemez mi?'' sorusu üzerine, şunları söyledi:
''Muhalefet bunu söyleyebilir. Her defasında söyleyeceği bir şey olabilir. O çok sureti Hak'tan görünmektir, biz onu biliriz. İster Yap İşlet Devret, ister
hizmet alımı şeklinde evvela şartname görülmeden 'oraya buraya peşkeş çekiyor' lafını nasıl söyleyebiliyorsunuz. Türkiye'nin bu kadar önemli kurumlarındaki insanları nasıl 'vatanı peşkeş çekiyor' sözleriyle itham edersiniz. Çok açık bir şey söyleyeceğim; Abdestinden şüphesi olan namazı tartışmayacak. Bizim abdestimizden şüphemiz yok ve biz devletin kurumlarına da güveniyoruz. Bu mayınların temizliği 5 yıl sürecek. Bu Türkiye'de 2 kez
seçim yapılacak demektir. Oradaki rakam 49 yıl olacak diye bir zorunluluk yok. Açık artırma ile belirlenecek.''
İdarenin işlemlerinin hukuki denetime tabi olduğunu, diğer yandan özgür basının her tür konuyu gündeme taşıdığını ifade eden Çiçek,
Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağını, toprağını ve kendisini koruyacak bir çok mekanizması bulunduğuna işaret etti.
Çiçek, ''29 Marttan sonra
siyaset farklı bir boyut kazanıyor. Belli kesimlerin dayanışması var. Bu kesimler realiteler üzerinden değil, suçlamalar üzerinden iktidara karşı bir kampanya sürdürüyor. Bizim maksadımız
üzüm yemek. Kimseye bir şey dediğimiz, bir peşkeş çekme durumumuz yok. Bu açık toplumda zaten mümkün değil'' ifadelerini kullandı.
-''YER ALTI KAYNAKLARI KONUSUNDA KANUN HÜKÜMLERİ SAKLIDIR''-
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Çiçek, ''Mayınlı alanlarda aslında petrol bulunduğu'' iddialarının hatırlatılması üzerine, ''Arazide bulunan maden ve petrol gibi her türlü yer altı zenginlikleri hakkında ilgili
kanun hükümlerinin saklı'' ve maden konusunun ayrı bir kanuna tabi olduğunu kaydetti.
Hükümet içerisinde de bu konunun gündemde bir çok sorun varken getirilmesi konusunda görüşler bulunduğunu belirten Çiçek, amaçlarının Türkiye'yi bir adım ileri götürmek olduğunu söyledi.
Sınır bölgesinde belli bir alanın askeri
yasak alan olarak belirleneceğini, böylece kaçakçılığın önleneceğini ifade eden Çiçek, bölgenin tarıma elverişli şekilde temizlenmesi gerektiğini anlattı.
-''
RTÜK BAŞKANI AKMAN HAKKINDAKİ İDDİALAR''-
Çiçek, ''Sayın Akman'a istifasının istenmesi konusunda sizin bir
tavsiyeniz var mı?'' şeklindeki bir soruyu, ''Tavsiyem olsa kendime olur. Başkasına tavsiye etmek ne kadar haddim olur onu bilemem'' sözleriyle yanıtladı.
Bakanlar Kurulu toplantılarında konuşulan her konunun kamuoyuna aktarılmadığını, diğer taraftan özerk bir kuruluş olan RTÜK'ün başkanının Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan tarafından görevden alınmasının ya da istifasının istenmesinin mümkün olmadığını kaydeden Çiçek, şunları söyledi:
''Danıştay bir arkadaşımızla irtibatlıdır, ama bu Danıştay'da olup biten bir şeyle ilgili olarak o bakan arkadaşımız ne yapacak? Ne diyecek? Evvela Hükümet'in işleyişi bilinmediği için kamuoyu noktasında Hükümet olunca her işten biz sorumlu oluyoruz.
Hayır biz bu manada her işten sorumlu değiliz. Bağlı kuruluş, ilişkili ve ilgili kuruluşlar var. RTÜK gibi özerk kuruluşlar Hükümet'in tasarrufunun dışına çıkan kuruluşlardır. Bunlar Hükümet'le ast üst ilişkisi içerisinde olan kuruluşlar değildir. ''
-DENİZ FENERİ DAVASI-
Çiçek, ''AK Parti için
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca inceleme başlatıldığının'' anımsatılması üzerine, basın yayın organlarında ''
yurt dışından para aldığı'' şeklindeki iddialar nedeniyle rutin bir işlem yapıldığını, bu durumun parti
kapatma nedeni olduğu için herhangi bir parti için de gerçekleştirilebileceğini söyledi. Çiçek, ''Her ay bilançosunu, hesabını yayınlayan tek partiyiz, kimsenin bu konuda bir şey söylemesine gerek yok'' dedi.
AK Parti'nin sürekli ithamlar altında bırakıldığını ifade eden Çiçek, ''Bunların sonucu 'AK Parti gitsin, biz gelelim', iyi de bileğinizin hakkı ile gelin, böyle bel aşağı vurarak gelmeyin. Demokrasiyi kuralına göre çalıştıralım'' ifadelerini kullandı.
''
Deniz Feneri Davası''nın eksik belgeler nedeniyle açılamadığı'' yönündeki tartışmaların belirtilmesi üzerine Çiçek, ''
Hakim, kamuoyuna göre karar vermez. Hakim, delillere, dosyaya göre karar verir. İnsana yapılabilecek en kötü şey hukuksuzluktur. Davanın gecikmesinde Türk yargı makamlarının ve Adalet Bakanlığının hiçbir kusuru yok'' dedi.
Ankara Başsavcılığının dosyada eksiklik bulunduğu için
dava açılamayacağını söylediğini belirten Çiçek, bu hukuki durumu dile getirdiğini kaydetti.
-ETKİN PİŞMANLIK YASASI-
''
Kürt Sorunu'' konusunda AK Parti'nin açılımlarının sorulması üzerine bu sorunun AK Parti döneminde ortaya çıkmadığını,
Osmanlı döneminden beri yaşandığını ifade eden Çiçek, bu konuda önemli adımlar atıldığını belirtti.
Etkinlik Pişmanlık Yasası'nda bir
düzenleme yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Çiçek, şunları söyledi:
''Bu mesele Türkiye tarafından çözülmesi gereken bir mesele. '
Kürt meselesi', '
Güneydoğu Meselesi' ve '
terör'' isimleri konulabilir. Nereden baktığınıza bağlı olarak değişebilir. Böyle bir meseleyi birbirimizin vatanseverliğinden şüphe etmeden çözmemiz gerek. 10 günde, 5 günde 'Al bu hapı baş ağrın geçsin' cinsinden bir sorun değil bu. Şehit cenazelerinin Türkiye'de ne kadar yürek dağlar hale geldiği ortadadır. Hepimiz kendimizi bu işlerden sorumlu hissederek, hakikaten yüreğimiz yanıyor. Teröre arka çıkanlar dışında herkesin yüreği yanıyor. Bunu başkalarının çözmesi için bırakırsak başkaları kendi hesabına çözer, bu da Türkiye'nin lehine olmaz. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sorunudur, tek başına Hükümet sorunu değil.''
Tüm partilerin konuya ilişkin görüşlerini açıklaması gerektiğini vurgulayan Çiçek, genel değerlendirmeler yerine gerçekçi ve ayrıntılı önerilerin dile getirilmesini istedi.
Bu sayede Türkiye'nin mesafe alacağını ifade eden Çiçek, 2002'den beri Hükümet'in konuya ilişkin bir çok yasal düzenleme yaptığını, TRT Şeş'in yayına başladığını anımsattı.
''Gündemimizde af diye bir çalışma yok'' diyen Çiçek, bunun toplumda yaratacağı travmaların iyi hesaplanması gerektiğini, güvenlik güçlerinde zafiyet, şehit ailelerini rahatsızlık yaratacak durumlara dikkat edilmesi gerektiğine işaret etti.
PKK'nın dünyada en çok dış
destek alan
terör örgütü olduğunu, yok edilmesinin de uluslararası
işbirliği gerektirdiğini vurgulayan Çiçek, ''Terörle mücadelede en samimi ve en kararlı şekilde işbirliği yapan neredeyse tek ülkeyiz'' dedi.
-''DTP'Lİ VEKİLLERİN İFADE VERMESİ... ''-
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''DTP'li vekillerin ifade vermeye çağrılmalarına'' ilişkin olarak
TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın gayret gösterdiğini ifade etti.
Bu konuda bir
Anayasa değişikliği yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine de Çiçek,
Anayasa değişikliğini AK Parti'nin istediğini ancak bazı partilerin bunu istemediklerini söyledi.