İstanbul Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah, DİSK binası önüne konulan
MOBESE kameralarına ilişkin, ''Sadece oraya değil, olay olması muhtemel her yere geçici MOBESE kameraları yerleştirdik'' dedi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün
Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinde düzenlenen basın toplantısında,
Vali Muammer Güler'den sonra Cerrah da gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Bostancı'daki çatışmayla ilgili bir internet sitesinde söz konusu örgütün propagandasının yapıldığı, bu konuda bir girişim olup olmadığı'' sorusu üzerine Cerrah, bu internet sitesiyle ilgili çalışmaların devam ettiğini belirterek, yayınların
yurt dışından yapıldığını, onlarla ilgili ne yapılabilirse onun yapılacağını kaydetti.
Cerrah, DİSK Genel Merkezi önüne MOBESE kameraları konulmasıyla ilgili soru üzerine de sadece oraya değil, olay olması muhtemel her bölgeye takviye MOBESE kameraları konulduğunu, 1
Mayıs geçtikten sonra geçici olarak konulan bu kameraların kaldırılacağını söyledi.
Emniyet Müdürü Cerrah, ayrıca herhangi bir
anlaşma olduğu takdirde, orada toplanma olmayacaksa bu kameraları kaldıracaklarını kaydetti.
MÜNEVVER KARABULUT CİNAYETİ
Bir gazetecinin, başı kesilerek öldürülen
Münevver Karabulut'un
ailesine yönelik bir gazetede yer alan sözlerine ilişkin, ''Tepkilerden sonra, bunu değerlendirdikten sonra siz doğru buldunuz mu?'' şeklindeki sorusuna da Cerrah, şu yanıtı verdi:
''Tabii oradaki açıklamanın çarpıtılarak verilmesi yanlış. Ben de bir
babayım. Açık ve net söylüyorum; benim de iki kızım var, orada benim söylemek istediğim, her anne baba çocuklarına sahip çıkmalıdır. Öncelikle sorumluluk anne babadadır. Bir aile, çocukları nereye gidiyor, ne yapıyor, sahip olmak zorundadır. Benim söylemek istediğim bu. Aileyle de görüştüm. Babasıyla da görüştüm. Bu yanlış anlaşılma aile tarafından da düzeltilmiş oldu.
Bırakın polis müdürünü, hiçbir baba mağdur olan ve kızını kaybetmiş bir kişiyi suçlamaz, suçlayamaz.''
''İKİ ÖZEL TİM KURDUK''
Söz konusu olayı çözmek için iki özel tim kurulduğunu ve o konuda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade eden Cerrah, İstanbul'da bugüne kadar faili meçhul olayın çok az olduğunu söyledi.
Cerrah, göreve geldikleri günden itibaren
Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Masası, diğer masalar ve büroların çok iyi çalıştığını belirterek, şöyle devam etti:
''Maalesef orada ailenin zengin olması veya bir başka görevlerde bulunması, bir üst rütbede olması neticesinde daha çabuk bulunması gibi bir şey bizi yaralamıştır.
Polislerim çok üzülmüştür. Bizim için bu, şu olması, zengin olması hiç etkilemez. Bizim için önemli olan faili yakalamaktır, zaten görevimiz de budur. Polis olarak faili mutlaka yakalamak zorundayız. Bunun için devletten bu görevi alıyoruz. Bizim için hiç fark etmez. Kırmızı bülten çıkarılmıştır.''
''Kırmızı bültenin neden geç çıktığı'' sorusu üzerine de Cerrah, kırmızı bülten çıkarılması için belirli şartların olduğunu, prosedürün yerine getirilmesi gerektiğini kaydetti.
Cerrah, failin yurt içinde mi, yurt dışında mı olduğunun araştırmasını sürdürdüklerini vurgulayarak, ''Her ihtimale karşı da kırmızı bülten çıkarttık'' dedi.
''Neden bu zamana kadar yakalanmadı?'' sorusuna da Cerrah, ''Faili yakaladığımızda inşallah bu kadar süre yakalanmamasının nedenini de kendisinden öğreniriz'' yanıtını verdi.