Cephe siyaseti’ tuzağına düşmeyin

Cumhurbaşkanlığı ve erken seçim tartışmalarının gölgesinde yapılan siyasî manevralar seçmenin kafasını karıştırırken, ittifaklar konusunda tecrübeli bir siyasetçiden uyarı geldi

Cephe siyaseti’ tuzağına düşmeyin

2002 seçimlerinden önce merkez sağın lider adayı olarak ABD'deki diplomasi kariyerini yarım bırakıp ülkeye dönen Mehmet Ali Bayar, cephe siyasetine tepkili. Süleyman Demirel'e yakınlığı ile bilinen Bayar, geçmişte yapıldığı gibi sağ veya solu birleştirmek için harekete geçen siyasilere eleştirilerde bulundu. Halkın içinde cepheleşme olmadığına dikkat çeken Bayar, “Cephe siyasetinin her türlüsüne karşıyım. Türkiye'ye büyük zarar verir. Bu tuzağa düşmemeliyiz.” dedi. Türkiye'nin farklı görüşleri içinde barındırabilecek bir ‘sentez siyaseti'ne ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bayar ekledi: “Milletin iltifatına mazhar olmayanlar, gönlüne giremeyenler ne yaparlarsa yapsın başarılı olamaz.” Son siyasî gelişmeleri köşesinden takip eden ve ‘Şimdilik seyirciyim.' diyen Bayar'a göre, iktidara alternatif arayışı yanında muhalefet arayışı da yaşanıyor. Türk halkının 4 yılda bir seçime alıştığı için arayışların normal karşılanabileceğini, hükümetlerin başarılı olması durumunda bile bunun kaçınılmaz olduğunu ifade eden Bayar, “Ancak toplumdaki arayış kavga yerine çözümdür.” diyor. Siyasete girerken kullandığı ‘makul çoğunluk’ söyleminin halen geçerliliğini koruduğunu belirten Bayar, yeni bir kavram daha ortaya atıyor. Bayar, siyasi arayış içinde olanlara ‘sentez siyaseti’ni öneriyor. Seçimlere Batı demokrasilerinde olduğu gibi ittifak halinde girilebileceğini ifade eden Bayar’ın formülü şöyle: “Türkiye’nin eğitim ve hukuktan başlayarak en önemli 10 sorunu alt alta yazılır. Bunu çözmek için yola çıkan kadrolar, sağcı olur, solcu olur, bir araya gelir. İhtiyacımız olan; projesi, gelecek vizyonu, kadrosu olan siyasi yapıdır.” Türkiye’de siyasi arayışın aşağıdan yukarı olduğu görüşünü savunan Bayar, ‘siyaset mühendisliği’ projesinin ise bütün partiler için geçerli olduğunu öne sürüyor. Bunun en iyi örneğinin ANAP olduğunu, Adalet Partisi dışındaki bütün partilerin ‘mühendislik projesi’ olduğunu iddia ediyor. Bayar, kendisinin DTP Genel Başkanlığı’na getirilme süreciyle ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yapıyor: “Ben siyasete bir yerden girecektim. Devlete borcumu ödemek istedim. Teklif DTP’den geldi, kabul ettim.” Bayar, göreve geldikten sonra bir ay geçmeden erken seçim kararı alındığını, bunun da çalışmalarını olumsuz etkilediğini anlattı. Mehmet Ali Bayar, 2002 seçimlerinden önce, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği Müsteşarlığı görevinden ayrılarak, ‘kurtarıcı’ sıfatıyla Türkiye’ye döndü. 28 Şubat döneminde DYP’den ayrılan bir grubun kurduğu Demokrat Türkiye Partisi’nin (DTP) başına geçti. Hedef merkez sağı DTP şemsiyesi altında toplamaktı. Tabandan beklenen desteği alamayınca önce ittifak arayışlarına başladı. Bunda da başarılı olamayınca 3 Kasım seçimlerine DYP listesinden girdi. Mehmet Ağar’ın genel başkan seçilmesinden sonra DYP Genel Başkan Yardımcısı oldu. Bayar, bir süre sonra DTP’den geldiği arkadaşları ile birlikte DYP’den ayrıldı. Demirel’in eski Dışişleri danışmanı da olan Bayar, yine Demirel’e yakınlığı ile tanınan AP’li eski bakanlardan Dr. Nuri Bayar’ın oğlu.
<< Önceki Haber Cephe siyaseti’ tuzağına düşmeyin Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER