Cemil Çiçek ilk sinyali verdi

Bakanlar Kurulu Toplantısı sonrası açıklama yapan Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek Anayasa değişikliği yeni dönemde yapılacağına dair ilk sinyali verdi.

Cemil Çiçek ilk sinyali verdi

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Avrupa Birliği ''3. Ulusal Program'' Taslağının tamamlandığını açıkladı. Çiçek, Başmüzakereci ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın siyasi parti temsilcileri ve sivil toplum örgüt temsilcileri ile görüştükten sonra Ulusal Program'a nihai şeklin verileceğini de bildirdi. Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği ile ilişkilerin geniş ölçüde ele alındığını söyledi. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde DSP-MHP-ANAP Hükümeti (57. Hükümet) ve AK Parti Hükümeti (58. Hükümet) döneminde 2 ayrı Ulusal Program hazırlandığını hatırlatan Çiçek, 3. Ulusal Program'ın da bugünlerde hazırlanması gerektiğini söyledi. Cemil Çiçek, şunları kaydetti: ''Türkiye, kurumlar arası işbirliği çerçevesinde, hem iç kamuoyuna hem de AB makamlarına verilecek olan, AB kamuoyuna sunulacak olan Ulusal Belge'nin -ki bunlar bir taahhüt niteliğindedir- hazırlık çalışmalarını sürdürmüş ve bugün Ulusal Program ile ilgili Bakanlar Kurulunda çok kapsamlı bir değerlendirme yapılmıştır. Bu değerlendirme aynı zamanda Sayın Babacan tarafından siyasi partilerimizle de görüşülecektir. Kendilerini de ziyaret edecekler. Bu programın içeriği hakkında gerekli açıklamaları yapacaklar. Ondan sonra da son değerlendirmeyi yapıp, bunu kitap haline getirip, kamuoyunun bilgisine sunacağız. Ulusal Program, taslak olarak 400 sayfadan müteşekkildir ve 4 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, giriş bölümüdür. İkinci bölüm, siyasi kriterlerle ilgili bölümdür. Üçüncü bölüm ekonomik kriterler, dördüncü bölüm de üyelik yükümlülüklerinin üstlenmesi ile ilgili bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler içerisinde Türkiye önümüzdeki 4 yıl içinde neleri yapmayı öngörüyorsa bu taahhütleri ifade etmektedir. Bunların içeriğine bir başka açıdan baktığınızda 131 yasal düzenleme gerektirmektedir. Dolayısıyla bu 400 sayfadan müteşekkil Ulusal Program içerisinde 131 yasa değişikliği yapılması gerekiyor. Bunların hepsi uyum konusunda olan düzenlemelerdir. Bunların kısa vadeli olanlarının 1 veya 2 yıl içerisinde, orta vadeli olanların 3 veya 4 yıl içerisinde yapılması gerekmektedir. 'Bu yasal düzenlemeler nelerle ilgilidir?' diyorsanız, içeriğini anlattığım konularla ilgilidir. Yani siyasi kriterlerle ilgilidir, misal vermek gerekirse, bunların başında yasasını çıkardık, ama Anayasa Mahkemesi tarafından yürürlüğe konulamadı. Ombudsman ya da kamu deneticiliği, kamu yönetiminin işlevselliğini arttıracak konulardır. Yargının işlevselliği, sendikal haklar, bunların hepsi siyasi kriterlerin içindedir.'' 342 TÜZÜK VE YÖNETMELİKTE DE DEĞİŞİKLİK YAPILACAK Bu 131 yasa dışında 342 tane tüzük, yönetmelik gibi ikincil düzenlemenin de Ulusal Program kapsamında 4 yıl içerisinde hayata geçirilmesinin gerektiğini kaydeden Çiçek, 473 adet de 33 fasılla ilgili yapılması gereken düzenlemeler olduğunu ifade etti. ''Hazırlanan Ulusal Program, geçmiş iki tecrübeden yola çıkarak, ayağı yere basan bir programdır'' diyen Çiçek, siyasi partilerin de görüşünü alacaklarını, Başmüzakereci ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile program taslağını görüşeceğini bildirdi. Çiçek, bu görüşmelerin ardından programa son şeklinin verileceğini söyledi. 2008-2013 SULAMA EYLEM PLANI Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısında, 2008-2013 Sulama Eylem Planı'nın da görüşüldüğünü belirtti. Eldeki su kaynaklarının en iyi şekilde kullanılması için bir eylem planı hazırlanması gerektiğini vurgulayan Çiçek, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün 2008-2013 yıllarını kapsayan ve 1543 projeden oluşan bir eylem planı hazırladıklarını söyledi. Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Kafkaslarda İşbirliği ve İstikrar Projesi ile ilgili olarak, ''Problemlerin askeri yöntemlerle güç kullanarak değil, barışçıl yollardan çözümü noktasında bir adımın şimdiden atılması lazım. Bu değerlendirmelerin coğrafi esaslı bir işbirliği çerçevesinde ele alınması gerekmektedir'' dedi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısına ilişkin açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Pakistan'da istifa eden Devlet Başkanı Pervez Müşerref'in, Türkiye'ye geleceğine ilişkin haberlerin anımsatılması üzerine Çiçek, ''Bize gelmiş bir bilgi yok. Bunlar gazete bilgisi olarak kamuoyuna intikal etmiş'' dedi. Çiçek, ''Türkiye olarak biz her zaman Pakistan'da barışın, huzurun, istikrarın, kalkınmanın gerçekleşmesini arzu ederiz. Bu safhada bizim değerlendirmemiz budur. Bu konuda bize iletilmiş bir talep de söz konusu değildir'' diye konuştu. KAFKASLARDA İŞBİRLİĞİ VE İSTİKRAR Kafkaslarda İstikrar ve İşbirliği Platformu'nda Ermenistan'ın da yer alması konusunda bir temas kurulup kurulmayacağına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Çiçek, Kafkaslar'da işbirliği ve istikrar için Türkiye'nin, Rusya Federasyonu ve Gürcistan ile görüştüğünü, çarşamba günü de Başbakan Erdoğan'ın Azerbaycan'da temaslarda bulunacağını ifade etti. Çiçek, böyle bir çabanın ve platformun gündeme gelmesinin, Kafkaslar'da zaten bir problem olduğunu gösterdiğini belirterek, ''Problemlerin askeri yöntemlerle güç kullanarak değil, barışçıl yollardan çözümü noktasında bir adımın şimdiden atılması lazım. Bu değerlendirmelerin coğrafi esaslı bir işbirliği çerçevesinde ele alınması gerekmektedir. Türkiye'nin çabası, gayreti budur. Bu düşüncesini de ilgili taraflara doğrudan ya da dolaylı açıyor'' dedi. Başbakan Erdoğan'ın çarşamba günü Azerbaycan'da olacağını anımsatan Çiçek, şöyle devam etti: ''Geriye Ermenistan kalıyor. Onunla da görüşmesi gerekenler varsa zaten görüşürler. Biz bu niyetimizi ortaya koymaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bu işbirliği gerçekleşirse hem bölge hem dünya rahatlamış olur. Şunu hep birlikte gördük ki ister Kafkaslarda, ister Orta Doğu'da, ister Balkanlarda her türlü bu tip gelişmeler dünya dengesini bozmaktadır. Dünya barışına tahminlerin ötesinde olumsuz tesir etmektedir. Türkiye de komşu bir ülke olarak olayı dışardan seyretmek yerine, yapıcı bir çözümle, barış temelli bir proje sunmaktadır. Ümit ederiz, buna ilgili ülkeler de gerekli desteği ve katkıyı verir. Hepimizin televizyonlarda izlediği bu üzücü olaylar yaşanmaz. Biz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. '' ANAYASA MESELESİNE GELİNCE... Bir gazetecinin, ''Ulusal Program'da, Türkiye Anayasa'yı tamamen değiştirmeyi taahhüt ediyor mu? Anayasa değişikliği ile ilgili daha dar kapsamlı bir değişiklik yapılabileceği haberleri gerçeği yansıtıyor mu?'' sorusuna, Hükümet Sözcüsü Çiçek, Ulusal Program'da değişiklik öngörülen 131 yasanın bir kısmının Anayasa ile bağlantısının olacağı karşılığını verdi. Çiçek, şöyle konuştu: ''Eğer yeni bir anayasa yapılmayacaksa bile bu düzenlemelerin AB müktesebatına uyumunu sağlayabilmek bakımından, en azından bazıları açısından, Anayasa değişikliğinde zaruret var. Bunun en açık somut örneği, kamu denetçisi ya da ombudsman ile ilgili düzenleme. Biliyorsunuz, bunu Adalet Bakanlığım döneminde çıkardık. Sayın Cumhurbaşkanı o zaman geri gönderdi. Biz tekrar çıkardık. Bu sefer Anayasa Mahkemesine takıldı, 'Anayasal dayanağı yoktur' diye. Dolayısıyla bu kamu denetçiliği müessesesi devreye girecekse, ister istemez onunla ilgili Anayasa'ya yeni bir hüküm konulması gerekecektir. Diğer bir kısım siyasi kriterler açısından da bu mantıkla bir takım anayasa değişikliklerine ihtiyaç olacaktır. Bunu, yapılan görüşmeler sonucunda ortaya koymak daha doğru olur diye düşünüyoruz. Ama yeni bir anayasa olacaksa bütün bunları hesaba katan bir anayasa gerçekleşebilir. Ama bu hükümetin konusu değil, her zaman ifade etmeye çalıştık, parlamentonun, diğer siyasi partilerimizin üzerlerine düşen bir konudur. Ümit ederiz, 2008-2009 bu manada verimli bir yıl olur, bu düzenlemeler açısından...'' TOPTAN-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ TBMM Başkanı Köksal Toptan ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugünkü görüşmelerini hatırlatan bir gazetecinin, ''Parlamentonun daha etkin bir şekilde önümüzdeki dönemde çalışması açısından bu görüşmeden anayasa değişikliği konusunda önemli bir sonuç çıkar mı'' şeklindeki sorusu üzerine Çiçek, şunları kaydetti: ''Öncelikle bizim yaptığımız çalışma akamete uğramadı. Bütün sivil toplum örgütleri, bunun başında TOBB, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, diğer meslek odaları dahil, konuya ilgi duyan bir çok bilim adamı dahil, geçmişte Yargıtay başkanlarının, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi başkanlarının bütün konuşmalarına bakıldığında bir anayasa değişikliğine temas etmeyen neredeyse konuşma yok. Dolayısıyla yeni bir anayasa, ister tümüyle, ister kendilerini ilgilendiren bölümlerinde belli ki daha etkin ve verimli bir kamu hizmeti, bir yargı hizmeti, hangi konudan bahsediyorsak gerçekleştirebilmesi bakımından yürürlükteki anayasanın kifayet etmediği, mutlaka değiştirilmesi gerektiği ortadır. Kaldı ki 1982'den bu yana müteakip defalar değişiklikler yapılmış olmasına rağmen, zaten Anayasa'nın da bütünlüğü büyük ölçüde bozulmuştur. Onun için bir anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğu ortadadır.'' BU DEĞİŞİKLİKLİĞE EN HAZIR PARTİ ŞU AN BİZİZ AK Parti olarak, bu ihtiyacı gördükleri için kendi yönlerinden hazırlıklarını yaptıklarını belirten Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bizim bu değişikliğimizi şu ya da bu şekilde olumlu bulanlar da oldu, olumsuz bulanlar da oldu, ama bu değişiklikliğe en hazır parti şu an biziz. Madem ki böyle bir anayasa değişikliğine ihtiyaç var bu değişikliği telaffuz edenlerin bu sürece katkı vermesi lazım. Nasıl bir değişiklik istiyorsa bunu bir demeç olarak değil, bir proje olarak ortaya koymaları lazım. En kolay şey demeç vermek. Bir anayasaya ihtiyaç var, bunu söylersiniz ama (Nasıl bir anayasa, içeriğinde neler olacak, ilkeleri neler olacak, nasıl bir değişiklik yapılacak?) bu konuyla ilgili herkesin bir hazırlık yapıp sürece katkı vermesi lazım. Sürecin asıl sahibi her zaman ifade ettik, yürürlükteki anayasaya göre TBMM'dir. Sayın Meclis Başkanımız ve Sayın Başbakanımız ne konuştu, onu bilemem, ama şu kadarını biliyoruz; Bu 131 düzenleme, Avrupa Birliği açısından önem arz ediyor. Bunların bir kısımının anayasa ile bağlantısı olacaktır. Herkese şöyle bir kanaat geldiyse, '3-5 maddelik değişikliklerle bu iş olmaz', eğer mutabakat yeni bir anayasaysa öyle yapılır. Değilse bu düzenlemelerin anayasal dayanağını bulabilmektir. Bunun için anayasa değişikliği de gerekebilir.'' KARABAĞ SORUNU GİBİ ÖNEMLİ KONULAR VAR Çiçek, Kafkaslarda İşbirliği ve İstikrar Projesi'yle ilgili bir başka soruyu yanıtlarken şunları söyledi: ''Şu anda olumsuz bir şey gözükmüyor, ama tabiatıyla bu iş daha çok çaba isteyen, daha çok gayret isteyen, üzerinde daha çok yoğunlaşılması gereken bir düşüncedir. O yüzden, bir mekanizma üzerinde de bir mutabakat var. Dışişleri Bakanları kısa bir süre içerisinde bunun alt yapısını oluşturmak için bir araya gelecekler, ama bu sürecin başlamış olması önemlidir ve Türkiye böyle bir işbirliğini samimi olarak arzu ediyor. Bunun herkesin menfaatine, herkesin faydasına olduğu kanaatiyle bu düşüncesini ilgili taraflara açmıştır. Şu ana kadar gelen değerlendirmeler bizce olumludur, ama daha işin başlangıcındayız. Bir kısım önemli konuların olduğu ortadadır. Karabağ sorunu gibi ve başka sorunlar gibi önemli konular var. Bunları da Türkiye göz ardı ederek bir fikir bir düşünce geliştiriyor değildir, onun da iyi bilinmesi lazım.'' Çiçek, Ulusal Program'la ilgili bir soru üzerine, parlamentoda grubu olan, olmayan tüm siyasi parti liderlerini ziyaret ederek, program hakkında bilgi vereceklerini ve daha sonra konuyu şekillendirerek, kamuoyuna duyuracaklarını söyledi. ''Bakanlar Kurulu toplantısında Tuzla Tersanesi'nin kapatılmasının gündeme gelip gelmediği''ne yönelik soruyu Çiçek, böyle bir konunun gündeme gelmediğini belirterek yanıtladı. Çiçek, konuyla ilgili bakanların, sendikaların, Başbakan Erdoğan başkanlığında geçtiğimiz günlerde bir araya geldiğini hatırlatarak, bundan sonraki işin, ilgili bakanlıkların ve sendikaların gayretine kaldığını söyledi. AA
<< Önceki Haber Cemil Çiçek ilk sinyali verdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER