Canikli, partisinin
Giresun milletvekilleri Mehmet Geldi ve Adem Tatlı ile Dereli, Keşap,
Bulancak, Piraziz ve Espiye ilçe teşkilatlarına teşekkür ziyaretinde bulundu.
Dereli İlçe Teşkilatında muhtarlar, esnaf ve partililerin katılımıyla düzenlenen toplantının ardından açıklamalarda bulunan Canikli,
Türkiye'nin
Suriye'deki gelişmeleri dikkatle takip ettiğini, Suriye'deki birçok vatandaşın güvenlik kaygısıyla sınırdan geçerek Türkiye'den
yardım talebinde bulunduğunu söyledi.
Canikli, son dönemlerde Türkiye'nin yakın coğrafyasındaki
ülkelerde meydana gelen ve esas itibarıyla uzun yıllardan beri görevde bulunan yönetimleri
hedef alan
halk hareketleri neticesinde bu ülkelerde ciddi sosyal hareketlilik ve çalkantının söz konusu olduğuna dikkati çekerek, ''Demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işlediği ülkelerde bu tür sıkıntılar hiç bir şekilde ortaya çıkmıyor. Türkiye en başarılı örneklerden bir tanesidir. Özelikle bu tür çalkantıların yoğun olduğu bölgenin merkezinde olan Türkiye'nin adeta bir 'istikrar adası' gibi ortaya çıkması tesadüfi değil. Burada demokrasimizin çok ileri seviyelere gelmiş olması ve yönetimlerin halk iradesiyle değişmesinin kurallar çerçevesinde gerçekleşmiş olması en temel etkendir. Bu çok önemli bir özelliktir'' diye konuştu.
-SURİYE VATANDAŞLARININ TÜRKİYE'YE SIĞINMASI-
Suriye dahil diğer olayların yaşandığı ülkelerde uzun yıllardır yönetimlerin halkın iradesine başvurmaksızın görev yaptığını ve bunun neticesinde de halkta ciddi bir
öfke, tepki ve birikimin söz konusu olduğunu söyleyen Canikli, şöyle devam etti:
''Suriye'nin bir özelliği de Türkiye'nin yanı başında bulunması ve bu ülke ile siyasi,
ekonomik, toplumsal ilişkilerimizin ve sınırımızın olmasıdır. İçeride çatışma yoğunlaşınca özellikle çocuklar, kadınlar ve binlerce insan Türkiye sınırından girerek güvenlik imkanı bulmuştur. Türkiye, insani bir görev olarak bu insanlara kapılarını açtı, açmaya da devam edecektir. Türkiye'ye girenlerle ilgili gereken her türlü yardım, katkı sağlanmaktadır. Türkiye bugün bunları çok rahatlıkla sağlayacak imkana sahip. Bu insanlar Türkiye'ye geldiklerinde kendilerini çok güvenli hissettiklerini ifade ediyorlar. Şu haliyle Türkiye insani görev çerçevesinde onlara gereken katkıyı sağlayacak durumda ve konumdadır. Ama sınırdan geçişler bu çok büyük sayılara ulaştığı takdirde bu artık uluslararası bir sorun haline gelir, tüm uluslararası camianın buna mutlaka katkı sağlaması gerekir.''
-''SURİYE'DE ÇÖZÜM KONUSUNDA DÜNYA TÜRKİYE'DEN BEKLENTİ İÇİNDE''-
Suriye'de yaşanan sorunlarda esas çözülmesi gereken noktanın ülkenin içinde olduğunu vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:
''Bu konuda özellikle Türkiye'nin ve
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye üzerinde hem ağırlığı var hem de
baskısı söz konusu. Oradaki kardeş kavgasının, iç çatışmanın sora erdirilmesi, özellikle yönetimin silahsız halk üzerinde çok ağır baskı uygulaması şeklinde ortaya çıkan bu tablonun bir an önce son bulması için Sayın Başbakanımızın Suriye üzerinde çok yoğun telkinleri ve yönlendirmesi söz konusu. Aslında tüm dünya da Türkiye'den bunu bekliyor. Suriye'deki sorunun çözümü konusunda tüm dünya Türkiye'den büyük beklenti içinde. Türkiye'nin ancak bu konuda gerçekten eşsiz bir imkana sahip olduğunu düşünüyorlar ve doğru düşünüyorlar. Bugüne kadarki uyguladığımız dış politikalar neticesinde Türkiye çok büyük oranda güven tesis etmiş durumda. Türkiye'ye, Başbakanımıza güveniyorlar ve Türkiye'nin bu özeliği kullanılarak oradaki sorun çözülmeye çalışılıyor. Temennimiz ve beklentimiz en kısa süre içinde Suriye'de halkın iradesinin yönetime yansıtılabileceği bir sistemin kurulması ve bu doğrultuda demokratik reformların gerçekleştirilmesidir. Öyle görülüyor ki bunlar yapılmadığı takdirde bu çatışmaların son bulması mümkün gözükmüyor. Sayın Başbakanımız da Suriyeli yetkililere ısrarla bunu izah etmeye çalışıyor. Topla, tüfekle o iradenin bastırılmasının mümkün olmadığı, sadece daha çok masum insanın kanının akıtılması sonucunu doğuracağını ifade ediyor.''
Canikli, ''Suriyeli yöneticiler tarihte benzer olayları birazcık inceleseler, millet iradesine karşı durmanın mümkün olmadığını görecekler ve onun önünü açmak, ona saygı duyan kuralları yürürlüğe koymak için gerekli adımları atacaklar ama orada maalesef istenilen seviyeye gelmiş durumda değiller. Başbakanımızın bu konudaki girişim ve çabaları sonuç verecektir. Buna inanıyoruz. Çünkü olay Suriye'nin iç sorunundan çıkmıştır. Türkiye aktif olarak bu konuda üzerine düşeni yapmaya çalışıyor, bir sonuç alacağımızı tahmin ediyorum'' diye konuştu.
-BAHÇELİ'NİN ''HESAPLAŞMADAN HELALLEŞME OLMAZ'' AÇIKLAMASI-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
seçim sonunda yaptığı konuşmada ''helallik'' istemesine yönelik MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin ''hesaplaşmadan helalleşme olmaz'' açıklasıyla ilgili bir soru üzerine Canikli, şöyle konuştu:
''Sayın Bahçeli'nin seçim çalışmasından önceki dönemlerde de partimizi ve hükümetimizi hedef alan haksız
iftira niteliğinde çok ağır ithamları söz konusu oldu. Sayın Başbakanımız ve bizler sadece iftiralara
cevap verme, kendimizi
savunma mahiyetinde açıklamalar yaptık. MHP'de
kaset olayları ortaya çıktı, bunu hemen '
AK Parti yaptı' dediler. Elinizde bir belgeniz, deliliniz var mı, yok. Böyle bir ağır ithamda partimizi bırakırsanız elbette bizim de kendimizi savunmamız gerekiyor. Biz ne Baykal'ın ne Bahçeli'nin kaset meselesine hiç girmedik. Bunun üzerinden
siyaset yapmadık. Bu açıklamaları talihsiz açıklamalar olarak görüyoruz. Doğru bulmuyoruz.''
Türkiye'nin her zaman sakinliğe, sessizliğe ihtiyacı olduğuna değinen Canikli, ''Sertliğin, kavganın olduğu yerlerde düşünceler anlaşılamaz. İnsanlar birbirini anlamakta zorlanır. Oturup konuşmak lazım. Eğer gergin bir ortam varsa oturup konuşamazsınız. Birbirinizi anlayamazsınız. Seçim dönemindeki kısmi gerginliği bizim mutlaka bertaraf etmemiz gerekiyor. Bunu yapacak olan da siyasi parti liderleridir. Aksi halde bunun üzerinden gidilirse bunun Türkiye'ye katkısı olmaz. Tam tersi çok büyük zararlar verir. Lider seviyesindeki bu gergin ortam devam ederse, bu kademe kademe toplumun katmanlarına sirayet ediyor. Bu doğru ve ülkenin lehine olacak bir yaklaşım değil. Türk milletinin geleceğine katkısı olamayacak yaklaşımlardır'' dedi.
Canikli, MHP lideri Bahçeli'nin bir önceki yasama döneminin başında
Ahmet Türk ile tokalaştıkları, ancak bu dönemde aynı karenin görülemeyeceği yönündeki açıklamasına ilişkin bir soru üzerine ise şunları kaydetti:
''Sayın Bahçeli'nin, 2007 seçimlerinden sonra beklenmeyecek şekilde Meclisin ilk günü o zaman DTP'li Ahmet Türk ile tokalaşması olmuştu ve bu dikkat çekmişti. Beklenmeyen bir hamle gibi algılanmıştı ve genelde o zaman olumlu değerlendirilmişti. Sayın Bahçeli şimdi bölücülüğü kastederek Türkiye ile ilgili çok farklı projeleri olan bir siyasi partiyle tokalaşmayacakları anlamına gelen şeyler söyledi. BDP 2007 yılı seçimlerinden sonra herhangi bir değişim geçirmedi, aynı BDP. O günkü söylemleri, duruşu, istekleri, talipleri neyse bugün de aynıdır. 2007'deki yapısında herhangi bir değişme, dönüşme, yumuşama söz konusu olmadığı için, gerekçesi bu ise bana göre çok mantıklı görünmüyor. Bugün eleştirdiği ve tokalaşmamak için gerekçe gösterdiği tüm unsurlar o zamanda geçerliydi bugün de geçerli. Onun için çok gerçekçi gözükmüyor.''
AA