Türbanı öncelikle siyasi bir sembol olarak bilinçaltımıza kodlayan
türbanlılardan ziyade
CHP’li zihniyetti. (AKP iktidarıyla, bu argümanı kendi lehine çevirerek kullanmayı sürdürenler elbette oldu.)
Şimdi CHP bu yaklaşımdan bir adım sapmış değil. Çünkü bir kez daha aynı seçkinci ve (en doğrusunu ben bilirimci) yaklaşımıyla yapıyor çarşaf
açılımını: “Benim devletle, laiklikle problemim yok diyorsa,
kıyafetini değiştir gel diyemeyiz.”
Yıllarca üniversitede
okumak isteyen türbanlı kızların “sistemle sorunumuz yok” sözlerine inanmadınız. Onların kafasının içindekilerinin farklı olduğuna hükmettiniz. Şimdi nasıl oluyor da çarşaflı kadınların “biz tehdit değiliz” sözlerine pat diye inanıveriyorsunuz? Bu ikiyüzlü ahlakçılık değil midir?
‘Yeter ki CHP’li olsun, isterse çarşaf giysin!’ Bu şekilcilikle CHP’ye oy verenlerin daha özgürlükçü, daha çağdaş, daha demokrat olduğunu ima ederken
komik duruma düşmüyor musunuz? Yine bir siyasi simge oluşturmuyor musunuz zihinlerde?
Çarşaf ve başörtüsü CHP üzerinden aklanırken, türbanlı öğrenciler bir kez daha
siyasete feda mı edilecek?
Şimdi AKP’nin elinden bu siyasi sembolü alıyoruz derken yine kendi yarattığınız vehimlerin tuzağına düşmüyor musunuz? Bir kez daha siyasi terminolojiye hapsetmiyor musunuz tüm örtünme gerçeğini? (Ve metafiziğini.)
“Önemli olan örtüyü kim niçin kullanıyor, ona bakmak lazım” diyor
Baykal. Sahi nasıl bakacaksınız? Kendi niyet okumalarınızdan başka sahih bir veriye hangi kriterlerle sahip olacaksınız?
Yapılan her türlü anket ve araştırmalar örtünmenin sosyolojisini ortaya koymakla sınırlıyken, insanın kalbindeki niyeti hangi sabit ölçüyle değerlendirip, tanımlayacaksınız?
Birinin mahalle baskısıyla örtünmüş olduğunu saptadınız diyelim, onu bu sosyolojik vakadan dolayı nasıl ‘dinci’ diye niteleyeceksiniz? Ve sistemi tehdit ettiği sonucunu nasıl çıkaracaksınız? Sadece sosyal baskıyla örtünüyor diye: Onun ‘sofu’ veya ‘irticacı’ olacak denli ciddi bir ‘tehdit’ içerdiğinin hükmünü verebilir misiniz kolayca?
Peki, vahiy ile
akıl arasında güçlü bir bağ kurarak kalbinden teslim olmuş birinin kendi iradesiyle örtünmesi mi sizin için
tehlike arz edecek? Böylesine dinin ruhundan konuşan biri size örtünmenin bir
kalp hakikati olduğunu ve aslında kimseye bunun dayatılamayacağını söylediğinde ne olacak? Hangisini yargısız
infaz edeceksiniz sisteme tehdit görerek?
***
Bugün bazı CHP’lilerin sosyolojik bir veriyi ansızın algılamaları ve
Türkiye gerçeğini keşfetme çabaları –
seçim yatırımı olsa da- hayırlıdır diyebiliriz. Ama bu kadar basit mi bu partinin siyasi açılımını bazı ahlaki çelişkilerin altını çizmeden onaylamak?
Hele postmodern bir darbeye gerekçe teşkil eden kimi mizansenlerin ve yalan haberlerin çoğu için örtülü kadınlar kullanılmışken? Birçok nesil eğitimsiz kalmışken? İrticacı diye fişlenmişken? Sırf başörtülü eşleri dolayısıyla memurlar işlerinden atılmışken? Çeşitli iftiralarla profesörler bile dinci diye damgalanmışken? Bu kadar kolay mı bu haksızlıklarda CHP’nin rolüne dair tek kelime bile etmeksizin onu alkışlamak?
CHP’nin
desteklediği cumhuriyet mitingleri döneminde, türbanlı kızların daha görünür olmalarıyla rejimin tehlikeye girdiğini söyleyen, günlerce korktuğunu haykıran ve ülkeyi terk etme noktasına gelen kimi yazarların bugün “çarşaf bir Türkiye gerçeği” derken biraz olsun terlemeleri gerekmez miydi?
Baykal, CHP’ye üye yaptığı çarşaflı kadınlar için “eğer sistemi tehdit etmiyorsa niye kıyafet dayatalım” demiş. Daha önce yazdığım (ve birçok kişinin de yazdığı gibi) bu sözler üniversiteye girme hakkını kazanmış türbanlılara CHP tarafından ısrarla ve yıllarca sistemi tehdit ettikleri gibi bir peşin hükümle yaklaşılmış olduğu gerçeğini hiç ama hiç değiştirmiyor.
CHP yıllarca türban ile başörtüsü arasındaki biçimsel farklardan derin bir siyaset üretti. Bağlama biçimlerinden niyet okumaları yaptı. Örtülü kızların okumasını engellemek için
Meclis kararlarını mahkemeye yolladı.
Bu kızlar ya
baba ve ağabeyleri tarafından kullanılıyorlar, bir siyasi sembol olarak türbanın yerleşmesine alet oluyorlardı ya da geçmişte kalmış bir dinî ritüeli dönüştüremeyecek kadar cemaat baskısı altındaydılar. CHP, kendi ‘kafasının içindekiler’le bütün
genç kızların iç dünyasını böylece okudu.
Baykal unutmuş olabilir ama böylesi niyet okuma hezeyanları yüzünden birçok nesil geldi geçti. Ve bu ülkede halen birileri kendi örtünme gerçekleriyle yaşıyor. Bu sistemin içinde. Kara çarşaf onları bir kez daha
mağdur etmek için mi aklanıyor?
LEYLA İPEKÇİ - TARAF