CHP'nin 'gizli' değişimi

Sosyal demokrat çizgiden uzaklaştığını bir nevi kabul eden CHP, yeni programını da güncel tartışmalar üzerinden oluşturdu.

CHP'nin 'gizli' değişimi

Cumhuriyet Halk Partisi, 14 yıl sonra tüzük ve programını değiştirdi. Cılız eleştiriler altında gerçekleşen kurultayda Deniz Baykal’ın bu yeni hamlesi ‘tek adam’ kimliğini güçlendirecek, ikinci ve üçüncü adamların güçleri ise diğerlerine dağıtılacak. 21 Aralık’ta Ankara’da halka kapalı yapılan tüzük ve program kurultayı ile CHP’nin sosyal demokrat çizgiden kaydığı da dikkat çekiyor. 1994 tarihinde yürürlüğe giren parti programının ilk paragrafı şöyleydi: “Cumhuriyet Halk Partisi, kökleri tarihimizde ve millî mücadelemizde olan, Atatürk'ün öncülüğünde Cumhuriyet’i gerçekleştiren, çağdaş Türkiye'nin temellerini kuran, demokrasi sürecini başlatan, 1960'larda demokratik sol bir içerik ve sosyal demokrat özellikler kazanan bir büyük yenileştirme hareketinin temsilcisidir.” Yeni programın ilk cümlesi ise şu şekilde: “Atatürk ilke ve devrimlerinin bekçisiyiz. Gücümüzü tarihsel köklerimizden alıyoruz. Emperyalizme karşı ulusal başkaldırının öncüsü olan Kuvay-ı Millîye, Hukuk Cemiyetlerinin oluşumuna dayanak oldu. Müdafaa-i Hukuk ise işgal altındaki Anadolu’da yerel kimlikten ulusal kimliğe ve ulusal dayanışmaya ulaşmayı, gücünü ulusal iradeye dayandırmayı hedef aldı.” Eski programda, 1976’nın sosyal demokrasi açılımı bir başlık altında toplanıyordu. Deniz Baykal sunuş yazısında “Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu programı Türkiye'nin tarihsel sürekliliği ile değişim özlemini, gelenek ile yenileşme arayışını, geçmiş ile geleceği bütünleştirip yansıtmaktadır.” diyordu. Yeni programda ise Genel Başkan’ın yazısı bulunmuyor, kimi bölümlerde ulusalcı dil dikkat çekiyor. CHP, 1970’lerin sosyal demokrat kimliğini açıktan olmasa da politikaları ile kabul etmiyor. Eski program ilkeler üzerine kuruluyken, yenisi pragmatist bir söylemle öne çıkıyor. Güncel tartışmalar, talepler programa eklenmiş. Mesela Alevilerin taleplerine çözüm üretilmesi, Madımak Oteli'nin hoşgörü merkezi yapılması, Diyanet’in yeniden yapılandırılması bunların başında geliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan ile Aydın Doğan arasında yaşanan sert tartışmalara atfen “demokratik ve özgür basın ortamı” başlığında, basın özgürlüğü ele alınıyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın grup konuşmaları, çeşitli basın organlarına verdiği demeçler de program metninin özünü oluşturuyor. Mesela Baykal’ın Kuzey Irak’ın Türkiye’ye dost bir bölge hâline dönüştürülmesine dönük aylar önce yaptığı açıklamalar, parti programında yerini almış. O günlerde bu açıklamaların sorulan sorular ile ortaya çıktığı savunulmuştu. Yeni program eskisine göre bir çerçeve metinden öte somut teklifler üzerinden ilerliyor. Proje ve öneriler öne çıkıyor. Devlet reformu bakanlığı, KOBİ bakanlığı, insan hakları müsteşarlığı, arazi edinme ofisi, toprak su genel müdürlüğü, sınır muhafızlığı kurulması; siyasi etik yasası çıkartılması; HSYK reformu ve kamu reformu yapılması teklif ediliyor. Tüm bu tekliflere rağmen CHP’nin parti programına uygun hareket etmediği yakın geçmişte önümüzde duruyor. Sosyal demokrat kimliğiyle övünen CHP’nin tepeden inme modernleşmeyi öngörmesi, 27 Nisan bildirisini âdeta sahiplenmesi, 367 krizini çıkartması henüz unutulmadı. Kurultayda muhaliflerin eleştirileri çoğunlukla taslak programın son gün delegelere dağıtılması, programın tartışılmaması üzerineydi. Programa dönük köklü eleştiriler yoktu. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu’nun koordinatörlüğünde hazırlanan yeni program, 348 sayfadan oluşuyor. Yeni parti programı altı ana başlıkta toplanıyor. Birinci bölümde ‘Atatürk ilke ve devrimlerinin bekçisiyiz’ vurgusu yapılıyor. İkinci bölümde ise demokrasinin, insan hakları ve özgürlüklerin güçlendirilmesi dillendiriliyor. Üçüncü bölümde kamu yönetimine ilişkin politikalar, dördüncü bölümde ise ulusal güvenlik ve dış politika dikkat çeken unsurlar arasında. Beşinci bölüm üretim ekonomisine, altıncı bölüm ise sosyal refah devletine ayrılmış. Ulusal Güvenlik ve Dış Politika başlığı eski programda en son kısımda yer alıyordu, şimdi dördüncü bölüme taşınmış. Polis ve askerle ilgili birçok söylem benzerliği dikkat çekiyor. Kolluk kuvvetlerine manevi destek sözü bile veriliyor. Bu programın son bölümünde ise çevre, gençlik, hayvan hakları kendine yer buluyor. Partinin tüzüğü de değişti. MYK’nın yapısındaki köklü değişiklik en çok tartışılan konuların başında geliyor. CHP’nin ‘tek adamı’ Deniz Baykal, bu süreçte güç kazanacak. İkinci adamların gücü üçüncü adamlara dağıtılacak. Küçük ama etkili grubun başını çeken isimlerden Genel Sekreter Önder Sav, güç kaybedecek isimlerin başında geliyor. Eski CHP milletvekili Sabri Ergül, “CHP Genel Sekreterliği katiplik düzeyine düşürülmüştür.” diyerek bu makamın güç kaybetmesini eleştirdi. Genel başkan yardımcılıkları 13’e çıkacak, MYK üye sayısı 15–16 civarına düşecek. Kurultayda kabul edilen bu değişiklikler yerel seçimlerden sonra uygulamaya konacak. Siyaset kulislerinde CHP’nin yerel seçimlerde başarısız olması durumunda faturanın Deniz Baykal’a değil MYK üyelerine kesilmesi konuşuluyor. Böyle bir durumda Baykal’ın etrafında bulunan ikinci ve üçüncü adamların görevlerinden alınması da söz konusu olabilir. Baykal’ın böylece kendi koltuğunu koruyacağı iddia ediliyor. AKSİYON
<< Önceki Haber CHP'nin 'gizli' değişimi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER