Doğru konuşmak
Konuya son bir kere değineyim.
CHP doğru yapıyor ama doğru konuşmuyor:
- Muhafazakâr kitleleri devletle buluşturuyormuş. (Ya da barıştırıyormuş... muş)
Hayır...
Buluşturduğu ya da barıştırdığı kurum, devlet değil CHP’dir.
Buluşmak ve barışmak isteyen de CHP’dir.
Ne var bunu gizleyecek?
Doğru yapıyor.
Yeter ki doğru konuşsun.
***
Yıllardır şunu iddia ederim:
- Toplumsal uzlaşmayı ancak CHP sağlar... Cumhuriyetçi CHP.
O isterse olur.
Tesettür,
türban,
kurban, dinci,
dindar, laik, antilaik... Bütün bu kurumlar rafa kalkar. Ve iç barış sağlanır.
En büyük
tehlike böylece defedilir.
***
Adı ister
açılım olsun, ister
katılım olsun, ister taviz, isterse de oy’a tahvil olsun... CHP’nin son tavrını onaylıyorum.
Ama lütfen doğru konuşsun.
Çıksın desin ki:
- Hata’dan dönüyorum.
Yâni:
- Muhafazakâr kitlelerle barışıyorum.
Fakat hayır.
O diyor ki:
- Muhafazakâr kitleleri devletle barıştırıyorum.
O zaman da inandırıcı olamıyor.
Çok hassas bir konu bu.
Samimiyet gerekiyor.
***
Acaba diyorum, kara çarşaf’tan başlamakla hata mı etti? Çünkü kara çarşaf, öbür giysiler gibi değil.
Din Devleti’nin simgesi... Hem de simgenin katmerlisi.
Acaba diyorum, yanlış yerden başlayınca, yanlış konuşmaya da mecbur mu oldu?
Çarşaf ve Devlet elbette ki barışık değildir. Mümkünse barışsınlar...
Ama kaç çarşaflı var ki
Türkiye’de?
Oysa, muhafazakâr kitle, geniş bir yelpaze... Yâni çarşaf için değmezdi bunca patırdıya.
Hele
rozet takmak fazla oldu.
Son söz: CHP, sahiden muhafazakâr kitle’yle barışacaksa, doğru konuşsun. Ve sahiden de barışsın. Ülkenin gerçeklerine açılım yapsın.
Bu bir.
İkincisi... Çarşaf sürecini çabuk geçirsin. Yâni asıl hedefe yönelsin.
RAUF TAMER-POSTA