CHP her ortamda
Halk TV ile organik bağlantısının olmadığını iddia etse de ortaya çıkan yeni bilgiler parti
yönetiminin kanalın pazarlanmasına aracılık ettiğini ortaya koyuyor
CHP'nin eski lideri Deniz
Baykal ile
Kemal Kılıçdaroğlu kolay kolay biraraya gelmezdi. Birkaç gün önce gerçekleşen
sürpriz görüşmenin HALK tv ile ilgili olduğu sonradan ortaya çıktı.
Beş ortaklı Halk TV'nin çoğunluk hisseler Baykal'ın kayınbiraderi ait. Kılıçdaroğlu Baykal'ın izlerini partiden silerken Halk TV'yi istedi. Ancak Baykal televizyonu satmama niyetini Kılıçdaroğlu'nun önüne koyduğu
fatura ile göstermiş oldu.
Sonrası malum. Yeni yönetim Halk Tv'ye para yardımını kesince kanal kapandı. Baykal ve Kılıçdaroğlu'nun görüşmesi de işte bu ortamda geldi.
Ancak mesele bu değil.
RTÜK mevzuatına göre, hiçbir siyasi parti TV kanalı açamaz, kaynak aktaramaz.
Anayasa Mahkemesi daha önce parti harcamalarıyla ilgili teftişinde Halk TV'nin 237 bin 700 lira olan uydu kira bedelinin CHP tarafından ödendiğini belgelemiş, partiye ihtarda bulunmuştu.
Kılıçdaroğlu'nun açıklaması bu yönde. Ancak bazı gerçekler Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını tartışmaya açıyor. Halk TV'nin
Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Oda TV'nin sahibi
Soner Yalçın'a verileceği bir kaç gün önce yazıldı. Baykal'ın bu girişime
destek vermediği de ayrı bir gerçek.
Dahası iddiaya göre
mahkeme kararıyla
teknik takipte olan Soner Yalçın dinlenirken Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı 4 ayrı
telefon konuşması kayda geçmiş. Konuşmaların özü ise Halk TV'nin Soner Yalçın'a
satışı ile ilgili.
Satış işleminin Yalçın'la ilgili kısmı, "Ergenekon'un medya ayağını oluşturma girişimi" olarak değerlendiriliyor. Kılıçdaroğlu ve CHP açısından ise sorun şu: RTÜK mevzuatına aykırı biçimde partiden Halk TV'ye kaynak aktarımı.
Soruşturma tamamlanınca, CHP ve Kılıçdaroğlu ile ilgili bölüm ayrı bir
dava konusu haline getirilebilir. Son zamanlarda Kılıçdaroğlu'nun sinirli davranışlarını gerekçesi bu iddialarla daha iyi anlaşılıyor.