CHP Grubu'nda
nöbetçi olduğu halde Meclis'e gelmeyen
Okay, telefonlarını da görüşmelere kapattı.
Mustafa Fehmi Okay, captagon baronu Habib Kanat'ın sağ kolu ve uyuşturucu imalathanesinin yöneticisi olmakla suçlanıyor. Emniyet, Okay'ın hassas
burun olarak bilinen kimyager Hüseyin Fehmi
Işık ve imalathanedeki işçilerle yaptığı görüşmeleri tek tek kayda aldı. Okay'ın özellikle
Tuzla ve Pendik'teki uyuşturucu imalathanesinde kimyager Hüseyin Fehmi Işık ile işçilere talimatlar verdiği iddia ediliyor. Okay'ın talimatları bir 1,5 yıl süren
teknik takip sonucu tek tek kayda alındı. Şebekenin şemasını çıkaran polis, captagon baronu Habib Kanat'tan sonra örgütte ikinci isim olarak Mustafa Fehmi Okay'ı tespit etti.
CHP'Lİ OKAY KAYIPLARA KARIŞTI
Cumhuriyet savcısının talimatıyla
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı
Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan Okay, adliyede bir süre bekletildikten sonra Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Okay'ın, yarın Cumhuriyet
Savcısı Mehmet Berk'e ifade vermesi bekleniyor.
Uyuşturucu operasyonunda bu gelişmeler yaşanırken, Okay'ın ağabeyi CHP
Ankara Milletvekili ve Grup
Başkanvekili Hakkı Süha Okay zor günler geçiriyor. Okay, bugün CHP Grubu'nda nöbetçi olmasına rağmen TBMM'ye gelmedi. Gazetecilerle olan sıcak ilişkisi ile bilinen Okay'ın telefonlarına da ulaşılamıyor.
"BÜYÜK ÜZÜNTÜ DUYUYORUM"
Okay, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, kardeşi Mustafa Fehmi Okay'ın adının İstanbul'da yürütülen bir operasyonda geçmesinden üzüntü duyduğunu bildirdi.
Okay, açıklamasında şunları kaydetti: "Kardeşimin adının operasyona karıştığını dün medyadan öğrenir öğrenmez
Beşiktaş Adliyesi'ne giderek nöbetçi savcı ile görüştüm. Nöbetçi savcı, konuyla ilgili savcıyı arayarak bilgi aldıktan sonra, bugün tekrar adliyeye gelmesini bildirdi. Kardeşinin bugün ifade vermek üzere İstanbul Emniyeti'ne gönderildi. Böyle bir olayın içerisinde kardeşim Mustafa Fehmi Okay'ın adının geçmesinden üzüntü duymaktayım. Kendisinin böyle bir olaya karıştığına ihtimal dahi vermek istemiyorum. Kardeşime ilişkin bu olay için yargı sürecinin gerçekleri ortaya çıkaracağından en ufak bir kuşku duymuyorum. Hukukun gereği ne ise onu saygı ile karşılıyorum."
(CİHAN)