Başbakanlık Cumhuriyet Arşivleri'ndeki '
CHP Dosyası'ndaki yazışmalardan
kıyafet yasağının boyutları net bir şekilde görülüyor.
Bunlardan en çarpıcı olanı Kahramanmaraş'la ilgili. Yıl 1936...
Maraş'tan Biçuv İbrahim isimli bir vatandaş CHP Genel Merkezi'ne bir dilekçe gönderiyor. Yazıda, 'kara don' ve 'yazlık abanın'
yasaklanmasından dolayı yörede bu kıyafeti dikenlerin işsiz kalacağı belirtiliyor ve yasaktan vazgeçilmesi talep ediliyor. CHP'nin cevabı ibretlik: "Köyde giyilmesinde sakınca yok. Sadece Maraş içinde yasak."
Başbakanlık'taki CHP Dosyası'nda kılık kıyafet düzenlemeleriyle ilgili pek çok yazışma mevcut. Kanunen yasak edilmeyen bazı yöresel kıyafetler bile dönemin CHP taşra teşkilatlarınca koordine edilmiş. İl
yönetim kurullarında alınan yasak kararları CHP genel sekreterliğine
rapor edilmiş.
Trabzon İl Yönkurul Başkanlığı'ndan giden yazıda, 'İlbayla görüşülerek geçgin sınıfta pek az bir mevcudu kalan çarşafın tamamen kaldırılması etrafında özel, önemli ve evgin tedbirler alınacağı' ifade ediliyor. Maraş Uray Kurulu'nun kara don, yazlık aba ve şalvarla ilgili yasak kararını alkışlarla aldığı kaydediliyor.
Sinop İlyönkurul Başkanlığı, aldıkları tedbirleri sıralarken, "Bilumum memur ve parti çalışanlarının yaklaşan Cumhuriyet Bayramı'na kadar manto diktirmelerinin istendiği, hal ve vakti yerinde olmayanlara da manto tedarik etmeleri için üç ay müsaade verildiği..." dile getiriliyor.
Muğla İl Yönkurul Başkanlığı'na ait yazıda ise 'Uray, halkevi ve yersel kurumlarımızın bu işi kovalaması ve başarması kararlaştırılmıştır' deniliyor.
Belgeler arasında en ilgi
çekici olanı Maraş'a ait. 24 Ocak 1936 tarihli Maraş İlyönkurul Başkanlığı'ndan genel sekreterliğe gönderilen yazıda şu ifadeler yer alıyor: "Maraş'ın Kılıç Ali Mahallesi'nden Biçuv İbrahim'in gönderdiği yazıyı okudum. Biçuv İbrahim, Maraş'ta
Mayıs 1936 tarihinden itibaren kaldırılmasına Uray Kurulu'nun ittifakla karar verdiği 'kara don' ve yazlık abanın kaldırılmaması ve çünkü bu biçimsiz kıyafetin çulunu dokuyan birkaç tezgahın söneceği istek ve iddiasındadır. Beş on kişiyi geçmeyen bu tezgah sahipleri ilbaylığa, partiye ve uray'a başvurmuşlar ve Ankara'da bazı yüksek katlara da yazı göndermişlerdir. Bu yurttaşlara, men edilen
kumaş değil kıyafet olduğunu, köylerde köylülerimizin dilediği kıyafette çalışabileceklerini, ancak Maraş içinde bu kıyafetle gezmenin Mayıs 1936'dan başlayarak yasak edildiğini ve tezgahlarının dokuyacakları kumaşı pek az bir
ıslah ile biraz daha enli dokumak şartı ile setre pantolon biçiminde dikilmek üzere pekala sürdürebileceklerini uygun bir dil ile anlattık."
ZAMAN