CHP'de neler yaşanmış meğer !

CHP'de kapalı kapılar ardında hayli ilginç olaylar yaşanmış.

CHP'de neler yaşanmış meğer !

CHP'de tarihi diyaloglar 'Bizim sorunumuz Önder Bey (Sav) değil. Sorun tüzükte, onun değişmesini istiyoruz. Genel Başkan güçlensin, ondan sonra Önder de olsun Hakkı da olsun...' Bu sözler, dünkü yazım üzerine arayan Yılmaz Ateş'in... Sohbet boyunca her bir cümlesinde Deniz Baykal'ı da işin içine katarak konuştu ve uzun uzun analizler yaptı. Samimiydi derdini anlatmak istiyordu. 'CHP'ye bir tuzak kurulmuş: Kemal Bey iyi, 'Önder'i kötü' şeklinde özetleyebileceğim yazım üzerine CHP yelpazesinin bütün renklerinden telefonlar geldi dün. Evet, seçime CHP'nin kavgalı girmesini isteyenler var. Bütünleşme yerine bölünme planı yapanlar... Kişisel intikam duygularının peşine düşenler... Şahin Mengü, 'Tespitlerinin yüzde 90'ına katılıyorum' dedi, 'Önder Sav'la ilgili aynı şeyi düşündüğünü' belirtti ama 'vitrindeki yeni isimlerin kimi açıklamalarını' isim vererek eleştirdi, 'yazılmamak üzere' diye şerh düştü. Ancak Baykal'a en yakın isim diyebileceğim Yılmaz Ateş'le yarım saatlik konuşmadan hayli ilginç bilgiler, çarpıcı anekdotlar ortaya çıktı. SAV'DAN KILIÇDAROĞLU'NA 'SORUN VARSA GİDEYİM' Kılıçdaroğlu'nun yorumlarını da dün sabah öğrendim, bir tek Önder Sav'dan ses çıkmadı. Sanırım o da 'Önder'i at bizi al' tezahüratlarının farkında. Kaynaklarım beni yanıltmadıysa son günlerde Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı bir görüşmede çok nazik ve dostane biçimde 'Benimle ilgili bir sorun varsa ya da bundan sonra oluşursa anında parti için çekilirim, siz rahatsızlık duymayın' demiş. Hatta bir adım daha gideyim, Baykal cephesinden gelen kurultay çağrıları için 'Çok güçlüsünüz, kurultaya gidiyorum deseniz bile kaçarlar' görüşünü dile getirmiş. Bunlar, üçüncü kaynaklardan aldığım bilgiler... Kemal Kılıçdaroğlu referandumda tecrübe kazandı. Partisini ve teşkilatını, tanıdı, bütün eksikleri gördü. Hele Abant Toplantısı 'ilaç gibi gelmiş' olmalı. Kendi yalnızlığını gidermenin, teşkilatlarını yenilemenin yollarını arıyor. Bunları yaparken Önder Sav'ı da diğer aktörleri de koruyacak bir dengenin arayışında. Ama illaki 'güçlü lider, ipler elinde' algısını yaratmak zorunda olduğunun farkında. BAYKAL'DAN KILIÇDAROĞLU'NA 'İSTİKBAL BEKLENTİM YOK' Şimdi Yılmaz Ateş'in sözlerine dönelim. Önce Deniz Baykal'ın Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeden şöyle bir diyalog aktardı: 'Yanlış anlama olmasın. Benim hiçbir şekilde istikbal beklentim yok. Liderlikle ilgili hesabım da... Partiyi kurtarmak ve büyütmek için tüzük değişikliğini uygulattırmalısın.' Yılmaz Ateş bunu şöyle yorumladı: 'Deniz Bey bunları söyledi, hepimiz aynı şeyi düşünüyoruz. Önder de olsun, diğerleri de. Gerçekten bizim tüzük değişmeli. Nuh nebiden kalma tüzükle nereye kadar? Bizde genel sekreter genel başkan yetkilerine de sahip. Böyle gitmez.' GÜRSEL TEKİN ÖRNEĞİ Yılmaz Ateş, çarpıcı bir isimlendirme ile ne demek istediğini anlattı. Dedi ki; 'Mesela Gürsel Tekin, sivil toplumdan sorumlu genel başkan yardımcısı. Sivil toplumla buluşmak istese, bir etkinlik yapmak için genel sekreterden izin almak zorunda. Böyle yapı olur mu? Komünist partilerde bile böyle tüzük kalmadı.' Tam bu noktada Yılmaz Ateş'e 'Peki yıllardır Deniz Bey partiyi yönetti, siz de en yakınındaydınız. Neden şimdi gündeme getiriyorsunuz, niye daha önce bu değişiklikleri yapmadınız?' diye iki kez sordum. Açıkça, tatmin edici yanıt alamadım. Ne var ki teşkilatlarla ilgili yaptığı doğru eleştiriler, sağlıklı analizler var. Gerçekten de CHP'nin çözmesi gereken sorunlar ortada: CHP halka ulaşabilmeli, 21'inci yüzyıl değerlerine sahip olabilmeli, büyük Türkiye'ye yakışacak bir siyasi harekete dönüşebilmeli, Kemalizm'i güncelleyebilmeli... 'İKİMİZ DE 70'İMİZE DAYANDIK' Gün boyu yaptığım çok sayıda görüşmede, CHP'nin Abant toplantılarında müthiş perde arkası gelişmelerin yaşandığını öğrendim. İlgili arkadaşlar da detayını hala araştırıyor. Mesela, Ateş, Şükrü Küçükşahin'in 'Kemal'in Gelişi' kitabının 181'inci sayfasını Abant'ta herkesin içinde yüksek sesle okumuş. Bu sayfada 'Önder Sav'ın tüzük operasyonu'ndan söz ediliyor. Ateş sonra da 'Şükrü hem Kılıçdaroğlu'na hem de Sav'a kitabın önsözünde katkılarından dolayı teşekkür ediyor. Yani bu sayfada yazılanlardan da haberdarlar' diyor. Ateş, bir keresinde Deniz Bey tüzük değişikliğini konuşurken 'Önder sen de ben de 70'imize dayandık, gel bu partiyi kurumsallaştıralım' dediğini aktardı. Sadede gelelim... CHP, kendisine kurulan tuzakları nasıl bertaraf eder, daha doğrusu CHP nasıl kurtulur? Dün dediğim gibi, gerçek bir sosyal demokrat parti gibi davranarak, halkla iletişime geçerek. Kılıçdaroğlu bu umudu doğurdu. Önder Sav'ın tasfiyesini isteyenler varsa, kişisel intikam peşindeler. O görüşümde ısrarcıyım. Yol o değil. Yapılması gereken, lider basireti. Partiyi bölmeden, gücünü boşa tüketmeden seçimlere götürmek. 'Önder Bey'in sonsuz ihtirası var' denildiğini duyuyorum. Belki inananlar çıkar ama herhalde Kılıçdaroğlu, 'Yaşadığı özel olaylardan sonra neyin ne olduğunu en iyi bilen isimdir.' İSMAİL KÜÇÜKKAYA - AKŞAM
<< Önceki Haber CHP'de neler yaşanmış meğer ! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER