Mayıs ayındaki kurultayda tüzüğünü uygulamadığı için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından uyarılan CHP'de şimdi de kayyum senaryosu konuşuluyor. Başsavcılığın uyarısı üzerine ana muhalefet partisinde farklı sesler yükselmeye başladı. Önder Sav grubu tüzüğü uygulamak için bir kurultaya gerek olmadığını ileri sürüyor. Diğer yandan Baykal kanadı ise kurultaydan yana. Partinin hukukçu isimlerinden Atilla Kart ve CHP'nin eski Ankara Milletvekili Eşref Erdem parti yönetiminin oluşturulmasında kanunen bazı yanlışlıklar olduğuna dikkat çekiyor ve yeni bir kurultay yapılmasının mecburi olduğunu ileri sürüyor. Partiyle ilgili kayyum korkusu da işte tam bu noktada başlıyor. Kulislerde konuşulan senaryoya göre CHP'nin kurultaya gitmeden parti yönetimini değiştirmesi durumunda olay mahkemeye taşınabilir. Böyle bir durumda da mahkeme partiyi kayyuma devredebilir. Benzer bir olay Saadet Partisi'nin başına da gelmişti. Saadet Partisinde 11 Temmuz'da yapılan olaylı kongre, usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla mahkemeye taşınmış, kayyuma karar veren mahkeme belirlediği isimlerin partiyi yeniden kongreye götürmesine hükmetmişti. Hatta saadet partisinin kayyuma devredilmesi konusunda, chp genel sekreteri önder sav'dan yardım alındığı iddia edilmişti. Gözler şimdi 3 Kasım'daki Parti Meclisi toplantısına çevrildi. Parti Meclisi'nde parti yönetiminin yeniden belirlenmesi bekleniyor. Tüzük kurultaysız bir şekilde uygulanırsa Kılıçdaroğlu 13 ayrı genel başkan yardımcısıyla 1 genel sekreter atayacak. Bu durum Önder Sav tarafından da mercek altına alındı. Çünkü genel sekreter Sav, mevcut durumda hem çok geniş yetkilere hem de kasanın kullanımına sahip. Ancak yeni tüzüğün uygulanmasıyla birlikte genel sekreterin bu geniş yetkileri tırpanlanacak. Genel Başkan partinin tek ismi haline gelecek. Kulislerde, teşkilatı elinde tutan Sav'ın teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı olmayı ve kendine yakın isimleri genel başkan yardımcısı seçtirerek gücünü korumayı istediği iddia ediliyor.