İki lider niye anlaşamıyor?
Kurultaydan çıkan
CHP'de,
Gençlik Kolları Genel Başkanı
Yunus Emre'nin hafta içi
istifa etmesi, merak uyandırdı. Yunus Emre, istifa gerekçesini "babasının sağlık sorunları" diye açıklıyor. Ancak Kafe Ankara'ya ulaşan bilgilere göre, istifada, CHP eski Genel Başkanı
Deniz Baykal'ın geri dönmesi için Angora Konutları'ndaki evinin önünde partili gençler tarafından yapılan
eylem etkili oldu.
Kurultay sürecinde Gençlik Kolları,
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve Genel Başkan eski Yardımcısı Yılmaz Ateş'in de devreye girmesi ile eski lider Baykal'a geri dön mitingi yapmak istemiş, beklenen kalabalık toplanamasa da eylem gerçekleşmişti.
Öğrendiğimiz kadarıyla Sav, bu eyleme şiddetle muhalefet etti. Otobüs ve para için izin vermedi. İşte bu olay,
Önder Sav ile Yunus Emre'yi karşı karşıya getirdi. Yunus Emre'nin, Baykal'a
destek eylemine Sav'ın izin vermemesine "Ben, sizi
adaletli bilirdim. Siz hukukçusunuz. Adalet bilir misiniz? Sizinle ilgili çok yanılmışım" tepkisi gösterdiği konuşuluyor.
Bu olayın ardından Sav'ın, Emre'yi
görevden alma kararı aldığı ancak Yunus Emre'nin babasının sağlık sorunları nedeniyle bir süre ertelediği belirtiliyor. Denilene göre, Sav, görevden almamış ama Yunus Emre üzerindeki
baskı da artmış. Gerilim sonunda da Yunus Emre,
Perşembe akşamı istifasını sundu. Aslında bu olay, partide Kılıçdaroğlu ile Sav arasında yaşanan başka bir anlaşmazlığı da ortaya çıkardı.
5 YILDIR KURULTAY TOPLANMIYOR
Gençlik ve kadın kollarına özel önem verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu'nun genel seçimlerden önce kadın ve
gençlik kolları kurultayını toplamak istediği biliniyor.
Ancak Sav, atama yöntemi ile görevlendirmenin yapılmasından yana direniyor.
Kadın ve Gençlik Kolları Kurultayı, 2005 yılından bu yana toplanmıyor.
Kadın Kolları'na ayrıca 2007'den beri atama da yapılmıyor. Bu nedenle parti içinde kamuoyuna yansımayan gençlik ve kadın kolları krizi yaşanıyor. Bakalım Kılıçdaroğlu'nun mu Sav'ın mı dediği olacak?
HANGİ LİDER MÜSVEDDE KULLANIYOR?
Her Salı
Meclis'te grup telaşı yaşanıyor. Parti grup toplantıları yapılıyor. Milletvekilleri ve partililer genel başkanlarını dinlemek için Meclis'e geliyor. Liderler de konuşma hazırlıkları yapıyor.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını, prompter aracılığıyla yapıyor. Yani kürsünün iki yanına yerleştirilen "şeffaf camlar" üzerinden okuyor. Bu durum, muhalefetin, özellikle de CHP'nin yeni lideri
Kemal Kılıçdaroğlu tarafından "Biz camdan değil candan konuşuyoruz" diye sıkça eleştiriliyor. MHP lideri
Devlet Bahçeli de uzun konuşma metinleri hazırlıyor ve bu yazılı açıklamayı kürsüden okuyor.
BDP'de "eş
başkanlık sistemi" adı ile
yönetim sürdürülüyor. Genel Başkan
Selahattin Demirtaş ile Genel Başkan Yardımcısı
Gülten Kışanak, bu nedenle dönüşümlü olarak kürsüyü kullanıyor. Demirtaş, yazılı metne bağlı olmazken, Kışanak çoğunlukla metin üzerinden konuşuyor.
CHP'nin eski lideri Deniz Baykal'a göre kısa konuşan Kılıçdaroğlu ise, yazılı metinden de faydalanıyor. Kılıçdaroğlu, konuşurken, ilginç bir nokta dikkat çekti. Konuşma notları için müsvedde kağıt
tercih etti ortaya çıktı. Bu detay, kürsüden sayfaları çevirirken anlaşıldı. Kılıçdaroğlu'nun kimliğine "çevreci" sıfatı da eklenmiş oldu.
"VUVUZELA" MECLİS'E DE GİRDİ!
Dünya Kupası maçlarının başlaması ile birlikte yaşanan 'Vuvuzela'
tartışması, Meclis'e de sıçradı. Meclis'te
AK Parti kulisinde de en önemli tartışma maddelerinden birisi
vuvuzela. Milletvekilleri, Genel Kurul çalışmalarından fırsat buldukça kulisteki televizyonlardan
kupa maçlarını da takip ediyor. AK Parti
Hakkari Milletvekili Rüstem Zeydan, "Dünya Kupası maçları varsa bu Meclis çalışır" diyerek Meclis'in havasını anlatıyor. AK Parti
Sivas Milletvekili Selami Uzun ile
Bursa Milletvekili Mehmet
Emin Tutan da, maçları kaçırmayan iki isim. Ancak kulisteki maç yayınında vuvuzela sesinden özellikle kadın milletvekilleri rahatsız oluyor.
Erkek milletvekilleri ise memnun. AK Parti'li Mehmet Emin Tutan, "Vuvuzela sesi beni rahatsız etmiyor. Aksine bir güzellik katıyor maçlara" derken, Selami Uzun, "Keşke Türkiye'de oynanan maçlarda da çalınsa" şeklinde konuşuyor.
Başbakan Erdoğan da, vekillerin maç izlemesine onay verdi diyebiliriz.
Genel Kurul çalışmalarında aksama olmaması için Meclis'i sıkı takip eden Başbakan Erdoğan, çarşamba geç vakitlerde Meclis'e ani
baskın yaptı. Bu sırada milletvekilleri kuliste maç izliyordu. Erdoğan, milletvekillerine hiçbir şey demeden Genel Kurul'a girdi. Vekiller de Erdoğan'ın bir şey dememesinin rahatlığı ile maç keyfine devam etti.
AK PARTİ'DEN SLAYTLI "GANDİ" GÖSTERİSİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için "
Gandi" benzetmesi yapılıyor. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Bülent Gedikli de
teşkilat toplantılarında, Kılıçdaroğlu ile Gandi arasında benzerlik bulunmadığını slayt gösterisi ile anlatıyor.
Gandi'nin resmi ile Kılıçdaroğlu'nun resmini slaytta gösteren Gedikli "İkisi birbirine benziyor mu" diye soruyor. Gedikli, Gandi'nin kıyafeti ile Kılıçdaroğlu'nun Etro
marka gömleğine de dikkat çekerek, "İkisi görüntü olarak bile birbirine benzemiyor" diyor.
Gedikli'nin bu çalışması AK Parti'liler tarafından ilgi ve heyecanlan ile izleniyor. Gedikli, eski Başbakan
Bülent Ecevit, ABD eski Başkanı
Bush ile ABD Başkanı Obama ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın fotoğraflarına da yer veriyor ve Türkiye'nin geldiği noktayı anlatıyor.
Gedikli, görselliği kullanarak, rutin siyaseti renklendiriyor...
HANGİ SİYASİ DEDE OLUYOR?
CHP'nin yeni yönetimine Genel Başkan Yardımcısı olarak giren eski Grup
Başkanvekili Hakkı Süha
Okay, bir yandan da
torun sevinci yaşıyor.
Okay, erkek torun bekliyor. Genel Merkez'deki yeni odasına yerleşen Okay, geçtiğimiz günlerde oğlu ve gelinini de makamında konuk etti. Okay'a genel başkan yardımcılığı için ziyarete gelen konuklar, torun haberini alınca çifte
tebrik görüntüleri de yaşanıyor. Bu arada "
dede" Okay, esprileri de unutulmuyor.