CHP Genel Başkanı
Kemal Kılıçdaroğlu,
Adana Genç İşadamları Derneği (AGİAD) tarafından
Seyhan Otel'de düzenlenen ''
Türkiye'nin Siyasi Liderleri Adana'da Buluşuyor, Şehrin Geleceğini Konuşuyor'' isimli toplantıya katıldı.
Toplantıda katılımcıların sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, ''
Hükümetin
Suriye konusundaki politikalarını nasıl değerlendirdiğinin'' sorulması üzerine, özellikle komşu ülkelerle barış içinde yaşamak istediklerini belirtti.
Hiç kimse ile
kavga etmek istemediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''
Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' sözü vardır. Suriye ile ilişkilerimiz iyiydi. Cumhurbaşkanı gitti, Sayın Baş
bakan Şam sokaklarında bayraklara karşılandı.
Sınır ticareti açıldı. Bir sabah kalktık Suriye düşman oldu. Niçin? Hangi gerekçeyle. Daha bir Allah'ın kulu çıkıp bunun gerekçesini bana açıklamış değil. 'Efendim Suriye'de
demokrasi yok'. Suriye'de demokrasi olmadığını sen Şam sokaklarını gezerken farkında değil miydin? O zaman başka birisi mi vardı orada. Orayı düşman ilan etmek bizim geleneksel dış politikamıza da aykırı.''
Arap baharını ''enerji kaynaklarının paylaşılma, insanların öldürülme baharı'' olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, ''Demokrasiye
evet ama o insanlara demokrasi özgürlüğü getireceğim diye enerji kaynaklarına el koymayı biz içimize sindiremiyoruz.
Irak meydandadır. Orayı herkes görsün. Oraya da demokrasi gelecekti. 1 milyonun üstünde
Müslüman öldürüldü. 100 binlerce kadına
tecavüz edildi.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin sesi çıktı mı? Niye çıkmıyor. O nedenle Suriye konusunda
egemen güçlerin Ortadoğu'daki taşeronluğuna soyunan bir hükümet olduğu için biz egemen güçlerin taşeronluğunu yapan değil bağımsız Türkiye'yi kuran bir siyasal parti olarak buna karşı çıkıyoruz'' dedi.
''Ülkesinin değil başkalarının çıkarlarını düşünen
siyaset anlayışını iyi tanıyın'' diyen Kılıçdaroğlu, ''Biz her ülkeye saygı duyarız. O ülkenin iç işlerine saygı duyarız. Onlarla ticari ve insani ilişkilerimizi geliştirmek isteriz. O ülkelere demokrasi gelecekse her türlü katkıyı veririz. Ama başka bir ülkenin içişlerine karışmak istemeyiz'' dedi.
'BU
HSYK'YA SAYGI DUYMUYORUM'
Kılıçdaroğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) ile ilişkilerinin sorulması üzerine, şöyle konuştu:
''HSKY'ya bizim saygımız var. Devletin her kurumuna saygımız var. Yeter ki her kurum yasalarla tanımlanmış görevlerini yerine getirsin. Başka bir görüşümüz yok. Ama bu HSYK
adalet dağıtan bir kurum değil. Adaleti bozan bir kurum, tuzu kokutan bir kurum. Silivri'deki davalardan birine bakan bir
yargıç vardı. 'Üzerimde kurumsal
baskı var' dedi ve ayrıldı. Hiç bir HSYK üyesi çıkıp 'Arkadaş sana bu baskıyı yapan kim' diye sormadı.
Yargıya baskı yapılıyor ama sormuyorlar. Neden? Çünkü o baskıyı yapan kendisiyle aynı düşüncede olan kişiler. Bu HSYK'ya saygı duyar mısınız? Ben duymuyorum. Kusura bakmasınlar.''
Kendisi için ''
Özür dile'' denildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Senin neyinden özür dileyeceğim. Sen adaleti dağıttın da ben hayır mı dedim'' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu,
Adalet Bakanı'nın unvanın ''Ali Dibo'' olduğunu iddia ederek, şöyle devam etti:
''
Milletvekiliyken
ihale dağıtan adam. Yani ihaleye fesat karıştıran adam çağdaş bir ülkede Adalet Bakanı olabilir mi? Bırakın Adalet Bakanı olmayı siyasette görev alamaz. Bu Adalet Bakanına böyle bir HSYK yakışır. Başka bir şey olamaz.''
Kılıçdaroğlu, yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini belirterek, yargıçların kararını önce kendi vicdanında tartması gerektiğini söyledi.
Adaletin bozulması halinde devletin büyük yara alacağını belirten Kılıçdaroğlu, ''Onun için diyorlar zaten; adalet bozulursa tuz kokar. Kim suçlanırsa adil bir şekilde yargılansın. İtirazımız yok'' diye konuştu.
Hopa'da çıkan olaylarla ilgili, Ankara'da düzenlenen gösterilere dair başlatılan
soruşturma kapsamında öğrencilerin tutuklanmasını hatırlatan Kılıçdaroğlu, ''Tam HSKY'ya uygun bir davranış'' dedi.
Siyasi iktidarın emrinde bir yargı olamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, ''HSYK bütün siyasi kaygılardan arınmalı. Siyasetin dışına çıkmalı. Doğru karar vermeli. Hukuk yerini bulmalı'' ifadesini kullandı.
TUTUKLU VEKİLLER
Kılıçdaroğlu,
tutuklu milletvekilleri konusuna da değinerek, şunları söyledi:
''Uzun tutukluluk sürelerinden Cumhurbaşkanı şikayetçi,
Meclis Başkanı şikayetçi, şikayetçi olmayan kimse yok. Kimle konuşsanız 'Evet bu doğru değil' diyor. Çözelim diyorsunuz, 'Çözmeyelim'... O zaman kim samimi. Halkın oyuyla seçilmiş bir milletvekili hapise atılır mı? Hüküm giyse eyvallah diyeceğiz. Hüküm giymemiş tutuklu. Bunlar bizim demokrasimizin ayıp yönleri. Bu ayıplarla mücadele edeceğiz.''