Önce Hz. Muhammed'e (Sav)
hakaret eden, daha sonra 'dinlenme' iddiası fiyaskosu yaşayan
Önder Sav skandalanı daha büyük bir sansasyonla kapatmayı hedefleyen
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal bugün grup toplantısında yine tuhaf çıkış yaptı.
Kamuoyundan özür dilemeye yanaşmayan Genel Başkan
Deniz Baykal, "telekulak çetesi"nin raporlarını
mahkeme kararı diye sundu.
İşte Baykal'ın iddiaları, işte gerçekler:
İDDİA
- Emniyet içinde cemaat yapılanması var. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'nın başında Trabzon'da eskiden emniyet müdürü olan kişi vardır. Teknik birimin başında aynı cemaate mensup kişi var. Bunu da mahkeme kararından biliyorum.
GERÇEK
- İstihbarat Daire Başkanı
Ramazan Akyürek ve TİB Başkanı
Fethi Şimşek hakkında herhangi bir mahkeme kararı bulunmuyor. TİB Başkanı Fethi Şimşek bu görev getirilmeden önce
Ankara Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapıyordu.
İDDİA
- Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda kişiye endeksli bir kapsamlı yüksek teknolojik kapasitesi olan bir yer yapılmıştır. Başbakan'ın direkt olarak atayacağı bir insan başa getirilmiştir. Teknik birim başkanlığına gene özel bir atama yapılmıştır. Başına da bir emniyetçi atanmıştır.
GERÇEK
-
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda
Milli İstihbarat Teşkilatı,
Jandarma Genel Komutanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nün temsilcileri görev yapıyor.
İDDİA
- Türkiye'de muazzam bir dinleme altyapısı oluşuyor burada muazzam bir kadrolaşma olduğu ortaya çıkmıştır. Cemaat kadrolaşması yapılmıştır. Burayı kontrolleri altına aldıkları net bir biçimde ortaya çıkmıştır.
GERÇEK
- Baykal'ın ortaya attığı bu iddia
Cumhurbaşkanlığı ve
Genelkurmay Başkanlığı'nın da aralarında bulunduğu kamu kurumları ile 963 telefonu yasadışı bir şekilde dinlediği için yargılanan eski Ankara
Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak'ın 1999 tarihli raporuna dayanıyor. İddiaları, dönemin Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner kesin bir dille yalanlamıştı.
İDDİA
- Cumhurbaşkanı seçimi sırasında sabotajlar olur diye bir karar almışlar bunu uzatmışlar.
GERÇEK
- Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nın sadece sabotaj gerekçesiyle
izleme talebinde bulunmadığı ortaya çıktı. Talep dilekçesi 7 sayfadan oluşuyor. Dilekçede özellikle çetelerle yapılan mücadele üzeride duruluyor. Sauna soruşturmasından
Atabeyler Operasyonu'na, PKK'dan
DHKP-C'ye kadar birçok örgütle mücadelenin önemi talep başvurusunda sıralanıyor. Dini motifli
terör örgütleriyle mücadele de talep başrusunda önemli yer tutuyor. El-Kaide'den, Hizbu't-
Tahrir örgütüne, İBDA-C'ye kadar birçok örgütün faaliyetleri hakkında talep yazısında bilgi söz konusu.
İDDİA
- Jandarma da istiyor bu yetkiyi. Adalet Bakanlığı diyor ki olamaz bu. Böyle kapsamlı dinleme mümkün değil deniliyor. Yetki jandarmada olmasın diye kıyamet kopuyor ama emniyette olmasın diye kimsede bir tepki yok.
GERÇEK
- Adalet Bakanlığı ile TİB'in, 5397 sayılı yasaya göre sadece sorumluluk bölgesi içinde istihbarat çalışması yapma yetkisi bulunduğu gerekçesiyle Jandarma'ya izleme yetkisi vermediği ortaya çıktı. Jandarma'nın sadece kendi sorumluluk alanında istihbarat yapabileceği 5397 sayılı kanunun 2. maddesinde düzenleniyor
İDDİA
- Anayasa Mahkemesi Başkanvekili dinlendiği iddiasını ortaya koydu. Konu ört bas edildi.
GERÇEK
- İçişleri Bakanı Beşir
Atalay,
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün dinlendiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Atalay, "Elimizde ekibin başka bir görevle ilgili orada olduğunu ortaya koyan kesin kanıtlarımız" var. dedi.
İDDİA:
- Genel Sekreterimizin bir Valiyle konuşması 2 gün sonra bir gazetede kelime kelime yayınlandı. 2 kişi arasındaki bir görüşmenin bilgileri ve izni olmadan yayınlanmış olması ciddi bir suçtur.
GERÇEK
- CHP Genel Sekreteri
Önder Sav'ın telefonunu yanlışlıkla açtığı kesin olarak kanıtlandı.
Türk Telekom ve Türkcel söz konusu tarih ve saate ilişkin görüşme dökümlerini aktardı.
Vakit Gazetesi ile Sav'ın cep telefonu arasında 44.06 dakika görüşme tespit edildi. Sav'ın telefonunu açık unuttuğu kesinlik kazandı.