Gazetelerin yazdıklarını okuduğunuz zaman,
Abdullah Gül'ün
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda kuşkuya düşebiliyorsunuz. Sanki Abdullah Gül bastırıyormuş da,
Başbakan sırf askerin tepkisini almamak ve gerilim yaratmamak için direniyormuş veya işi yavaştan alıyormuş gibi bir izlenim doğuyor. Başbakan'ın kafasında farklı formüller varmış ve Gül'ü ikna etmeye çalışıyormuş görünümü yayılıyor.
Dün Ankara'daydım.
Cumhurbaşkanlığı seçimini çok yakından izleyen danışmanlar ve Ak Parti (AKP)
kulislerinde dolaştım. Olağanüstü bir gelişme ile karşılaşılmadığı takdirde, Abdullah Gül'ün adaylığı Pazartesi günü açıklanacak gibi görünüyor.
Tayyip Erdoğan'ın Gül'ü satıp, bir başka aday araması söz konusu değil.
Böyle bir olasılıkta, partiden büyük bir tepki çıkacağı
hesap edildiği gibi, Gül'ü dışlamak Erdoğan'a hiç yakıştırılmıyor.
Erdoğan-Gül ilişkilerini bilenler, "Böyle bir olasılık söz konusu dahi edilemez. Gül kendi başına fikir değiştirmediği sürece, Erdoğan'dan hiçbir adım gelmez" diyorlar.
Gül'ün adaylıktan vazgeçmesi de söz konusu değil.
Bana anlatıldığına göre, önümüzdeki günlerin en olası programı şöyle:
Perşembe günü,
Meclis Başkanı seçilecek. Gerekiyorsa aynı gün üç tur
oylama yapılacak ve sonuç alınacak.
Meclis Başkanlığı için ağırlıklı olarak üç isim dolaşıyor.
En başta gelen kişi Köksal Toptan.
Merkez görüntü veren, eşinin başı açık ve
siyaset dünyasının saygı duyduğu bir isim.
Diğeri
Ertuğrul Günay.
AKP'nin partizan bir tutum takınmayacağının göstergesi olarak algılanıyor.
Üçüncü isim de
Cemil Çiçek.
Asker dahil tüm devlet kurumlarıyla iyi ilişki içinde olan Çiçek, Meclis Başkanlığı'nı en çok isteyen adaylar arasında. Bu konuda kulis yapıyor ve asılıyor.
Başbakan'ın kararı hemen hemen kesinleşmiş, ancak henüz etrafına açıklamıyor.
TBMM Başkanı seçildikten sonra, hafta sonu Meclis Başkan Vekilleri ve divan üyeleri saptanacak.
Nihayet Pazartesi günü de, Cumhurbaşkanı adayı açıklanacak ve hemen turlara geçilecek.
İşin uzaması, Gül'ün adaylığı konusunda sanki tereddütler varmış gibi bir izlenim doğurduğu için, önümüzdeki hafta başı tüm seçimlerin tamamlanması ve ardından da kabinenin açıklanması öngörülüyor.
Bütün bu olasılıkları, her şeyin normal gideceği varsayımına dayanarak yazıyorum. Burası Türkiye'dir. Hiç belli olmaz. Bir
fırtına eser ve teknenin içi karışabilir.
Ancak, ben herhangi bir karmaşa öngörmüyorum.
M.ALİ BİRAND - MİLLİYET