20 Ekim 1991 seçimlerinden sonra başlayan yakınlaşma, 1997 yılında, 28 Şubat'tan üç gün önce Çankaya'daki özel davetle sonuçlandı
Cumhuriyet Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı ve başyazarı
İlhan Selçuk'un "
Demirel muhalefetin başına geçsin"
önerisi, son haftalarda AKP hükümetine karşı girişilen arayışlar içinde en fazla tartışılan
model oldu.
Selçuk, 3 Mayıs'ta "Pencere" adlı köşesinde yayımlanan "Dindar:
Süleyman Demirel... Dinci: RTE..." başlıklı yazısında şöyle diyordu:
"Demirel Müslümandır... RTE İslamcıdır... Demirel
dindardır... RTE dincidir... Demirel dincilerin karşısında dengeli ve sağduyulu ortak mantığı temsil ediyor; düşmanlık duygularından çok uzakta, sıcak ve kucaklayıcı bir söylemi var... Süleyman Bey hiçbir partiye girmeden, hiçbir talepte bulunmadan toparlanma işlevini yerine getiremez mi?"
Yanıt ve eleştiriler
Demirel,
İlhan Selçuk'un bu çağrısına "İlhan Selçuk dostumdur" diyerek, şu karşılığı verdi:
"Halkım ve devletim bir gün bana ihtiyaç duyarsa elbette onu yaparım. Ama inşallah böyle bir ihtiyaç olmaz..."
Bu önerisi İlhan Selçuk'a, sol çevrelerden "80 yaşını geçmiş Demirel'i son kurtarıcı olarak öneren Selçuk, 40 yıllık geçmişini yok sayıyor" eleştirilerinin yöneltilmesine yol açtı.
Selçuk, bu tepkilere 11 Mayıs'taki köşe yazısında
yanıt verirken "Süleyman Bey, geleceğimizde de etkin bir rol oynayacak gizilgücü elinde tutuyor" diyerek, şunları ekledi:
"1960'larda bu köşede Süleyman Bey'e sürekli biçimde alabildiğine yüklenmiştim; 12
Eylül 1980'den sonra her şey değişti. Dostluğun örgüsü de Demirel'in nüktedan zekâsından kaynaklanıyor; Süleyman Bey dünyaya ve politikaya çağdaş mizah yetkisiyle bakabilen bir kişi... Molla kafasında mizah barınamaz!"
Selçuk, geçmişle ilgili anımsatmaları da "Geçmişi kaşımak fasarya kurnazlığının ta kendisi" diye karşılıyordu.
Çankaya'da öğle yemeği
Selçuk ile Demirel arasındaki yakınlaşma, bazı yorumlarda ifade edildiği gibi, 40 yıl sonra aniden gelişmedi. Zıt kutupların buluşmasını sağlayan süreç 20 Ekim 1991 genel seçimlerinin ardından uç verdi. Demirel başkanlığındaki DYP'nin birinci, ANAP'ın ikinci,
Erdal İnönü liderliğindeki SHP'nin üçüncü sırada çıktığı seçimin ardından İlhan Selçuk, koalisyonun DYP-SHP ortaklığıyla kurulmasını destekledi. Bu öneri o dönemde Cumhuriyet içinde çalkantılara da yol açtı.
Demirel'in
Cumhurbaşkanlığı döneminde Çankaya Köşkü'nde Cumhuriyet gazetesi yöneticilerine yapılan davet de tarihi bir "barış yemeği" anlamına geliyordu.
Demirel, RP-DYP ortaklığıyla kurulan REFAHYOL koalisyonunun iktidarda olduğu 25 Şubat 1997 tarihinde Cumhurbaşkanlığı'nda İlhan Selçuk ve arkadaşlarını öğle yemeğinde ağırladı. Bu yemeğin tarihinin önemli bir sembolizmi var. 28 Şubat 1997'deki tarihi MGK toplantısının üç gün öncesine rastlıyor.
Yemekte kimler vardı?
İlhan Selçuk'un yanı sıra dönemin Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç,
Ankara Temsilcisi Mustafa
Balbay, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı'ndan yeni ayrılan Cumhuriyet yazarı Cüneyt Arcayürek ve o dönemde gazetenin Ankara Haber Müdürü olan Doğan Akın'ın bulunduğu davet, yazılmak ve yazılmamak üzere birçok konunun konuşulduğu samimi bir sohbet havasındaydı.
Demirel ile Selçuk, yemek öncesinde, Köşk'ün Ankara'ya tepeden
bakan bahçesinde yaklaşık bir saat baş başa yürümüş, sohbet etmiş, kim bilir belki de eski günleri bu kez gülümseyerek anmışlardı.
Cumhurbaşkanlığı forsunu taşıyan o gün için hazırlanmış bir davetiye, bu önemli yemeğin mönüsünü de içeriyordu. Yaklaşık 3 bin kalori tutan yemek mönüsü Demirel'in konuklarına verdiği önemin de bir göstergesiydi herhalde.
Mönü oldukça zengin
"Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından Sayın İlhan Selçuk ve arkadaşlarına verilen öğle yemeği" başlığıyla bastırılan mönü şöyleydi: "Tavuklu talaş böreği, karışık ızgara,
pilav-patates kızartma, haşlama
sebze,
salata, zeytinyağlı bakla ve yoğurt,
fırın sütlaç,
meyve,
kahve."
Selçuk'un söz ettiği dostluğun örgüsündeki önemli ilmeklerden biri, işte bu yemekte atılmıştı.
MİLLİYET