"
CHP'deki
seçim, bağlamadaki akort işi değildir, bu kadar
arama yapılarak oluşturulsun." diyen Şimşek, böyle büyük bir değişimin ardından il başkanının atamayla değil, kongreyle belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Şimşek, Oda TV iddianamesine giren
Halk TV pazarlığı konusunda ise şu yorumu yaptı: "Yazılanlar doğruysa Deniz Bey'i tezgâh ve kumpasla tuşa getirmeye çalışmışlar."
CHP'nin eski milletvekili ve eski
İstanbul İl Başkanı
Berhan Şimşek, gündeme ilişkin Zaman'a açıklamalarda bulundu. Son seçimlerde
aday gösterilmediği için
siyaseti şimdilik dışarıdan izlemekle yetinen Şimşek, Oda TV iddianamesinde Soner Yalçın'ın, Halk TV'yi satmaya yanaşmayan Deniz
Baykal'a,
İklim Bayraktar vasıtasıyla
şantaj planladığı iddiasının vahim olduğunu belirtti. "Yazılanlar, yaşananlar doğruysa Deniz Bey'i tezgâh ve kumpasla tuşa getirmeye çalışmışlar.
Yargı, gereğini yapacaktır." diyen Şimşek, "Bir televizyon kanalı var. Birileri almak istiyor. Bunun adı ticarettir. Ama yazılanlar doğruysa bu ticaretin içerisine ne bubi tuzakları konuluyor. Eğer konulmuşsa. Neler neler yapılıyor." ifadelerini kullandı.
Ergenekon sanığı
Yalçın Küçük'ün Oda TV soruşturması kapsamında evinde ele geçirilen ve CHP'nin eski
yönetimini
hedef alan '3
Kasım, CHP'yi parçaladık. Kılıçdaroğlu
darbe yaptı' yazılı belgeye ilişkin olarak da, "Eğer CHP'de Yalçın Küçük darbe yaptıysa, CHP'yi parçaladıysa, gelsin baksın eserine." yorumunu yaptı. Bunun yanında uzun
tutukluluk süreçlerine karşı olduğunu da dile getirdi.
Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinden kaldırılan 27
Nisan e-muhtırasına da temas eden eski il başkanı, bildirinin Genelkurmay'ın internet sitesine konulduğu anda CHP milletvekilliğinden
istifa etmiş. Şimşek, o günü şöyle anlattı: "O gün ben istifa ettim. Otelde istifa mektubumu yazdım. Yazımda da '
Askerî vesayette ben siyaset yapmam' dedim. Ancak
Tekirdağ Milletvekili Erdoğan
Kaplan, 'Adın çıkmış 9'a inmez 8'e. Seçimlere 3 ay kalmış' diyerek yırttı attı. Öyle bir muhtırayı kabul edebilmek mümkün değildir." Askerin postalıyla, dipçiğiyle bir ülkede
demokrasi olamayacağını dile getiren Şimşek, darbelerin ülkeye hiçbir fayda sağlamadığını kaydetti.
ERGENEKON SANIKLARININ KATKISININ OLMADIĞI, OY ORANINDAN ANLAŞILIYOR
Partisinin hâlâ tartışılan milletvekili aday seçimiyle ilgili de konuşan
Berhan Şimşek, şu andaki milletvekili listesini 'toplama
takım' olarak nitelendirdi. Dışarıdan gelen isimlerin oy getirmediğine dikkat çeken Şimşek, Ergenekon sanıklarının da seçime katkısının olmadığının açıkça görüldüğünü dile getirdi. Cezaevindeki kişilerin aday gösterilmesinin gelenek haline gelmemesi gerektiğini vurgularken, "Suçları sabit değildir henüz. Ama aday göstermek zorunda da değillerdi. Başka bir yönetim göstermeyebilirdi. Cezaevinde tutuklu bulunan kişilerin aday gösterilmesi demokraside bir gelenek haline de gelmemeli." diye konuştu.
Partisinin geldiği son durumun iç açıcı olmadığını da söyleyen Şimşek, Kılıçdaroğlu'na olan güvenin gittikçe azaldığını belirtti. Şimşek, şöyle devam etti: "O malum
komplo olmadan önce herkes '
Deniz Baykal gitsin' diyordu. Bu yüzden Kemal Bey'in yerinde o dönem kim liderliğe aday olsaydı ilgi ve kabul görürdü. Kılıçdaroğlu ilk geldiğinde
oy oranları yüzde 38-40'lardaydı. Şimdi ise sonuç ortada. 20-22'ler bandına düştüğü söyleniyor. Yapılan yanlışlar büyük rol oynadı bu tabloda. Mesela 3 Kasım 2010'da yapılan MYK'daki değişiklik kırılma noktası olmuştur. 'Korku imparatorluğunu yıktık' dedikten sonra daha korkunç bir şey çıktı ortaya. Tunceli'deki
genel af ve Hakkâri'deki özerklik söylemleri, yapılan yanlışlıklardır. Ben iki söylemde de Kemal Bey'in kamuoyunda algılandığı gibi olumsuz bir anlamda söylemediğini biliyorum. Ama bir siyasetçinin söylediği sözlerin nereye gideceğini ve çekilebileceğini görmesi gerekir."