Türkiye'de yeni bir
siyaset anlayışını uyguladıklarını ifade eden Erdoğan, bu yeni sürece intibak edemeyenler olduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: ''Bir ana muhalefet lideri
sivil ifadesiyle
darbe ifadesini yan yana getirebilecek kadar demokrasiden uzak bir durumda. Bu iki ifadeyi yan yana getirecek kadar demokrasiden uzak bir durumda, bu nasıl bir çelişkidir. Türkiye'de bir
iktidarın görevleri
Anayasa'da belirlidir.
Neyi yapacağı belirlidir. Bunu ben muktedir olamıyorum, yapamıyorum noktasından hareketle sivil ile darbe kavramlarını yan yana kullanmak çok çirkindir ve demokrasiden nasipsizliktir.
Millete saygısı olan, demokrasiye saygısı olan, sivilleşme sürecine saygısı olan, bunun neticesine katlanmak durumundadır. Bunun da kayıtlı tutanağı, kayıtlı metni Anayasa'dır. Anayasa sana göre başka, bana göre başka bir
mantıkla hareket ettirilemez. Burada özellikle ben ana muhalefet liderini her şeyden önce millete saygı duymaya davet ediyorum.
Demokrasiye, sivil iradeye saygılı olmaya davet ediyorum. Kendisinin
hafıza kayıtlarında bir şeyler varsa ben onu bilemem, ama ben bir şeyi biliyorum, hakimiyet kayıtsız şartsız milletinse buna uymak zorundadır.''
ATAMALARIN NASIL YAPILACAĞI ANAYASA'DA BELLİ
AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türk Silahlı
Kuvvetleri üzerinden siyaset yapılmaması gerektiğini anlattığını
anımsatan Erdoğan, gerek
Genelkurmay Başkanı'nın gerekse kuvvet komutanlarının atamalarının nasıl yapılacağının kanunlarda ve Anayasa'da belli olduğuna dikkati çekti.
Erdoğan, ''Anayasa ve kanunlar neyi gerektiriyorsa bu iktidar da onu yapar. Bunu yaparken de ordumuzun hiyerarşik yapısı üzerindeki hassasiyetlerimizi de her zaman için gözeterek geldik. Bundan sonraki
süreçte de biz yolumuza devam ederiz'' diye konuştu.
AÇIKLAMALAR SINIRSIZ DEĞİL
Özel araştırma
komisyonundaki bilgilerin sır olması gerekirken ana muhalefet partisinin temsilcilerinin sağ da solda, televizyon
programlarında dile getirmesinin siyasi etikle bağdaşır yanının olmadığını belirten Erdoğan, bu konuda açıklama yapılacaksa bunu
komisyon başkanın yapacağını vurguladı.
Erdoğan, bunun etik olarak da böyle olduğunu ve bu açıklamaların sınırsız değil sınırlı olduğunu ifade etti. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:''Komisyon üzerinde spekülasyon gayretleri içerisine giren ana
muhalefet partisini de bu konuda daha tutarlı olmaya davet ediyorum. Bugün yaşadığımız pek çok
tartışma şunu bilesiniz ki yıllarca köhne siyaset anlayışından besleniyorsa... Hala o dönemin aktörlerinin eski pozisyonlarını yeniden kazanma gayretleri içerisinde olduğunu görüyoruz. Şunu herkes bilmelidir ki, Türkiye'de millete dayalı rekabetçi siyaset dışında başka bir yol yoktur. Milletle buluşamayan, milletle bulaşamadığı için siyasi
krizlerden medet uman siyasi aktörlerin hiçbir başarı şansı yoktur. Bu da böyle bilinmelidir.Artık Türkiye, kriz müteahhitlerinin şantiyesi, inşaat sahası
değildir. Bu müteahhitlere de iş kalmamıştır. Bu kriz müteahhitlerinden çok çektik ve artık bu kriz müteahhitleri bu ülkede iş bulamayacaktır, bulmamalıdır.''
RÜZGARIN ARMAĞAN ETTİĞİ YOL ARKADAŞLIĞI DEĞİL
Erdoğan, partisince düzenlenen istişare toplantılarının, ortak aklı birlikte harekete geçirmek, varsa yanlışları telafi etmek
özeleştiri yapmak ve gelecek perspektifini oluşturmakta yol gösterici olacağını söyledi.
Erdoğan, şunları kaydetti:''Her şeyin mükemmel zehabına kapılır, yaptıklarımızla yetinir, istişare kapılarını kapatırsak emeklerimizin bereketini heba ederiz.
Biz bu ülkeye, millete inanmış büyük ve güçlü bir kadroyuz. Aynı zamanda da ciddi duruşu olan bir aileyiz. Türkiye'nin, yıllarca özlemini duyduğu bu büyük kadronun, ailenin yol arkadaşlığı, birlikteliği ortaya koyduğu siyasi irade konjonktürün getirdiği rüzgarın armağan ettiği bir yol arkadaşlığı değildir, olmamalıdır. Zira AK Parti'nin temelini millet attı. Bu binayı da millet yükseltti,73 milyon insanımızla kader birliği eden bu büyük kadronun en önemli özelliği, millete tam olarak güvenmesi, kendisinden de emin olmasıdır.Bu güvenin hakkını vermekten başka bir gayemiz, idealimiz yoktur.''