Baykal, ''
Maliye,
Milli Eğitim ve İçişleri bakanları ile
Başbakanlık Müsteşarı'nın görevden alınmasını, 30 Ağustos'a yönelik
kriz planlaması içinde olunmamasını'' istedi.
Baykal, partisinin
TBMM grubunda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, Tüpraş'ın yüzde 14.75'lik satışından 750 milyon dolarlık kaybının bulunduğunu belirterek, ''Bu hukuksuz satışın sorumluları yok mu? Onay veren, göz yuman, altında imzası bulunan siyasilerin Türkiye'ye vermesi gereken
hesap yok mu?'' diye sordu.
Nisanda
faiz indirimi kararı alındığını, bundan 1.5 ay sonra faiz artışı için olağanüstü toplantı çağrısı yapıldığını anımsatan Baykal, dış ticaretin, ithalatın patladığını ancak önlem alınamadığını savundu.
Para Kurulunun yarın toplanacağını ancak 7 üyesinden 2'sinin belirlenemediğini kaydeden Baykal,
Hükümet ile
Merkez Bankasının çekişmesi nedeniyle kimin
tayin edileceğinin belli olmadığını söyledi.
CHP lideri Baykal, bunun arkasında siyasi sürtüşmenin yattığını, böyle bir ekonomi kaptanıyla, ülkenin çalkantıdan çıkacağına güvenilemeyeceğini belirtti. Baykal, dağınıklık ve belirsizlik nedeniyle, ekonomi politikalarının, siyasi çalkantılara
kurban gittiğini öne sürdü.
Sağlık harcamalarında koruyucu hekimliğin payının düştüğüne işaret eden Baykal, ''Kemik iliği hastalığında kırık olmadan ilaç yok, kırılmamış
kemik, erimeyen kemiktir, önce kır, sonra ilacını al. Kolesterolün 299 ise ilaç yok...'' dedi.
-''İKTİDARIN ÇEŞMESİNDEN AKIYOR''-
Deniz Baykal, çeteleşmenin, kamusal nitelik kazanmaya başladığını, çetelerin, her yerde kendini gösterdiğini ileri sürdü.
Türkiye'de ilk kez, temel güvenlik kurumu olan Silahlı Kuvvetlerin, diğer temel güvenlik kurumunun uygulamalarıyla ilgili kamuoyu önünde açıkça şikayette bulunduğunu kaydeden Baykal, bunların arkasında çok ciddi duygu kırılmaları, birikimlerin olduğunu söyledi.
Baykal, Hükümet sözcüsünün, ''kirli, koli basili su içeride akıyor, medyamız bunları değerlendirmesin, kirli sulardan beslenmesin'' dediğini belirterek, ''Kirli, koli basili su devletin,
iktidarın çeşmesinden akıyor. Sizin başka su kaynağınız yok'' dedi.
Stalin döneminde, bazı insanların manen ve
siyaseten tüketmek için dosyalar hazırlanıp, davalar açıldığını ifade eden Baykal, 7 siyasetçi ve 14 gazetecinin
hedef seçilerek, haklarında
kampanya yürütüldüğünü savundu.
CHP Genel Başkanı Baykal, ''Başbakan'ın 'bu komplodur, içinde Deniz Baykal vardır' dediği ortamda,
iftiraların ve saldırıların arkasında iktidarın bulunmadığını mı düşünmemizi istiyorlar?'' diye sordu.
-''İFTİRA VE ŞANTAJ RESMİ OLARAK YAPILIYOR''-
Çetelerin arkasına saklanarak siyaset yapma anlayışının ortaya çıkmaya başladığını öne süren Baykal, şöyle konuştu:
''Çeteye söyletiyor söyleyeceğini, söylettiği de yanlış. Siyaset zaman zaman kirlenir ama Türkiye'nin bu son dönemindeki kadar siyaset kirlenmemiştir. Bugün kirli siyaset dönemini yaşıyoruz. İnsan haklarına, doğruya, gerçeğe, kişi hak ve özgürlüklerine saygı anlamında da çirkin yöntemlerin kullanıldığı, kirli bir siyaset dönemi içinden geçiyoruz. İftira atılıyor, yalan söyleniyor,
şantaj yapılıyor. İftira, şantaj resmi olarak yapılıyor, yalan resmi olarak söyleniyor. Resmi şantaj dönemi yaşıyoruz. Şantaj, iftira iktidara geldi. Herkes, her an iftiraya maruz kalabilir. En dürüst insanlar yolsuzluk iddiasına maruz kalacak, kimsenin gıkı çıkmayacak.
Bu gidişi iktidar seyrediyorsa kabul edilemez, iktidar sadece seyretmiyor, yönlendiriyorsa bu hiç kabul edilemez. 'Çete var' demek, 'hükümet yok' demektir. Hükümet, 'çetenin söylediklerine inanmayın' diye
tavsiye ediyor. Olur... Çeteyi ortadan kaldır, bunun için de önce çete kullanmaya kalkma.
Dezenformasyon; bunlar hep Stalin dönemi uygulamaları, karanlık rejim tertipleri. Gerçek bir
demokrasi, hukuk devletinde, haysiyetli, dürüst bir rejimde bunlara kimse tenezzül etmez. Şimdi ediliyor.''
-7 MADDELİK ACİL EYLEM PLANI ÖNERİSİ-
CHP lideri Baykal, ''ülkenin içine sürüklendiği sıkıntıdan kurtulması'' için hükümete 7 maddelik ''acil
eylem planı'' önerdi.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan,
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu ve Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer'in derhal görevden alınmasını isteyen Baykal, ''AKP grubunda var olduğunu düşündüğümüz cumhuriyet, Ana
yasa, hukuk, dürüstlük ile bağdaşık, değerli insanları bulup getiriniz'' dedi.
Terörle Mücadele Yasa Tasarısı'nın 6. maddesinin tasarıdan çıkartılarak bir an önce yasalaşmasını, cumhurbaşkanını, parlamentoda uzlaşma ile seçmeye hazır olunduğunun ilan edilmesini isteyen Baykal, ''gel tezkere gel'' der gibi 7
Mayıs tarihinin beklendiğini söyledi.
Baykal, ''Ya ülkeyi
erken seçime götür, götürmeyeceksen o zaman, nasıl
cumhurbaşkanlığı seçimi olacak, çık söyle'' diye konuştu.
Deniz Baykal, sözlerini, ''Sakın ha 30 Ağustos'a yönelik bir kriz planlaması içinde olmayın. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kendi gelenekleri, yöntemleri içinde,
doğal mekanizması içinde 30 Ağustos'u yaşamasını engellemeye yönelik bir tertibin, tehlikeli krizin hazırlığı ve planlaması içinde sakın olmayın. Olursanız, Türkiye'yi çok karıştırırsınız'' diyerek tamamladı.