TÜRBAN Laiklik ilkesinin Anayasaya girişinin 71. yıl dönümü olduğunu hatırlatan Baykal, "Türban konusu değil karşımızdaki konu. Konu laiklik konusudur. Laikliğin anayasaya yerleşmesinin yıldönümü bugün. Şu acı rastlantıya bakınız. Tarih bu olayı izliyor.71 yıl sonra laikliğin yıldönümünde laikliğe yönelik en ağır darbelerin hazırlıkları yapılıyor ve yeni bir süreç dayatılıyor. Laiklik başından beri toplumumuzun önemli kesimleri tarafından hazmedilememiştir. Bazen açıktan bazen gizli çalışmalar yapıldı, meydanlar okundu. Laikliğe yönelik darbe süreci açıktan meydan okunacak düzeye geldi.Örtünme dinimizde vardır. Ama örtünme İslamiyet'in bir icadı değildir. İslamiyet'ten önce de kabul görmüş olan bir uygulamadır. Toplumsal yaşamın icadıdır örtünme.Bütün dinlerde örtünme vardır. Örtünme evrensel bir medeniyet kuralı. Daha önce var olan örtünme biçimlerine yönelik Kur’an-ı Kerim bazı anlayışları ortaya atmıştı" dedi. "TÜRBAN İTHALDİR, ANADOLU'DA BÖYLE BİR OLAY YOKTUR" Bir baktık birdenbire bu örtünme ile ilgili radikalleşme, yeni bir yorum dayatması ortaya konmaya başladı .Bu 30-40 yıllık süreç. Bu dışarıdan ithaldir. Anadolu'da böyle bir olay yoktur.Saçın bir tek telinin gözükmesi günah mıdır? Bu konuda tarih boyunca konuşulmuştur. Bazıları gözükebileceğini ifade etmişlerdir. Örtünme yorumunu anayasa kuralı haline getirirseniz çok tehlikeli, çok yanlış bir şey yapmış olursunuz.İslamiyet'in kurucu unsuru mu tesadüf? Hayır...Kuran'a baktığınızda İmanın Şartları, İbadetin Şartları arasında tesettür sayılmış mı? Bu anlayış niçin Anayasaya bir anayasa kuralı olarak yerleştirilsin. Faiz yemek, yetim hakkı yemek büyük günah... Yetim hakkı nasıl yenir?Siz yetimin hakkı olan bu memleketin zenginliklerini Ofer'lere 750 milyon dolara ucuza satıyorsanız yetim hakkını yiyorsunuz demektir. Bunlar Kur'an-ı Kerim'de büyük günah.Tesettür yok ama bunların hepsi var. Rüşvet, hırsızlık, sözünde durmamak, emanete ihanette bulunmak... Bunlar İslamiyet’te büyük günah.Örtünmeyi emir olarak algılayanları da saygıyla karşılıyorum.Anayasa kuralı yapınca bölünme başlar.Üniversite bir bütündür. Üniversitede ne olacak böyle giderse?Sınıfta kızların bir kısmı türbanlı bir kısmı türban takmayacak.Sınıfa baktığınızda dini inanca göre ayrışmış bir sınıfı göreceksiniz. Hemen aklınıza mezhep farklılaşması gelecek.Dindarlık seviyesi ile ilgili bir ayrışma ortaya çıkacak.Bu iyi biRşey mi?İnsanlar baskı altına girecek, arada durmak yok. Din kriterini gözünün önüne sokan eğitim doğru bir siyaset mi? Bu doğru bir ayrışma değil.Bu ayrışma kimseye yarar getirmez. Anayasaya bu girerse diğer kesimlerinde yararlanmasına engel olamazsın. "CİĞERİ KEDİYE EMANET EDERİM LAİKLİĞİ SANA EMANET ETMEM" Türbanlı öğrencinin kamuda yer almasına nasıl engel olacaksın? Sıkışınca laikliğin güvencesi biziz diyorlar. Ciğeri kediye emanet ederim laikliği sana emanet etmem. Bu kişiler millet istemiyorsa laiklik elbette kalkacak diyen insanlar değil mi?Canım değişti işte. Bunun yine değişmeyeceğinin garantisi var mı? Bazıları bilinçli hareket ediyor.Bazı iyi niyetlilerde suistimal ediliyor. İran'da da Humeyni'nin peşine takılan liberaller ve demokratlar vardı.Ama iktidara gelince Humeyni ilk bunları tasviye etti. Bizde de var bunlar.Onlarda samimiyetle koşuyorlar. MHP'YE TEPKİ Bunların dışında ne solcu ne sağcı ama yağcı bir grup var. Duruma göre kimin gücü varsa onlara yalakalık yaparlar. Ama yağcılık kimse için garanti değildir. Mezbahaya götürülen dananın kasabın bıçağını yalayarak kendisini kurtarması mümkün değildir. Bir de hasılatçılar var. Bu iş karlı iş, bunda siyasi yarar var. Niye bu yararı onlara bırakalım anlayışı içinde destek olanlar var." ALMANYA'DAKİ YANGIN Almanya'da Ludwigshafen kentinde 9 Türk'ün öldüğü, 2'si ağır 60 kişinin de yaralandığı yangın faciasına değinen Baykal,"Bu olay en kısa zamanda, doğru biçimde ortaya çıkarılmalıdır. Irkçılık suçlamalarının yaygınlaştığı bir ortamda böylesine olaylar insanın aklına değişik ihtimalleri getiriyor. Umarım böyle bir şey doğru değildir. CHP olarak bir heyeti Almanya'ya gönderiyoruz." YEREL SEÇİM TEZGAHLARI "Anayasa'yı ihmal etmenin de ağır bir bedeli vardır." diyen Baykal, yerel seçimlerin yaklaştığını, AK Parti'nin yerel seçimlere yönelik tezgahlar, tertipler ortaya koymaya başladığını söyleyerek,"Son sayımı göre nüfusu 2 bin altında görülen yerleşme merkezlerinin belediyelik hakkı elinden alınmak isteniyor. 900 kadar belediyemiz, belediye olmaktan çıkacak.Bu kabul edilemez temel bir yanlıştır. Türkiye hangi nüfus düzeyinde belediyelik kabul edecektir bunu düzenlemek mümkündür tabiki.Ama koyduğunuz yeni standart dolayısıyla 40 yıldır belediyelerin, belediyeliklerini ortadan kaldıramazsınız. Küçük belediyelerde yolsuzluk olmaz çünkü halk yakından izler.Seçimler yaklaşırken AKP iktidarı bazı belediyeleri ortadan kaldırmaya, bazılarını parçalamaya yönelik bir hazırlık yapıyor.Neye görev yapıyor.Kendi planlarına göre... 'Kadıköy'ü ne yaparız da CHP'den alırız' buna göre bakıyorlar. 'İstanbul'da Bahçeşehir Belediyesi'ni iptal etsek de bunu Esenyurt'a bağlasak bizim açımızdan uygun olur mu?' hesapları yapılıyor. Bahçeşehir'in yüz akı bir belediyesi var. ANAP'lı bir belediye, yani AKP'ye oy vermemiş. Bu uygulama ne huhuka, ne demokrasiye sığar."dedi. DHA