Baykal, ''Tartıştığımız konu
Türkiye Cumhuriyeti'nde
laiklik anlayışı var olmaya devam edecek midir, etmeyecek midir? Konu budur'' dedi.
Akatlar Spor ve
Kültür Kompleksi'nde gerçekleştirilen
CHP 32.
İstanbul Olağan İl Kongresine katılan Baykal, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok önemli bir dönemden geçtiğini, ekonomi, sosyal alan ve ulusal bütünlüğe yönelik yaşanan sorunların üstesinden gelinebileceğini söyledi.
Baykal,
AK Parti iktidarı döneminde Türkiye'nin sırtına olağanüstü yük bindirildiğini, iç ve dış borçların arttığını ileri sürerek, yaşanan sıkıntıların çözülebileceğini belirtti.
CHP Lideri
Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'yi tekrar bu coğrafyanın en güçlü dinamik
ülkesi haline dönüştürürüz. Ama ulusal bütünlüğe yönelik bir
takım tehlike arayışları içine giriyorlar. Etnik farklılaşmayı
tahrik etmek istiyorlar, mezhep ayrışmasını gıdıklamak istiyorlar, ülkemizi bir bütün olmaktan çıkarmaya, bölük pörçük parçalı bir hale dönüştürmeye çalışıyorlar. Dışarıdan bunu yapmak isteyenler var, içeride bunlara
destek veren işbirlikçileri var. Bu çabaların iktidar tarafından yer yer bilinçli bilinçsiz desteklendiğini biliyoruz.''
Baykal, Türkiye'nin, ''tamamına yakını
Müslüman olan bir toplumun laik bir devlet düzeni içinde yaşamayı başardığı bir ülke olarak'' dünyaya
model olduğunu dile getirerek, ''Türkiye, bunu dünyada gerçekleştiren tek ülkedir'' diye konuştu.
Türkiye'de
demokrasi ile
İslamiyet arasındaki bütünleşmenin en ileri ölçüde gerçekleştirildiğini kaydeden Baykal, ''Türkiye'yi bugünkü noktasına getiren ana unsur, bilinmelidir ki, bu toplumu hiçbir
inanç, mezhep, din, etnik kimlik ayrımı yapmadan,
Alevi,
Sünni, Türk, Arap,
Kürt, Çerkez, Gürcü demeden bütün insanlarını eşit vatandaş sayan cumhuriyet anlayışıdır'' dedi.
DİN-SİYASET İLİŞKİSİ
Deniz Baykal, Türkiye'nin bunu günümüze kadar sürdürmeyi iyi kötü başardığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
''Şimdi Türkiye'de tehlikeye girmeye başlayan ana konu bununla ilgilidir. Uzun süreden beri Türkiye'de din ile
siyaset ilişkisinin nasıl yanlış kurgulandığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siyasi istismar, dinin siyasette istismarı, Türkiye'de yıllardan beri yaygın bir
uygulama olmuştur. Bunun soncunda Türkiye'de çok tehlikeli açılımlar ortaya çıkmıştır. Artık bunların yeni bir noktaya doğru yöneldiğini görüyoruz. Günümüzde yaşanan
tartışmaları sakın ha, sıradan somut bir konu ile ilgili bir tartışma olarak algılamayın. Bazıları buna başörtüsü tartışması diyorlar, bazıları başka isimler kullanıyorlar. Bunların hiç birisi kesinlikle doğru değildir. Tartışılan konu, başörtüsü konusu değildir, tartıştığımız konu, Türkiye Cumhuriyeti'nde laiklik anlayışı var olmaya devam edecek midir, etmeyecek midir? Konu budur.
Birileri artık kendilerini yeterince güçlenmiş, palazlanmış, meydanı yeterince boşaltmış, istediklerini istedikleri gibi yapabilir hale geldiklerini düşünüyor olmalıdırlar. Zamanın geldiği anlayışı artık onların içinde şekillenmeye başlamıştır. Tartışılan budur. Türkiye'de bundan sonra laik bir cumhuriyetin devam edip etmeyeceği konusudur. Bunu açıkça böyle söylemeye henüz cesaret edemezler.''
AA