Olağanüstü grup toplantısında bu iddiasını tekrarladı: "Düzenlemenin, AB'nin talebi doğrultusunda yapıldığı söylemi külliyen yalan." AB sürecinin ne gerektirdiği konusunda herkesten fazla bilgi sahibi olan eski
Dışişleri Bakanı Deniz
Baykal, AB
belgelerinin internet sayesinde artık bir "tık" mesafesinde olduğunu da biliyordur.
AB'nin çeşitli kurumları -
Avrupa Komisyonu, Avrupa
Parlamentosu, AB-
Türkiye Ortaklık Konseyi, AP-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu- Türkiye'ye ilişkin şimdiye kadar yüzlerce belge yayımladı. Hemen her belgede Türkiye'de cari asker-
sivil ilişkilerinin AB standartlarına getirilmesine yönelik bir atıf olduğunu söylememiz mümkün. Bu kısa analizde bütün bu kurumlardan en önemlisi olan Komisyon'un belgelerine yakından bakalım. 1998'den bu yana her yıl sonbahar aylarında yayımlanan ilerleme raporlarının istisnasız hepsinde asker-sivil ilişkilerine atıf var. Şu ana kadar yayınlanan 11
ilerleme raporunda değişmeyen en temel konulardan biri asker-sivil ilişkilerinin demokratik standartlara çekilmesi talebi. En son 2008'de yayımlanan ilerleme raporuna hızlı bir göz gezdirme bile AB'nin asker-sivil ilişkilerine taleplerinin bir hayli kabarık olduğunu gösteriyor. İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinden, askerî yetkililerin hâlâ birçok siyasî konuda görüş ifade ediyor oluşuna, MGK'nın tadil edilmesine rağmen hâlâ büyük nüfuz sahibi olmasından
savunma bütçesinin tam olarak denetlenememesine kadar birçok madde sayıyor ilerleme raporu.
Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya'ya atıfla, sivil mahkemelerin 39 yıla mahkûm ettiği sanıkların askerî mahkemede serbest bırakıldığına dikkat çekiyor.
Asker-sivil ilişkilerine oldukça geniş yer ayırması açısından dikkat çeken 2005 ilerleme raporu, birçok konu yanında, sivillerin askerî mahkemelerde yargılanması konusunda askerî ceza kanununda herhangi bir ilerleme sağlanamadığını kaydediyor. Komisyon'un hazırladığı ve ilki 8
Mart 2001'de yayımlanıp, son defa 8
Şubat 2008'de güncellenen Katılım Ortaklığı Belgesi'nin "kısa vadeli öncelikler" kısmının asker-sivil ilişkilerine ait bölümünün 4. maddesi şöyle diyor: "
Askerî mahkemelerin yetkilerini askerî personelin askerî vazifelerine bakacak şekilde sınırlayın."
Son olarak, Baykal'ın dediği doğru ise ve AB'nin bu yönde bir talebi yoksa, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün mezkur kanunu onaylaması üzerine Genişleme Komiseri
Olli Rehn neden hemen bir
destek mesajı açıkladı? Rehn, kısa açıklamasında başlıca 3 noktaya dikkat çekiyordu:
Askerin sivillerce tam denetimi Türkiye'nin AB üyeliğini en temel önceliklerindendir.
Katılım Ortaklığı Belgesi, Türkiye'nin askerî mahkemelerin yetkilerini sadece askeri personelin askerî vazifelerine bakacak şekilde sınırlandırılmasını talep etmiştir.
Son
düzenleme doğru yönde atılmış bir adım olarak görünmektedir.
Ya AB ne istediğini bilmiyor ya da Baykal, AB'nin ne istediğini Rehn'den daha iyi biliyor.
SELÇUK GÜLTAŞLI
ZAMAN