Baykal, bir gazetecinin ''
Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonu sonrası ABD
Dışişleri Bakanı Condelezza Rice'ın bölgede bir
takım incelemelerde bulunmasını bir müdahale olarak değerlendiriyor musunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine, ''
Türkiye'ye yönelik saldırıların maalesef bir komşu
ülkeden kaynaklandığı ve bunun kabul edilemez olduğu bütün dünya tarafından görülmüştür'' dedi.
Türkiye'nin uzun süreden beri tüm dünyanın dikkatini bu noktaya çektiğini belirten Baykal, geçen yaz aylarının başında katıldığı ve
Irak Devlet Başkanı Celal
Talabani ile Irak'ın kuzeyindeki bölgesel
yönetimin başkanı Mesut Barzani'nin de bulunduğu bir ortamda, ''Türkiye'ye yönelik
terör saldırılar
Kuzey Irak'tan kaynaklanıyor. Buna izin veremezsiniz, buna son verilmesi lazım, bu sizin görevinizdir'' dediğini anlattı.
Baykal, geçen zaman içinde dünyanın bu durumu anladığı belirterek, şunları söyledi:
''Gerçi biz çok ağır kayıplar ödedik. Geçen bayramda çok büyük kayıplar yaşadık. Askerlerimiz yaşadı, vatandaşlarımız yaşadı. Bunun acısı yüreğimizde. Bu acı bedeller sonucunda da olsa tüm dünya Türkiye'ye Kuzey Irak'tan haksız bir saldırı yürütüldüğünü ve buna karşı Türkiye'nin her türlü önlemi alma hakkına sahip olduğunu, uluslararası hukukun Türkiye'ye bu hakkı tanıdığını kabul etmek durumunda kaldı. Bu, çok olumlu bir gelişmedir. Bu anlatıldı ve bu çerçevede, Türk Silahlı Kuvvetleri son dönemde askeri operasyonlar yaptı. Bu, anlayışla karşılandı dünyada. Umarım bu çalışmaların sonucunda, artık Kuzey Irak'ta, Türkiye'ye yönelik terör hareketinin orada varlığını sürdüremeyeceği gerçeği ortaya çıkmıştır. Umarım, önümüzdeki dönemde Kuzey Irak'tan, geçmişte olduğu gibi Türkiye'ye
PKK saldırıları yapılmayacaktır.
Biz gelip geçici rahatlamalar peşinde olan bir ülke değiliz. Biz kalıcı çözümleri hedefliyoruz. Kalıcı çözümleri gerçekleştirmek zorundayız. Bunun başarılması mümkündür. Bu doğrultuda çok ciddi şanslar vardır. Bunun en iyi şekilde kullanılması gerekiyor.''
İÇ SİYASET ŞARTLARI
Irak yönetiminin,
terör örgütü PKK'yı sınırları içinde barındırmasının kendi istikrarına, refahına, kalkınmasına, barışına, ciddi zarar verdiğini kavramasını umduğunu vurgulayan Baykal, ''umarım bu konuda içtenlikle, iyi niyetle Türkiye ile
işbirliği içinde mücadele yapar. Olması gereken bu'' diye konuştu.
Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetim temsilcilerinin son zamanlarda yaptıkları açıklamalarla terör örgütüne yönelik
sınır ötesi operasyonla ilgili tepki göstermeye başladıklarını da dile getiren Baykal, şöyle konuştu:
''Bunun kendi iç
siyaset şartlarından kaynaklanan bir durum olduğunu düşünmek istiyorum. Kalıcı bir
politika olmayacağını umut ediyorum. Çünkü Kuzey Irak'takiler de artık anlamalıdırlar ki Türkiye'ye yönelik PKK hareketi, hiç bir şekilde kabul edilemez. Türkiye'nin bu doğrultuda harekete geçmiş olmasını,
doğal karşılamak durumundadırlar.''
''ABD'NİN TAVRINDAN MEMNUNUM''
Baykal, ABD'nin sınır ötesi operasyonla ilgili tutumunu da olumlu bulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''ABD, bugüne kadar izlediği tutumun dışında, daha olumlu bir yaklaşım içine girmiştir. ABD'nin, Başkan Bush'un yaptığı, 'PKK bir terör örgütüdür ve Amerika'nın da düşmanıdır' değerlendirmesinden başlayarak geçen süre içinde Türkiye'nin askeri harekatına fırsat tanıyan, Irak hava sahasını açan, Türkiye'ye gerekli istihbaratı veren bir yaklaşım içine girmiş olduğunu görüyoruz. Bundan memnuniyet duyuyorum. Olması gereken budur.''
Türkiye'nin
terörle mücadeleyle ilgili kararlılığını ortaya koyması durumunda herkesin buna yardımcı olmasının kaçınılmaz olacağını savunduklarını dile getiren Baykal, ''ABD, bu gerçeği görmüş durumdadır. Niye görmüştür? Çünkü geçen bayramda yaşanan acı olaylar karşısında, Türkiye ayağa kalkmıştır. Yurdun her köşesinde protestolar sergilenmiştir. Türkiye, bu durumu kabul edemeyeceğini ortaya koymuştur'' dedi.
ABD'nin de bu durumu değerlendirdiğini öne süren Baykal, aksi halde Türkiye'nin PKK'ya
destek olan herkesle ilişkilerini koparmak durumunda kalabileceğini, son anda bu duyarlılığın sergilendiğini ifade etti.
Bu desteğin kalıcı hale gelmesi gerektiğini vurgulayan Baykal, ''bu desteğin gelip geçici, anlık bir olay olmaktan çıkarılması lazım. Türkiye'yi tedirgin edecek terör olaylarından kimsenin medet ummaması lazım. Hiçbir müttefikimizin, hiçbir komşumuzun Türkiye'yi rahatsız edecek terör hareketlerinden yarar beklememesi lazım. Onları himaye etmemesi lazım. Bu konuda dikkatli, kararlı, duyarlı olduğumuzu bütün dünyaya anlatmamız lazım'' dedi.
TERÖRLE MÜCADELE BİLİNCİ
Baykal, bir gazetecinin, ''İspanya'da ayrılıkçı ETA yandaşı siyasi parti ve
sivil toplum örgütü temsilcilerine
hapis cezası verildi. Benzer bir durum Türkiye'de yaşanıyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine de, terör tehdidine maruz kalan ülkelerin, teröre karşı nasıl davranmaları gerektiğini bildiklerini söyledi.
Bu ülkelerin teröre karşı en etkili güvenlik önlemlerini aldıklarını hatırlatan Baykal, ''terör hareketinin siyasi meşruiyet arayışına, siyasi himaye görmesine yardımcı olacak kuruluşları, kişileri etkili bir şekilde caydırıyorlar'' dedi.
Baykal, şöyle devam etti:
''Terörle mücadele bir bütündür. Olay sadece
silahla mücadeleyle bitmez. Bu silahlı mücadeleyi himaye edenleri, destekleyenleri de etkisiz kılmak lazım. Onun için hem hukuk sistemi hem demokratik düzen kendisini savunacak önlemleri alır. İspanya'da bunun etkili bir şekilde kullanıldığını görüyoruz.
Türkiye terörle mücadele konusunda daha yeni yeni bi
linçleniyor. Türkiye, terörle mücadelenin nasıl çok yönlü bir olay olduğunu daha yeni yeni kavrıyor. Çıkış noktası şudur: Bütün demokratik güçler terör hareketini reddetmek durumundadır. Teröre karşı herkes tavır takınmak durumundadır. Terörü himaye eden, kollayan, onu meşrulaştırmak isteyen güçler
demokrasiye, hukuka, eline silah alıp terör yapanlar kadar zarar vermektedir.''
Bu bilincin oturması durumunda terörle daha etkin mücadele edileceğini belirten Baykal, ''Türkiye'de terör hareketiyle yakın ve sıcak ilişki içinde olan, bunu iftiharla ortaya koyan ve bunun siyasetini yapmayı marifet sayan çevrelere karşı, toplum ve hukuk sistemimiz ciddi bir duyarlılık içine giriyor'' dedi. Bu durumun sağlıklı bir gelişme olduğunu belirten Baykal, bu duyarlılığın önünün kesilmesinin de doğru olmadığını vurguladı.
Herkesin yerini seçmesi gerektiğini dile getiren Baykal, şunları söyledi:
''Demokrasi silahla, terörle, mayınla, masum insanları öldürerek olmaz, böyle mücadele edenleri himaye ederek olmaz. Hep beraber bunun yanlış olduğunu söyleyeceğiz, sonra kendi aramızda fikir özgürlüğü, demokratik kurallar içinde tartışmamızı yapacağız, demokrasi mücadelemizi götüreceğiz. Hepimiz bileceğiz ki karşımızdakinin ceketinin arkasında bir silah yoktur ya da onun işaretiyle silahlanacak bir yandaşı yoktur. Hepimiz eşit şartlarda olacağız. Bunun sağlanması büyük önem taşıyor.''
''HEPİMİZ ÖNCE HUKUKA SAYGILI OLACAĞIZ''
CHP Lideri Baykal, bir gazetecinin, ''DTP Genel Başkanının sahte rapordan gözaltında olmasını, parti yöneticileri, 'özgürlüğün kısıtlanması, siyasi linç' olarak değerlendiriyorlar. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine de, bir siyasi parti liderinin evrakta sahtecilik yapma suçundan mahkum olmasının istenen bir durum olmadığını vurguladı.
Resmi makamları aldatmaya yönelik bir yanlışlık yapılması durumunda bunun ön gördüğü hukuki
yaptırımların uygulanacağını belirten Baykal, ''buradan siyasi sonuçlar çıkarmaya kimsenin hakkı yoktur. Hepimiz önce hukuka saygılı olacağız. Resmi makamlara yanlış beyanda bulunmayacağız. Evrakta
sahtekarlık yapmayacağız'' dedi.
''Kimsenin imtiyazı yoktur, kimseye de siyasi konumu dolayısıyla haksızlık yapılması kabul edilebilir değildir'' diyen Baykal, şunları söyledi:
''Ama söz konusu olan olayda anlaşılıyor ki, hem iddiaya, hem savunmaya bakarak söylüyorum; savunmada, 'resmi makamlardan yönlendirme aldım' deniliyor. Bir itiraftır aslında. Bir
şebeke vardır. O şebeke, resmi bir şebeke değildir. O şebekenin mensupları da suç işlemiştir, o şebekeyle işbirliği yapanlar da suç işlemiştir.
Yargı bunu inceleyecektir. Bunun tespit edilmesi halinde, yaptırım uygulanması doğaldır. Bundan üzüntü duyarız. Üzüntümüz, Türkiye'de siyasi sorumluluk üstlenen insanların da hukukun çok temel ilkelerini fütursuzca çiğneme alışkanlığı içinde olduklarını görmekten kaynaklanmaktadır.''
FAZIL SAY'IN AÇIKLAMALARI
Sanatçı
Fazıl Say'ın açıklamalarıyla ilgili bir soru üzerine de Baykal, Türkiye'de
Cumhuriyet birikimlerinin çözülmek istendiğini ileri sürdü. Bu nedenle
Fazıl Say'ın da ''
sanatçı duyarlılığı içinde tepki gösterdiğini'' belirten Baykal, ''bu tavırları anlamak, saygı göstermek lazım'' dedi.
Bu tür tavırların uyarı olarak algılanması gerektiğini dile getiren Baykal, ''herkesin üzerine düşen görevi, sorumluluğu düşünmesi lazım. Tavır takınan insanları karalayarak, suçlayarak bir yere varmak mümkün değildir'' diye konuştu.
Fazıl Say'ın açıklamalarının ardından yapılan tartışmaları sağlıklı bulduğunu belirten Baykal, şöyle konuştu:
''Tartışanların çoğu bunun önemini kavrıyor. Kendi söyleyemediğini, bir başkasının ağzından duymanın rahatlığı içine giriyor ve onun altını çiziyor. Bu doğru bir süreçtir. Hiç şüphe yok, Fazıl Say Türkiye'nin önemli bir sanatçıdır. Onun Türkiye'de yaşayamaz hale gelmesi, hepimizi kaygılandırmalıdır, hepimizi üzmelidir. Özellikle
iktidarı düşündürmelidir. İktidar sahiplerinin, 'ister gelir, ister gider, ister yaşar, ister yaşamaz' tavrı, büyük bir sorumsuzluktur, duyarsızlıktır. Zaten sorun da oradan kaynaklanmaktadır. Fazıl Say, tedirginliğini ortaya koymaktadır. Bu tepkisinde çok haklıdır.''
Gazetecilerin sorularının ardından Baykal, bir süre önce CHP'ye katılan eski DSP
Antalya İl Başkanı Baştuğ Çalışır ile 14 DSP'li il ve ilçe yöneticisine parti rozeti taktı.
Baykal daha sonra partililerle bayramlaştı.
AA