Baykal, "Türkiye'nin gündeminin saptırılmasına, Türkiye'nin bir korku imparatorluğuna teslim edilmesine, Türkiye'mizdeki dürüst, namuslu, aydın düşünceli, Cumhuriyetçi insanlarının baskı altına alınmasına, bu memleketin ahlaklı evlatlarının en haksız suçlamalarla mağdur edilmesine karşı elbette mücadele edeceğiz." dedi. Baykal, partisinin Bursa İl Örgütü tarafından Fethiye Kültür Merkezi'nde 'Partiye Katılım Töreni ve Aday Açıklaması' programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin seçim gündemine girdiğini hatırlatan Baykal, bu seçime 6 yıllık dönemin ortaya koyduğu gerçekleri değerlendirerek gireceğini, gerçek gündemin saptırılmaya çalışıldığını iddia etti. Türkiye'nin temel gündeminin 'açık' olduğunu iddia eden Baykal, "Bu gerçek gündemin yapay bir takım saptırmalara teslim edilmemesi için en büyük duyarlılığı gösterme görevinin de kendi omuzlarında olduğunu kaydetti. Baykal, "Türkiye'nin gündeminin saptırılmasına, Türkiye'nin bir korku imparatorluğuna teslim edilmesine, Türkiye'mizdeki dürüst, namuslu, aydın düşünceli, Cumhuriyetçi insanlarının baskı altına alınmasına, bu memleketin ahlaklı evlatlarının en haksız suçlamalarla mağdur edilmesine karşı elbette mücadele edeceğiz. Ama halkımızın gerçek gündeminin saptırılmasına da izin vermeyeceğiz." dedi. Türkiye'nin yeni bir noktaya geldiğini ve yıllarca CHP'ye oy vermemiş, merkez sağda sorumluluk üstlenmiş insanların CHP'ye katıldığını savunan Baykal, eski siyasi çekişmelerin kenarda kaldığını kaydetti. Baykal, "Şimdi gün Türkiye'ye sahip çıkma günüdür. Artık önümüzdeki görev, Türkiye'mizin anayasal düzenine, laik demokratik cumhuriyetine, ulusal bütünlüğümüze, Mustafa Kemal Atatürk'e sahip çıkma günüdür." diye konuştu. Her yerde bir ulusal silkiniş ruhunu gördüklerini aktaran Baykal, 'Türkiye durumun ciddiyetini anladığını, tehlikeyi gördüğünü ve kendisine düşen görevi yapmak için harekete geçtiğini ileri sürdü. Baykal, şöyle devam etti: "Kimsenin Türkiye'yi temelde bölmesine izin vermeyeceğiz. Hepimiz hep beraberiz, hep birlikteyiz. Bizim Cumhuriyetimizin temelinde insanları diniyle mezhebiyle, etnik köküyle ayırmak yoktur, bundan sonra da olmayacaktır. Hepimiz inancımız, mezhebimiz, etnik kökenimiz ne olursa olsun, hepimiz Türk milletinin bir parçasıyız. Bunu kimsenin unutturmasına izin vermeyeceğiz. Kimsenin kimliği ve inancı bir suçlama konusu olamaz. Herkesin inancıda kemliği de onun şerefidir. Herkes kendi kimliğini kendi şerefiyle yaşamak hakkına sahiptir. Bu konuda kimsenin bir tereddüdü olmamıştır, olmayacaktır. Devletimizin, Atatürk'ün kurduğu laik demokratik cumhuriyet olarak devamını sağlamak hepimizin en öncelikle temel görevi. Türkiye'yi bir Ortadoğu ülkesi haline dönüştürenlere geçit yok. İzin vermeyeceğiz. Hepimiz inancımızı özgürce yaşayacağız. Hepimiz dinimizle iftihar edeceğiz. Ama laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nde, Atatürk Cumhuriyeti'nde yaşamaya devam edeceğiz." Ekonominin kötü yönetildiğini iddia eden Baykal, özellikle yolsuzluklar konusunda hükümetin yeterli tedbir almadığını ileri sürdü. Baykal, "Türkiye'de yolsuzluk artık kişisel, sütü bozuk, haramzade yolsuzluğu olmaktan çıktı. Artık yapısal, kurumsal, toplumsal bir nitelik kazandı. Yolsuzluğu yapan artık tek kişi değil, kolektif yolsuzluk var. Buda olabilir. Çetedir. Bununla da mücadele edilir. Bunların hepsi masumane yolsuzluk haline geldi. Ama Türkiye'de yolsuzluk için dernek kuruyor, şirket kuruyor, bir araya geliyor." eleştirisinde bulundu. Baykal, daha sonra Bursa, Çanakkale, Kütahya gibi illerin Büyükşehir Belediye Başkan adaylarını açıkladı ve partiye katılan vatandaşlara rozet taktı. Baykal'ın rozet taktığı insanlar arasında Uludağ Üniversitesi eski Rektörü Mustafa Yurtkuran da yer aldı.