Bu sözlerin “
hakaret” içerdiğini vurgulayan
CHP lideri
Baykal,
Genelkurmay Başkanı
Org.neral
Yaşar Büyükanıt’a karşı ciddi bir alınganlık içinde.
‘Kimse CHP’ye hain ve seviyesiz diyemez’
CHP lideri Baykal, bu iki sözcük olmasa belki
Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasına tepki vermeyecek, olayı üzerine alınmayacaktı. Ancak bu iki sözcüğün Baykal’ı çok üzdüğü anlaşılıyor. Baykal, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biz, TSK’yı siyasi
tartışmaların dışında tutmaya özen gösteriyoruz. Ben, grup konuşmamda da bu özeni gösterdim. Ancak bu sorumluluk sadece bizim değil.
Genelkurmay Başkanı’nın da TSK’yı siyasi tartışmaların dışında tutmak sorumluluğu vardır. Yapılan açıklamada ‘seviyesiz’, ‘hain’ deniliyor. Bunlar kabul edilemez kavramlardır. Hiç kimse tarihi boyunca CHP’ye böyle ağır sözler sarf etmemiştir, edemez. CHP’nin nasıl bir parti olduğu ortadadır. CHP,
Atatürk’ün önderliğinde bu cumhuriyeti kuran ve o emanete her koşulda sahip çıkan bir partidir. Bu tür hakaretlere muhatap olması mümkün değildir.”
Baykal’ın üzüntüsü
CHP lideri Baykal’ı üzen ve inciten birkaç husus daha var...
Örneğin, Org. Büyükanıt’ın,
gazete temsilcileriyle yaptığı toplantıda, Baykal’ın, “Görev tamamlanmamıştır içeride parça bırakılmıştır” sözlerinin sorulması üzerine, “Siz mi belirliyorsunuz görevimizi?”
yanıtını vermiş olması. “Kimsenin avukatı değilim ama...” diyerek, Ulusa Sesleniş kaydını değiştirmesiyle ilgili olarak
Başbakan Erdoğan’a yöneltilen eleştirilere yanıt vermesi...
Baykal nasıl bir psikoloji içinde?
Dünkü görüşmemizden aldığım izlenimi şöyle aktarabilirim:
CHP’nin, Org. Büyükanıt’ı töhmet altında bırakmaya yönelen
Şemdinli olayı ve iddianamesi karşısında aldığı tutum, bu konuda hükümete yönelttiği eleştiriler, TSK’yı yıpratmaya ve etkisizleştirmeyi amaçlayan girişimlere verdiği tepkiler,
Kuzey Irak‘a girmemek karşılığında
Dubai’de imzalanan anlaşmaya yönelik sert tavrı,
PKK ve teröre karşı durduğu çizgi, ulusal bütünlük, cumhuriyetin nitelikleri konusundaki duyarlılığı film şeridi gibi geçiyor Baykal’ın aklından...
Bütün bunlara karşın Genelkurmay’ın “seviyesiz” ve “hain” sözcüklerinin kullanıldığı bir açıklamadan CHP’nin de “nasibini” almış olmasını, en azından bu ihtimalin bulunmasını, kaldıramıyor Baykal...
Baykal, “Bu siyasi bir tartışma. Benim muhatabım Başbakan. Ben TSK’yı siyasi tartışmanın dışında tutuyorum, Başbakan’la tartışıyorum. İşin siyasi sorumluluğunu tartışıyorum. Genelkurmay’ın araya girmesi neden?” diye soruyor.
‘Manzara-i Umumiye’ dokundurması
CHP’nin Genelkurmay’a verdiği kısa yanıttaki bir cümle çok dikkat
çekici. Şöyle diyor CHP:
“CHP, ‘Manzara-i Umumiye’yi tarih penceresinden ibretle seyretmektedir.”
Bu sıradan bir cümle değil. Baykal’la görüşmemizde bu cümleye dikkat çektiğimde, “
Tarih o cümleyi bilir” demekle yetindi.
Bu cümle
Nutuk’un ilk cümlesidir.
Atatürk, Milli Mücadele’yi anlattığı Nutuk’a bu cümleyle başlar:
“1919 senesi mayısının 19’uncu günü
Samsun’a çıktım. Vaziyet ve Manzara-i Umumiye” der iki nokta üst üste koyar ve gördüğü
manzarayı anlatır...
Baykal’ın, bu anımsatmasının da bir dokundurma olduğuna kuşku yok.
Tarafları üzdüğü açık olan bu tartışmanın sonlandırılması ve terörle mücadelede kutsal bir görev yapan TSK’nın moralini yükseltecek bir zemin oluşturulması herkese düşen bir görev olmalıdır.
FİKRET BİLA - MİLLİYET