Başbakan'dan şiddete karşı atak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan aile içi şiddet, ’töre ve namus’ cinayetleri konusunda bir genelge yayımlayarak acil önlemler alınmasını istedi.

Başbakan'dan şiddete karşı atak

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, aile içinde kadına ve çocuğa yönelik şiddet ile ’töre’ veya ’namus’ adıyla anılan cinayetler için alınacak önlemlerin sıralandığı bir genelge yayınladı. Erdoğan, dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan genelgesinde, "kadın ve çocuklara yönelik şiddetin ülkemizde de devam ediyor olması, yeni ve acil önlemlerin alınmasını gerekli kılmaktadır" dedi. Sorunun çözümü için kamunun yanısıra sivil toplum örgütleri ile vatandaşlara da büyük görev ve sorumluluklar düştüğünü anımsatan Erdoğan, konuyla ilgili çalışma yapan TBMM Araştırma Komisyonu’nun ortaya koyduğu önlemler paketinin yaşama geçirilmesini istedi. Bu öneriler konusunda başlatılacak çalışmada koordinasyon görevini de, kabinenin tek kadın üyesi Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya veren Erdoğan, genelgesinde önlemleri de şöyle sıraladı: Diyanet, töre-namus cinayetleri ile çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi konusunda, toplumu bilinçlendirmek üzere hutbe ve vaazlar verilmeli, yayınlar yapıp etkinlikler düzenlenmelidir. Töre-namus cinayetlerinin önlenmesine yönelik devlet, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler ortak kampanyalar düzenlemeli, bilgilendirici spot filmlerin üretilerek görsel medyada sık aralıklarla gösterilmesi sağlanmalıdır. Töre ve namus cinayetleri ile çocuğa yönelik şiddet konusunda zararlı gelenek ve görenekler ile toplumda yerleşik ön kabullerin eğitim programlarıyla tersine çevrilmesi sağlanmalıdır. Ülke çapında ilgili tüm sivil ve resmi kuruluşları kapsayacak ’2006-2010 Töre-Namus Cinayetlerinin önlenmesine Yönelik Eylem Planı’ hazırlanmalı ve uygulamaları takip edilmelidir. Ülke genelinde 24 saat hizmet verecek ücretsiz ’ALO ŞİDDET HATTI’ oluşturulmalıdır. Valilik, emniyet, jandarma, belediye, müftülük,üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla komiteler oluşturulmalıdır. Başta program yapım ve yöneticileri olmak üzere televizyon programlarının her aşamasında yer alan medya çalışanlarının, şiddete ilişkin duyarlılıklarını artırıcı ’Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ eğitimi almalarının sağlanmalı. Sivil Toplum Kuruluşlarının ’Medya İzleme Grupları’ oluşturması ve medyanın günü gününe izlenmesi otokontrolü geliştirilmelidir. Emniyet ve jandarma birimlerinde daha fazla kadın memurun görevlendirilmesi ve bu memurların kadına ve çocuğa yönelik şiddet konusunda özel eğitim almış olması sağlanmalıdır. Kent yapılanmasında sadece okul çocuklarının değil, değişik yaş gruplarındaki gençlerin de çeşitli faaliyetlerde bulunabileceği sosyal tesisler kurulmalı, var olanlar aktif hale getirilmelidir. Devlet, bütçesini de oluşturarak çocuklara yönelik her türlü şiddet eylemini ortadan kaldıracak önlemlerin bir devlet politikası olarak uygulanmasını sağlamalıdır. SHÇEK bünyesinde hizmet veren ’183 Aile, Çocuk, Kadın ve Sosyal Hizmet ve Özürlü Çağrı Merkezi’nin daha işlevsel kılınması ve bunun için gerekli tedbirlerin alınması sağlanmalıdır. Çocuk ıslahevlerinin amacına uygun çalışmasını engelleyen eksikliklerin giderilmesi, daha etkin hizmet verebilmesi için denetimlerin yapılması sağlanmalı ve çocukların yetişkinlere özgü tutukevlerinde tutulmamaları için gerekli altyapı oluşturulmalıdır. Ülkemizde tecavüz ve ensest gibi konular ciddi sorunlar arasında yer almasına rağmen bunlar tabu sayılmaktadır. Cinsel şiddet türleri, nedenleri, önleme yolları konusunda halkın bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Zorunlu eğitim 11 yıl olmalı Zorunlu eğitim on bir yıla çıkarılıp, bundan tüm çocukların yararlanması sağlanmalıdır. Eğitim materyallerinde kadın ve erkek eşitliğini yok sayan, görmezden gelen ya da zedeleyen anlayışları ortadan kaldıran ögelerinden ayıklanması gerekmektedir. İlköğretimden başlayarak eğitimin her aşamasında şiddet ve toplumsal cinsiyet duyarlılığı konularını içeren ve çocuklara kendi bedenlerini tanımayı öğreten eğitim programları hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır. Özellikle ekonomik yönden geri, geleneksel değerlerin hakim olduğu kırsal bölgelerde kız çocuklarının eğitime katılmalarını sağlamaya yönelik yatılı kız bölge okullarının (ilköğretim ve ortaöğretim) açılması ve yaygınlaştırılması gerekmektedir.
<< Önceki Haber Başbakan'dan şiddete karşı atak Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER