Erdoğan, Ceylan Otel'de düzenlenen ''22.
Avrupa Konseyi Eğitim Bakanları Konferansı''nda yaptığı konuşmada,
soğuk savaş döneminin, toplumları birbirleriyle yabancılaştıran ve karşı karşıya getiren etkileri olduğunu anlattı.
Türkiye'nin de bu sıkıntıları yaşadığını, ancak bugün bunları aştığını dile getiren Erdoğan, ''Bu acı tecrübeler Avrupa toplumlarını barış içinde bir arada yaşama kültürüne yöneltmiştir. Geçmişte birbirleriyle savaşan ama bugün barış içinde bir arada yaşayan toplumların
mirasçıları olarak, bu barışın kalıcı hale gelmesini tesis etmeliyiz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, sonraki nesillerin de bu kalıcı barışı sürdürmelerinin sağlanması gerektiğine işaret ederek, Türkiye'nin başından beri bu yönelimin bir parçası olma çabası içinde olduğunu söyledi.
Her
ülkenin kendi milli değerleri ile kültürel ve manevi değerlerine sahip çıkması gerektiğini belirten Erdoğan, ''Ancak bunun yanında çocuklarımıza, farklı medeniyetlerin, farklı kültürlerin, insanlığın yüzlerce yılda büyük mücadelelerle yükselttiği evrensel değerlerin önemli olduğu bilincini aşılayacağız'' diye konuştu.
Erdoğan, bunun başarılamaması halinde sonucun farklı olacağını, başarılması halinde de geleceğe yönelik kaygıların azalacağını vurguladı.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''Türkiye özellikle son 4,5 yılda
Avrupa Birliği üyeliği konusunda önemli gayretler göstermiş, Avrupa toplumunun önemli bir parçası olma konusundaki samimiyetini ortaya koymuştur. Bir başbakan olarak AB üyesi ülkelerden, göreve başladığım andan itibaren ziyaret etmediğim ülke kalmadı. Bütün dostlarımla, arkadaşlarımla bu konuyu çok konuştuk. Bu konu Türkiye için çok önemliydi. Türkiye bugün dışa açılmaktadır. Avrupa ve dünya ile entegrasyonda ne kadar kararlı olduğumuzu ortaya koymak zorundaydık ve bunu büyük ölçüde başardık. Bu AB için de önemli. Çünkü Türkiye'yi çatısı altına almış bir Avrupa Birliği, dünya için çok daha kuşatıcı fikirler üretebilecek, çok daha etkili hedeflere ilerleyebilecek, medeniyetlerin yakınlaşması idealini çok daha geniş bir coğrafyaya taşıyabilecek bir güce ulaşacaktır.''
-MEDENİYETLERİ İTTİFAKI PROJESİ-
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın riyasetinde
İspanya Başbakanı
Zapatero ile başlattıkları ''Medeniyetler İttifakı Projesi''nin önemine değinerek, bu süreçte oluşturulan akil adamların hazırladığı ortak bildirgenin açıklandığını ve projenin artık BM Genel Sekreterliğince yürütüldüğünü hatırlattı.
Erdoğan, Medeniyetler İttifakı Projesi'nin başarıyla sürdürülmesinin dünya barışı açısından önemli olduğunu dile getirerek, ''Dünyada medeniyetler çatışmasını değil, medeniyetler ittifakını sağlamamız gerekiyor. Eğer bugün
terörü çocuklarımıza miras olarak bırakmayacaksak, terörü küreselleşmeden onu yerinde boğacaksak, bu güç birliğine ihtiyacımız var. Çünkü dünyanın küresel barışa ihtiyacı var'' dedi.
Çocuklara küresel barışı bırakma sorumluluğuna sahip bireyler olarak bunu başarmak durumunda olduklarını vurgulayan Erdoğan, ''Eğer başaramazsak geçmişte ödenen faturaları yine ödemeye devam edeceğiz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin üyeliğinin, AB'nin küresel bir aktör haline girebilmesi için son derece hayati bir önem taşıdığını belirterek, bugün Orta Doğu'da ve Irak'ta yaşananların herkese
ders olması gerektiğini ifade etti.
Irak'ta kadınlar, çocuklar ve savunmasız insanların öldüğüne işaret eden Erdoğan, ''Bunlara biz Avrupa'da yaşıyoruz diye
seyirci kalamayız. Çünkü ölenler her şeyden önce insan. Tabiat, coğrafya ve tarih tamamen yok ediliyor. Alt ve üst yapı bombalarla tahrip ediliyor. Buna seyirci kalamayız'' dedi.
Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bugün benim ve arkadaşlarımın arzusu şudur. İnsanların maddi imkanlarının bombalara tahsis edildiği bir dünya olmamalıdır. İmkanlarımızı, paralarımızı o bombalara tahsis edeceğimize, eğitime tahsis etsek çok daha isabetli olmaz mı? Yoksulluğun giderilmesine tahsis etsek çok daha iyi olmaz mı? Terör ve teröristin arkasında iki şey yatıyor, biri
yoksulluk, diğeri cehalet. Dikkat ederseniz her ikisinin de giderilmesinde bizim bu paralara ihtiyacımız var. Bilişim teknolojisini yakalamış bir dünya ile bunu henüz duymamış bir dünya görüyoruz. İşte bu açığı hep birlikte gidermek zorundayız. İnsanlık olarak bu noktada ciddi bir sorumluğumuz olduğuna inanıyoruz. Ve Türkiye olarak medeniyetler ittifakı çalışmasındaki ısrarımızın altında bu yatmaktadır.''
-TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ SÜRECİ-
Türkiye'nin,
AB üyeliği yolundaki gayretlerini bugün de aynı ciddiyet ve kararlılık içinde sürdürürken, arzusunun bu olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'nin içe kapalı bir ülke olmak, dünyada olup bitenlere karşı duyarsız ve ilgisiz kalmak gibi bir seçeneği yoktur ve olmayacaktır. Türkiye, kültürel değerleriyle,
ekonomik gücüyle, tarihi geçmişi ve stratejik önemiyle bir dünya markasıdır. Bu markayı güçlendirmek konusunda kararlıyız. 7'den 70'e milletimizin tüm fertleri bu hedefe kilitlenmiş durumdadır. Bu noktada ciddi bir tecrübe yaşadık, yaşıyoruz ve yaşayacağız. Bu evrensel rotanın değişim alanında gereklilikleri olduğunun da bilincindeyiz ve göreve geldiğimiz günden beri bu doğrultuda önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Önemli kazanımlar elde ettik.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümetin, bölgeler arasındaki dengesizliklerin giderilmesine yönelik çalışmalar yaptığını belirterek, hedeflerinin eğitimi daha ileri seviyelere çıkarmak olduğunu söyledi.
Erdoğan, bu hedefe yönelik olarak bütçeden en büyük payın
Milli Eğitim Bakanlığına ayrıldığını hatırlattı.
Eğitimin olmadığı bir ortamda cehaletin tetikleneceğine dikkat çeken Erdoğan, ''Cehaleti ayaklarımızın altına alarak eğitimle yükselen bir dünyayı hazırlamak durumundayız. Son 4 yıl içinde bu noktada çok ciddi adımlar attık'' dedi.
Türkiye'de
bilişim teknolojisinin olmadığı bir okulun kalmayacağı hedefini önlerine koyduklarını ifade eden Erdoğan, bugün bu hedefe büyük ölçüde ulaşıldığını, okulların bilgisayar laboratuvarları ve internet bağlantılarıyla donatıldığını, çocukların daha iyi bir eğitim ortamına kavuşmalarının sağlandığını kaydetti.
-''BAŞKENTE MAHKUM OLMUŞ BİR BAŞBAKAN DEĞİLİM''-
Erdoğan, her alanda önemli adımlar attıklarını vurgulayarak, ''Ülkeyi çok dolaşan bir başbakanım. Başkente mahkum olmuş bir başbakan değilim ve bunu da sevmem. Çünkü eğer başbakanlığı sadece ülkenin başkentine mahkum edersek, bu ülkeyi kaybederiz. Onun için de ülkenin 81 vilayetini sürekli arkadaşlarımızla birlikte tarayarak neler olup bittiğini
kontrol ediyoruz'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ülkede kız çocuklarının eğitiminde ciddi bir açık bulunduğunu ve bunun giderilmesi yönünde son dönemde önemli çalışmalar yapıldığını, başarılar elde edildiğini ve bu konunun üzerine kararlılıkla gidildiğini söyledi.
Kadınların sosyal statülerinin geliştirilmesinin kendileri açısından son derece önemli olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Kadınlarımızın geleceğin Türkiyesinde çok daha güçlü bir şekilde yer almaları hedefimizdir. Gerek siyasi yaşamda, gerekse sosyal yaşamda bunu sağlamak için verdiğimiz mücadele devam ediyor'' dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin yeni nesiller ve ufuklarla dünya barışına, insanlığın esenliğine, medeniyetler ve kültürlerin yakınlaşmasına azami katkıyı sağlamak üzere adımlarını sıklaştırdığını kaydederek, bu doğrultuda gerçekleştirilen konferansın önemli katkıları olacağına inandığını sözlerine ekledi.