Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Bir zamanlar '
Türkiye İran olacak' dediler, bir zamanlar Türkiye, İran olacak diyenler, Türkiye'nin, İran olmadığını görünce, şimdi 'Ne yaparız da AK Parti'yi zayıf düşürürüz?' demeye başladılar. Şimdi de 'Türkiye,
Malezya olacak' demeye başladılar'' dedi.
Erdoğan, ''Ve burada gerekçeleri şu; 'Ilımlı
İslam', bakın bir defa biz bunu çok açık söylüyoruz, ılımlı İslam olmaz İslam olur, İslamın ılımlısı ılımsızı yoktur, sadece İslam vardır'' diye konuştu.
Erdoğan, 'Dış İlişkiler Konseyi' adlı düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmanın ardından soruları yanıtladı.
''AK Partiyi eleştirenler, sizin Türkiye'de laikliği geriye döndürmeye çalıştığınızı söylüyorlar ve örnek olarak da Cumhurbaşkanı eşinin
türban taktığı örneğini veriyorlar. Batıda, pek çok lider kiliseye gidiyor ve dindarlıklarını gösteriyorlar ve siyasetin özünde
yardım dernekleri, hayır kuruşları var. Siz bu açıdan bir çifte standarda maruz kaldığınıza inanıyor musunuz? AK Parti'ye çifte standart uygulandığına inanıyor musunuz?'' sorusu üzerine, Erdoğan, şunları söyledi:
''Ben öncelikle çok teşekkür ediyorum, Amerika'da bu işin bu kadar yakından takip edilmiş olması beni sevindirdi.
Bir defa 1982
Anayasası'nda gerekçeli maddede laikliğin bir tanımı var. Bu tanımı bizler partimizin programına aldık. 1982 Anayasası askerin yapmış olduğu bir Anayasa biliyorsunuz. Türkiye'de Cumhuriyet'ten bu yana bir
sivil Anayasa hazırlanmıştır. 1924 Anayasa'sı, ondan sonra 1961 Anayasa'sı askerin hazırladığı Anayasa'dır, 1982 aynı şekilde askerin hazırladığı bir Anayasa'dır. Şimdi biz, sivil bir Anayasa'nın tekrar hazırlanması için çabanın içerisindeyiz.''
-''MAALESEF FELAKET TELLALLARI ÇOK''-
Laiklik konusunda herhangi bir endişeleri olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''1982 Anayasası'nın gerekçesinde laikliğin tanımı ne ise bu tanımı aynen biz neredeyse bu Anayasa'nın içine koymayı arzu ediyoruz. Bu tartışmaya da açtık. Bunları tartışacağız, müzakere edeceğiz. En ideali ne ise onu yapmaya çalışıyoruz. Yani burada ortak bir
akıl oluşturmanın gayreti içindeyiz.
Ama maalesef felaket tellalları çok. Bu felaket tellalları sebebiyle, tabii size uzaktan bu sesler farklı geliyor. Bakın siz ifade ettiniz, burada bir siyasetçi, dininin, inanıcının gereği olarak Kilise'ye gidebilir, yani niye Kilise'ye gidiyor diye kimse söylemiyor. Şimdi Türkiye'de de bir siyasetçi eşi inanıcının gereği olarak başını örtüyorsa, inancının gereği olarak eşinin başını örtmesinden dolayı veya inancının gereğini yerine getirmesinden dolayı kimsenin rahatsız olmaması lazım. Ama maalesef bunlar tartışılır konular olarak bizim ülkemizde hala mevcut.''
-''TÜRKİYE, İRAN OLACAK DİYENLER....''-
Başbakan, toplantının açılışını yapan ve oturumu yöneten ABD Eski
Dışişleri Müsteşarı Richard Holbrook'yi göstererek, ''Bakın son zamanlarda bir durum söz konusu, sayın Holbrook da bu işin içinde, nedir o? Türkiye Malezya mı olacak? Öyle mi?'' diye sorması üzerine, salondan gülüşmeler duyuldu.
Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şimdi istedikleri yere konuyu çekmek istiyorlar. Aslında bu yazıları yazanlar maalesef Malezya'yı da tanımıyorlar. Ben Malezya'nın avukatı olarak konuşmuyorum ama Malezya'yı biraz biliyorum. Ve öyle uç örnekler veriyorlar ki, bu uç örneklere baktığınız zaman sanki gazetelerden çıkan resimlerden başka Malezya'da hiç bir
yaşam tarzı yok. İçinizde Malezya'yı gidip görenleriniz vardır, gayet de iyi bilirler ve bu noktada doğrusu ben o resimleri gördükçe gözlerime inanamıyorum, şaşırıyorum. Aynen Türkiye'de ne yaptılar... Bir zamanlar Türkiye, 'İran olacak' dediler. Bir zamanlar Türkiye, İran olacak diyenler, Türkiye'nin, İran olmadığını görünce, şimdi 'Ne yaparız da AK Parti'yi zayıf düşürürüz?' demeye başladılar. Şimdi de 'Türkiye, Malezya olacak' demeye başladılar. Ve burada gerekçeleri şu, 'Ilımlı İslam', bakın bir defa biz bunu çok açık söylüyoruz, ılımlı İslam olmaz, İslam olur, İslamın ılımlısı ılımsızı yoktur, sadece İslam vardır. Dini yaşamak isteyen, dinini yaşar. Kaldı ki, bizim dinimizde zorlama yoktur. Siz inancınızı yaşarsınız yaşamazsınız, yaşayan yaşamayana, yaşamayan yaşayana burada müdahale edemez, etmemelidir, saygı duymalıdır. Bizim de devlet olarak görevimiz bunları güvence altına almaktır.''
-''HOŞGÖRÜYLE DAVRANMAK DURUMUNDAYIZ''-
Erdoğan, 22 Temmuz akşamı yaptığı konuşmayı da hatırlatarak, ''Biz AK Partili'lerin iktidarı değiliz şu andan itibaren biz 70 milyonun iktidarıyız dedim ve 70 milyonun yaşamı bizim güvencemiz altındadır. Anayasamız, yasalarımız bellidir. Ama maalesef bazı böyle huzursuzluk kaynağı olma durumunda olanlar var, çabalar var. Bunların karşısında bizler, siyasetin getirdiği o hoşgörüyle davranmak durumundayız ve sabırla da göğüs germe zorundayız, buna da devam edeceğiz'' diye konuştu.
Holbrook da ''Türkiye Malezya değildir, Türkiye İran da değildir'' dedi.
Holbrook, ayrıca Erdoğan için, ''Vizyonist lider olduğunuzu gösterdiniz'' ifadesini kullandı.
AA