Başbakan Erdoğan, Deniz
Ticaret Odasının (DTO)
Şubat ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada,
ülke genelinde tek boyutlu değil, çok boyutlu bir
kalkınma peşinde olduklarını ifade ederek, ulaştırmada da aynı anlayış doğrultusunda hareket etmenin önemini vurguladı.
Bunun için son dönemde ulaştırma sektörünün dengeli ve sağlıklı büyümesi için sadece kara yollarına değil,
deniz, hava ve
demir yollarına gereken önemi verdiklerini ve bunları birbirlerine entegre etme gayreti içinde olduklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, iki yıl içinde bitirmeyi öngördükleri
Marmaray projesinin bunun bir neticesi olduğunu dile getirdi.
Bununla Asya'dan Avrupa'ya geçiş olacağını, kendilerinden öncekilerin bunu hep konuştuğunu ancak, konuşmanın başka, yapmanın başka olduğunu anlatan Recep
Tayyip Erdoğan, ''Eğer bir şeyi takip ederseniz, kovalarsanız ve yakasından düşmezseniz, bu işi bitirirsiniz. Ama sadece lafını yaparsanız iş olmuyor. Laf yapmakla bu ülke çok şey kaybediyor'' dedi.
Son 4 yılda kat edilen mesafenin, atılan her adımın pozitif sonuçlarının önümüzdeki dönemde görüleceğini, çok daha yoğun hissedileceğini aktaran Başbakan Erdoğan, 5-10 yıllık planlarla değil, 50 yıllık bir perspektifle hareket ettiklerini, bugünü
kurtarma değil, geleceği inşa etme hedefiyle yola çıktıklarını, aynı kararlılık içinde yürüyüşü sürdüklerini bildirdi.
-YÖK-
Başbakan Erdoğan, sektörün çözümlerinin kalıcı ve uzun vadeli olması için bilimsel anlayışla hareket etmeye özen gösterdiklerini belirterek, bu anlayışla bilim adamlarının ve üniversitelerin desteğini almaya gayret ettiklerini söyledi.
DTO
Meclis Başkanı
Erol Yücel'in konuşması sırasında denizcilik sektörüne yönelik üniversite proje izninin YÖK tarafından verilmediğine ilişkin sözlerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Erol Bey bir şey söyledi. En çok üzüldüğümüz konulardan bir tanesi... Bizim iktidarımızın bilime sınırı yoktur. Bakanlar Kurulumuzda bugüne kadar bir tane fakülte talebi asla, tereddütsüz, bekletilmeden onaylanmıştır, geçmiştir.
Bilime engel olur mu, bilime sınır olur mu? Ama ne yazık ki ülkemizde öyle bir YÖK anlayışı var ki, bu YÖK anlayışı ülkemizde bilime sınır getirmiştir. Ben konuşmak istemiyordum ama bugün Erol Bey açtı diye konuşuyorum, dertliyim.
Diyor ki, (Tıp fakülteleri açamayız). Ne demek açamayız? Açacaksın. Senin görevin bu... Benim ülkemde bugün doktor açığı var mı? Var. Varsa bunu kim yetiştirecek? Sen yetiştireceksin
arkadaş, sen.
Hükümet olarak ben yetiştirmeyeceğim, benim görevim sana zemini hazırlamak.''
Erdoğan'ın bu sözleri salondakiler tarafından alkışlandı.
-''YÖK HALA OYALIYOR''-
Türkiye'de yabancıların özel hastanelerde doktor olarak
hizmet vermesine yönelik bir
kanun çıkardıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, bunun bazı
sivil toplum örgütleri tarafından eleştirildiğini söyledi.
Erdoğan, ''Niye? Dert başka. (Kim yapıyor bunu?
AK Parti iktidarı yapıyor, o zaman bunun önünü keselim) deniyor'' görüşünü aktardı.
İllerde bulunan devlet hastanelerinin eğitim hastanesi haline dönüştürülebileceğini, bunun geçmişte yaşandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, bu tür uygulamalara örnek olarak
Rize Devlet Hastanesinin Rize
Üniversitesinin emrine verilmesini gösterdi.
Başbakan Erdoğan, ''Orası tıp fakültesi olarak yavrularımızı yetiştirecek. Bizim sıkıntımız var. Biz makası daraltmak zorundayız. Oksijen çadırından insanımızı, sistemi kurtarmak zorundayız'' dedi.
Hayırsever insanların üniversite kurma konusunda yardımları bulunduğunu aktaran Erdoğan şöyle devam etti:
''Şimdi 10 ilde üniversite kuracağız, gönderdik, YÖK'te. Hala yorumunu yapıp da gönderemedi. 10 tane il... Ne olacak? 81 ilimizde de üniversite olsun. Biz kaybetmeyiz, kazanırız. Efendim, (Öğretim üyesi yok) Öğretim üyesini kim yetiştirecek, ben mi yetiştireceğim? Sen yetiştireceksin kardeşim. Ama insanların beyinlerini okumaya kalkarsan bu ülkede
öğretim üyesi çıkmaz. Şu anda bu 10 il bekliyor. YÖK hala oyalıyor. Halbuki gönderse, biz bunu hemen parlamentodan çıkaracağız.''
Başbakan Erdoğan, üniversitelerin şehirlerin modernleşmesine katkı sağladığını da sözlerine ekledi.