AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun şu an itibarıyla 5,5 milyar dolara gerilediğini bildirdi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya vatandaşların
Mevlit kandilini kutlayarak başladı. Afşin'deki kömür sahasında hayatını kaybeden iki işçiye Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan,
toprak altında kalanların kurtarılması için her türlü imkanın kullanıldığını söyledi.
TBMM'nin son dönemde çok başarılı bir performans ortaya koyduğunu belirten Erdoğan,
ülke ve millet için son derece önemli
kanunlar çıkarıldığını ifade etti. Başbakan Erdoğan,
Ticaret ve
Borçlar Kanunu gibi iki önemli kanunun yanı sıra bu ay polisi askerlik vazifesinden muaf tutan kanun,
Danıştay,
Yargıtay ve
Adli Tıp Kurumunun yapılarını düzenleyen kanunlar ile son olarak da bazı kanunlarda değişiklik yapan düzenlemenin (Torba) çıkarıldığını anımsattı. Erdoğan, milletvekillerine özverili çalışmalarından ötürü teşekkür etti.
2010 yılı
Kasım ayı istihdam verileri açıklandığını hatırlatan Erdoğan, ''
İşsizlik oranı Kasım ayında yüzde 11 olarak gerçekleşti. Bu oran geçen yıl yüzde 13,1 düzeyinde idi. Yani, işsizlik geçen yıla göre 2,1 puan gibi çok yüksek oranda gerileme kaydetti'' dedi.
IMF'ye olan borçta da gerileme yaşandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Şu an itibarıyla IMF'ye olan borcumuz 5,5 milyar dolara gerilemiş durumda. Bildiğiniz gibi göreve geldiğimizde bu borç 23,5 milyar dolardı. MHP, DSP ve
ANAP iktidarından IMF'ye olan borcu 23,5 milyar dolar olarak devraldık. Onlar borçlandı, biz ise onların borçlarını temizleye temizleye buralara geldik. Bu gelişmelerin hayırlı olmasını diliyorum'' şeklinde konuştu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı iddialarla ilgili başlatılan yargı sürecini dikkatle izlediklerini belirterek, ''Ancak, ak ile karanın ortaya çıkması; sürecin hassasiyetle ilerlemesi, kamuoyuna tatmin edecek kararların verilebilmesi için herkesin bu noktada yargıya ve yargı süreçlerine saygı duyması şart'' dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, isim belirtmeden, ''
Balyoz'' ve ''
Ergenekon'' davaları kapsamında sürdürülen
soruşturma ve
gözaltı sürecine de değinerek, şunları kaydetti:
''Son günlerde bazı iddialarla ilgili başlatılan yargı sürecini biz de dikkatle izliyoruz. Emekli ve
muvazzaf bazı askerlere yönelik bir süreç başlatıldı. Bu süreç yargının tasarrufu altında ilerliyor.
Çok sık tekrarladığımız bir ilkeyi burada bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyoruz: Aksi kanıtlanmadığı sürece herkes masumdur. Gözaltına alındığı, sorgulandığı, tutuklandığı, yargılandığı için hiç kimse suçlu kabul edilemez. Hakkında kesin hüküm bulunmadıkça hiç kimseye suçlu gözüyle bakılamaz. Ancak, ak ile karanın ortaya çıkması; sürecin hassasiyetle ilerlemesi, kamuoyuna tatmin edecek kararların verilebilmesi için herkesin bu noktada yargıya ve yargı süreçlerine saygı duyması şart. Bu konuda duyarlı, hassas olması herkes için geçerli.
Bu işleri hükümetle ilişkilendirenler, kusura bakmasınlar hezeyan içindedirler. Birileri yargıya, siyasi müdahalelerde bulunmaya, davalara yön vermeye alışık olabilir. Bizim de böyle yaptığımızı düşünebilir veya birileri böyle bir temenni içinde olabilirler. Bizim yürütme olarak görevimiz bellidir, yetkimiz bellidir. Kimse hükümeti bu tür spekülasyonlara alet etme yanlışına düşmesin.
Başta anamuhalefet partisinin genel başkanı olmak üzere, herkesi bu noktada sağduyulu ve özellikle de sorumlu davranmaya davet ediyorum. Yargının işleyişini güçleştirecek, yargıya töhmet altında bıraktıracak, çalışmasın engelleyecek girişimler adaletin tecellisine katkı sağlamayacağı gibi, şüphelerin aydınlığa kavuşmasını da engelleyecektir.''
-''SİYASİ FALCILIK YAPMAYA BAŞLAMIŞ OLMASI''-
Erdoğan,
CHP yöneticilerinin açıklamalarını da eleştirerek, şöyle konuştu:
''CHP Genel Başkan Yardımcısının, onun ardından
tutuklu yakınlarının askere karşı, Türk Silahlı Kuvvetlerimize karşı takındıkları tavır ve kullandıkları üslup
tahrik edici, tahkir edici bir üsluptur.
Şundan hiç kimsenin endişesi olmasın, bu yargı süreci sonucu ne olursa olsun TSK'yı daha da güçlendirecek, bütün iddialara net bir şekilde son verecek, zihinlerdeki soru işaretlerini ortadan kaldıracak bir süreçtir.
Hukuka güvenmek, yargıya güvenmek Türkiye Cumhuriyeti'ne inanan, güvenen herkes için, her vatandaşımız için tek çıkar yoldur, en doğru olandır.
Bir kez daha, başta anamuhalefet partisi olmak üzere herkesi sorumlu davranmaya davet ediyorum. Zira son birkaç gündür, CHP Genel Başkanı, Haziran
seçimleri sonrasına ilişkin hayali bir tablo kurguluyor. Daha önce
Anayasa Komisyonunda milletvekillerinin yaptığı '
sokak sokak direnme' çağrısına benzer bir şekilde, CHP Genel Başkanı da Haziran sonrasına ilişkin tahrik edici açıklamalar yapıyor. Belli ki, CHP, bizzat genel başkan düzeyinde Haziran seçimlerinde başarı sağlayamayacağını artık kanıksamış durumda. Daha şimdiden seçimlere dört ay süre olmasına rağmen başarısızlıklarına kılıf aramaya, seçim sonrasına ilişkin
kaos senaryoları çizmeye başladılar. CHP'nin, en üst düzeyde, genel başkan düzeyinde artık siyaseti bırakıp fa