28 Şubat'ın 17. yıldönümü. Post modern tarzda sadece seçilmişleri hedef alan darbe girişim değil memurlara, iş dünyasına, öğrencilere yaptığı zulümlerle anılacaktır. Özellikle ekonomiye vurduğu darbe ile 2001 darbesine zemin hazırladı. 28 Şubat müdahalesi ile açılan dava ne yazık ki meseleyi sulandırmaya 28 Şubat'ı küçümsemeye doğru gidiyor. Aziz milletim kararı vicdanında verdi. Onların hepsini mahkûm etti. Meselenin üzücü tarafı 28 Şubat'ta bu zulmü yapanların sokağa dahi çıkacak yüzü olmaması gerekir.

- 1946 yılından bugün kadar Türkiye'de siyaset merkezli tartışmaların neredeyse tamamı Türkiye’yi kim yönetecek sorusu etrafında şekilleniyor. Türkiye'yi kimin yöneteceği tartışılıyor. Esasen Gazi Mustafa Kemal 1920'de TBMM'nin açılacağı telgrafta tüm sivil ve askeri merciin üzerinde olduğunu söylemişti. Vekil eliyle milletin yönetileceği yönetim şeklinde karar alındı. CHP seçimlere tek parti olarak girdi. Çok partili hayata geçiş denendi. Kazanan yine CHP oldu. Menderes'in iktidara nasıl yürüdüğünü unutmayın. Yeter Söz Milletin'dir diye yola çıktı. 1950'den itibaren milletin hür iradesi sandığa yansımıştır. 27 Mayıs 1960'ta birileri çıktı ne dediler Türkiye'yi millet yönetemez biz yöneteceğiz diye yönetime el koydular.

- 14 Ağustos 2001'de biz bu kısır döngüye itirazımızı dile getirdik. Yeter söz de karar da milletin dedik. Biz AK Parti'yi kurarak Türkiye'yi kim yönetecek sorusuna kesin bir cevap verdik Millet dedik. 23 Nisan 1920'de ifade edildiği gibi Türkiye'yi sadece millet yönetir dedik. Türkiye'ye yönetme iradesini hiç kimseyle asla paylaşmadık asla paylaşmayız.

- İçerde ve dışarda faiz lobisi rahatsızdı. Eskisi gibi kazanamıyorlardı. Terör lobisi... Sona ermek üzere olan onlar da rantlarını kaybediyorlardı. Bir türlü sandıktan çıkamıyorlardı. Eskisi gibi tekel oluşturamıyor, Türkiye içinde alternatifsiz güç olarak istediklerini yapamıyorlardı. Medya rahatsızdı. Başka rahatsız olanlar da vardı. Mazlumların yanında olmasından Filistin, Gazze, Suriye, Mısır Rabia demesinden rahatsız olanlar vardı.

- Dün akşam saatlerinde kendi kurguladıkları piyesi servis ettiler. Bakın ben haftalardır bir çağrıda bulunuyorum. Eteğinizde ne varsa çıkarın diyorum. Ama bunlar gidiyor montaj yapıp bunu servis ediyorlar. Uydurun da uydurmanın da bir ahlakı edebi var. Şimdi bir hafta 10 günde onların karşıtlarını bu teknolojiden izleteceğiz. Kılıçdarolu izletiyor ya. Farklı şekilde izleteceğiz. Teknolojinin nereye geldiğini göstermek kolay. Dün Başbakanlık'tan açıklama yapıldı. Yapılan TC Başbakanı'na alçakça saldırıdır. AK Parti'nin genel başkanına değil Başbakan'a yapılmış haince bir saldırıdır. Dün gazetelerde gördünüz. Bugün devam ediyor. 7 bini aşkın sadece kendi kesimleri hariç tüm insanları nasıl dinlediklerini gördünüz. Bunların hepsi şantaj dosyalarıdır. Vakti saati geldiğinde o insanların karşısına çıkarılsın diye hazırlanmıŞ. CHP dünkü montajı dinletecek ve siyaset yapacak. Grup toplantısında izletecek. Peşinen ifade ediyorum ey CHP siz kendi partinizi kasetle tanzim edebilirsiniz. Genel başkan gönderip kasetle genel başkan olabilirsiniz. Sizin kasetleriniz AK Parti'ye sökmez, sökmeyecektir. TC Bu ihanete alçakça saldırıya asla teslim olmayacaktır. Dün CHP ve MHP olağanüstü toplantı yaptılar. Niye oradan bir rant nema elde edebilir miyiz? Bunlar kendilerini darı ambarında görüyorlar. Bizi buraya millet getirdi ve sadece sadece millet götürür. Biz montaj kasetlerle milletin emanetini yere düşüreceğimizi zannedenler hayalle yaşar. Biz bu gündeme teslim olmayacağız. Aziz milletimin özellikle dinlemesini rica ediyorum. Bütün iftiralara tek tek cevap vereceğiz. Süreç zaten ak ile karayı ortaya çıkaracaktır.

- Bu saldırı Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan saldırı değil, AK Parti genel başkanına yapılan saldırı değildir. Bu saldırı TC başbakanına yapılan saldırıdır.

-İstikbalimiz adına canımızı ortaya koymaktan bir an tereddüt etmeyeceğiz. Ellerinden geleni yapsınlar. İstedikleri montajı yapsınlar son sözü millet söyleyecek, son kararı millet verecektir.

- Bu darbe girişim hesapsız kalmaz. 27 Mayıs, 12 Eylül ancak 30 yıl sonra yargıya intikal etmiş olabilir. 17 Aralık darbesi inşallah o kadar gecikmeyecek. Önce millet sonra yargı bu darbe girişiminin hesabını soracak. Dün iki gazetede tarihimizin en büyük dinlemesi yapılmış. Bunların bir kısmı defaatle dinlenmiş. Bunlar sadece bir dosyada. Buna benzer onlarca dosya, binlerce klasör var. Bir biriyle hiç alakası olmayan insanları yıllarca özel hayatlarını takip etmişler. Bunların çoğu hukuksuzdur. Böyle bir dinleme. Tamamen skandal, hukuksuz olarak başlamış hukuksuz olarak devam etmiştir.

- Geçmişte CHP ve MHP'ye bu hukuksuz kasetlerle şantaj yaptılar. Şu anda bize yapıyorlar. Zaten ben dinleniyordum bunu söylemiştim. Cumhurbaşkanı da dinleniyor. Ama birileri bunu anlamıyor. Hükümetsizin çözün. Hükümetin içinde görev yapmaya başlamış kişiler. Biz internet yasasını neden getirdik, MİT düzenlemesini neden getirdik işte bunun için getirdik. TÜBİTAK'ta yeni bir yapılanmaya bakanımız gidiyor. Çok enteresan devletin kriptolu telefonlarını bile oradan dinliyorlar. Bir Cumhurbaşkanı, Başbakanla, Başbakan bakanlarla konuşamaz. Dinleniyor. Bunlarla yasal süreci işleteceğiz. Bunlar böyle kalamaz.

- Haftasonuna kadar yoğun çalışarak ardından tatil edeceğiz. MİT, dershane ve demokratikleşme paketi var. MİT yasası ABD, AB buralardaki istihbarat örgütlerinin yasaları incelenecek onların gerisinde olan bir yasaydı. Bazıları ileri geri yazıyor. MİT Başbakana bağlı olur mu? Dünyada nereye bağlı. Bunlar nasıl siyasetçi. MİT gibi örgütü olmayan bir devlet devlet değildir. Büyük Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamakta geri kalıyordu. MİT yasasını yeniden ele alıyor.

- Dershanelerle ilgili adımı seçim öncesi atalım istedik. Seçim öncesi bunu bitiriyoruz.

- Demokratikleşme paketinde de ülkemize nefes aldıracak adımlar atıyoruz. Bu çalışmaları tamamlar tamamlamaz sahada çalışmaya başlıyoruz. Benim bu hafta sonu 7 ilim var. 7 ile giderken arkadaşlarımın sadece günü birlik illerine gelmelerini istiyorum. Onun dışında meclis çalışmalarına katılsınlar. Meclis'te her an karar yeter sayısı ile yerimizi almalıyız.