Zirve sonucu: Demokraside hesaplaşma yeri sandıktır, mahkeme değil
AK Parti Genel Başkanı ve
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, DYP Genel Başkanı
Mehmet Ağar ile
Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ''Ben, Sayın Genel Başkanda da doğrusu bu işin hukuku açısından, çerçevesi açısından aynı kanaatleri paylaştığını gördüm'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçimi konusunda değerlendirmelerini almak amacıyla DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile görüştü.
Yaklaşık 45 dakika süren görüşmenin ardından Ağar ile Erdoğan, ortak
basın toplantısı düzenlediler.
Başbakan Erdoğan, yaptığı açıklamada, DYP'yi Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda ziyaret ettiğini kaydederek, DYP lideri Ağar ile konuyu değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi.
Özellikle demokratik parlamenter
sistem içerisinde bugüne kadar 10 Cumhurbaşkanlığı seçiminin yaşandığını hatırlatan Erdoğan, şimdi de 11. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağını dile getirdi. Erdoğan, ''Bu 10 Cumhurbaşkanlığı seçimi hangi anlayışla yapılmışsa,
Anayasamızın amir hükümleri çerçevesinde açık, net kurallar neyse, şüphesiz ki bundan sonraki süreçte de aynı şekilde devamı şüphesiz bizim de talebimiz olduğu gibi, ben, Sayın Genel Başkanda da doğrusu bu işin hukuku açısından, çerçevesi açısından aynı kanaatleri paylaştığını gördüm'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı konusunda AK Parti'nin açıklamış olduğu veya kendi
adaylığını açıklayan herhangi birinin bulunmadığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
''Şu ana kadar şahsımla ilgili yapılmış olan
eleştiri demiyorum dikkat edelim buna hakaretler, saldırılar ve buna yönelik olarak yapılan birçok
gösteriler, toplantılar falan... Bunları da ben şu ana kadar büyük bir
sabır içerisinde göğüslemeye devam ettim. Fakat anamuhalefet partisine yönelik olarak, bir genel başkan olarak gidemeyeceğimi söylememin tek sebebi aldığım hakaretlerdir, kapatılan kapılardır. Eleştiriye her zaman saygım vardır, saygı duyarım. Ama hakaretler olduğu zaman şunu unutmayalım ki demokratik parlamenter sistem hiçbir zaman hakaretlere cevaz vermez. Tam aksine saygıyı gerektiren bir anlayışlar manzumesidir ve şurada her türlü eleştiri olabilir, her türlü düşünce
özgürlükler çerçevesi içerisinde başkalarının özgürlük alanına girmeden gündeme getirilebilir, söylenebilir. Ama 'ben sınırsız özgürlüğe sahibim' deme hakkına da kimse sahip değil. Herkesin özgürlük alanı da bir yere kadardır. Çünkü o bir yerden sonra bir başkasının özgürlük alanı başlar. Bu, kurumlar için de böyledir. Ki ben kurumların mutabakatını benimseyen bir insanım aynı zamanda partimiz olarak hep aynı anlayışı savunduk. Çünkü kişileri tabulaştırma anlayışına sahip bir parti değiliz. Tam aksine ilkeleri benimseyen, bunları savunan bir partiyiz ve bunun içinde bu yolculuğumuzu kararlılıkla sürdürüyoruz.''
Müzakereler, ziyaretler ve istişarelerden sonra AK Parti
Merkez Yürütme Kurulu ile de
müzakereleri yaptıktan sonra zaten aday ve adaylar noktasında somut sonuçların da ortaya çıkacağını belirten Erdoğan, DYP'ye yaptığı ziyaretin
demokrasi açısından da faydalı olduğuna inandığını ifade etti.
-SORULAR-
Başbakan Erdoğan, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan, ''DYP'yi ilk kez ziyaret ediyorsunuz. Bu ziyaretinizi uzlaşma için mi yoksa 367'yi bulmak için mi gerçekleştirdiniz?'' sorusuna, şu yanıtı verdi:
''Uzlaşma ifadesi tabii çok sevimli bir ifade. Uzlaşma kültürü de tabii sevimli bir kavram. Parlamentoda, 'uzlaşma arayalım' deniliyor da, yani şimdi her konuda, uzlaşma diye bir şey olmaz. Yani öyle konular vardır ki ben farklı düşünürüm, diğer siyasi parti farklı düşünür. Zaten bu farklılıklar olmamış olsaydı çok partili demokratik parlamenter bir sistem olmazdı. Yani uzlaşmayı da burada iyi tanımlamamız gerekiyor. Biz bunu uzlaşmadan öte uyum diye, aramızdaki düşünce alışverişi olarak değerlendirelim. Bu bir düşünce alışverişinin gereğidir. Bugüne kadar DYP genel merkezini ziyaret edip, etmemem bu ayrı bir vesileler sonucudur. Aynı şeyi bizim partimiz için de söyleyebiliriz. Her zaman zaten biz görüşmelerimizi yapıyoruz, çeşitli vesilelerle bir araya geliyoruz, konuşuyoruz. Yani bunlar zannediyorum bugünün konusu olmasa gerek.''
Başbakan Erdoğan, ''Genel kurulda
oylama yapılırken 367 sayısının aranacağı konusunda büyük bir
tartışma var. Her ne kadar siz buna katılmıyor olsanız da konunun Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi ve oradan da bir karar çıkması durumu var. Buradan bir risk ve
doğal olarak seçim süreci yaşanabilir. Siz böyle bir risk olmaması için Sayın Ağar'dan oylama sırasında genel kuruda hazır bulunması talebinde bulundunuz mu?
Aynı talebi Sayın Mumcu'ya da iletecek misiniz?'' sorusu üzerine de şunları söyledi:
''Anayasamızın 96. ve 102. maddeleri çok açık ve net ortadadır. Bunun cevabını eğer bakarsanız oraya eğer lütfedip de orada zaten çok açık net göreceksiniz. Kaldı ki Ben Sayın Genel Başkana haddi
tecavüz ederek bunu söyleyemem. Zira demokratik parlamenter sistemin mensupları olarak hepimiz zaten az önce kendileri de ifade ettiler. 'Hukuk çerçevesi içerisinde ne yapılması gerekiyorsa biz bunu yaparız. Biz mahkemelerde böyle bir arayış içerisine girmeyiz. Aranacak şey sandıktadır' dediler.Zaten sandığın süresi de yaklaştı. Çok fazla bir zaman yok. Biliyorsunuz 5-6 ay sonra sandıklar da kurulacak. Arzumuz ne yapılması gerekiyorsa sandıklarda yapalım. Meydanlarda zaten hep birlikte konuşacağız. Televizyonlarda konuşacağız. Ama
cumhurbaşkanlığı seçimini bundan tefrik ederek, halkımızı huzursuz etmeden,
piyasaları huzursuz etmeden, ülkemizin yarınlarını düşünerek bu adımı atmak çok çok isabetli olur diye inanıyor ve düşünüyorum. Ve bu düşüncelerimi de Sayın Genel Başkanla paylaştım.''
Öte yandan, Başbakan Erdoğan, DYP Genel Merkezi'ndeki görüşmeye,
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile birlikte geldi.
Görüşmeye Erdoğan ve Gül'ün yanı sıra AK Parti Genel Başkan Yardımcıları
Hayati Yazıcı ve Dengir Mehmet
Fırat ile AK Parti Grup
Başkanvekili Salih Kapusuz da katıldı.