Bakanlar Kurulu açıklaması

Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek bir açıklama yaptı.

Bakanlar Kurulu açıklaması

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi.Başbakanlık Merkez Bina'daki toplantı yaklaşık 5,5 saat sürdü. Hükümet Sözcüsü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, sık sık kamuoyunun gündemine gelen şike gibi, teşvik primi ve doping gibi bir kısım spor ahlakıyla bağdaşmayan, bu alanda sıkıntı çıkaran bazı konuların Ceza Kanunu'nun içerisinde düzenlemesinin bulunmadığını belirterek, ''Gelişen şartları dikkate alarak bunların yeni baştan bir gözden geçirilmesinde, ele alınmasında ve ceza hükmüne bağlanmasında fayda mülahaza edilmiştir. Dolayısıyla hem uygulamadan kaynaklanan sıkıntıları ortadan kaldırmak hem de bu konulardaki ihtiyaçları karşılamak üzere yeni bir değişiklik tasarısı sevk edilmektedir'' dedi. Hükümet Sözcüsü Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Bakanlar Kurulu'nda iki tasarının ele alındığını belirten Çiçek, bunlardan birisinin hukuki uyuşmazlıklarda arabuluculuk müessesesini düzenleyen kanun tasarısı olduğunu bildirdi. Yargıyla ilgili en temel şikayetlerin başında iş yükünün ağırlığından davaların uzaması, her türlü hukuki ve ticari ihtilafın yargıya intikal etmesi olduğunu anlatan Çiçek, bunun sadece Türkiye'nin sorunu olmadığını ifade etti. Bu sorunun Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği'nin de üzerinde durduğu bir konu olduğuna dikkati çeken Çiçek, benzer şikayetlerin oralarda da bulunduğunu belirterek, ''Onun için her ihtilafı yargıya getirmeden evvel hukuki ve ticari konuları acaba bir kısım başka çözüm yolları üretmek suretiyle hem yargının iş yükünü azaltmak hem de vatandaşlar ihtilaflarını bir başka şekilde çözmesine imkan bulunabilir mi diye bu Avrupa'nın da tartıştığı bir konu'' diye konuştu. Çiçek, bu tasarının yasalaşması halinde bir kısım ihtilafların yargıya gitmeden bu tür bir çözümle sonuca bağlanacağını belirtti. ŞİKE, TEŞVİK PRİMİ VE DOPİNGE YENİ DÜZENLEME Çiçek, 2004 yılında çıkarılan Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'un aradan geçen 4 yıllık sürede aksayan yönlerinin ortaya çıktığını, bu eksiklikleri gidermek üzere yeni bir bu düzenleme yapılacağını bildirdi. Çiçek, şu bilgileri verdi: ''Yine sık sık kamuoyunun gündemine gelen şike gibi, teşvik primi ve doping gibi bir kısım spor ahlakıyla bağdaşmayan, bu alanda sıkıntı çıkaran bazı konuların Ceza Kanunu'nun içerisinde düzenlemesi yok. onun için gelişen şartları dikkate alarak bunların yeni baştan bir gözden geçirilmesinde, ele alınmasında ve ceza hükmüne bağlanmasında fayda mülahaza edilmiştir. Dolayısıyla hem uygulamadan kaynaklanan sıkıntıları ortadan kaldırmak hem de bu konulardaki ihtiyaçları karşılamak üzere yeni bir değişiklik tasarısı sevk edilmektedir.'' Bakan Çiçek, yabancı sermayeli şirketlerin taşınmaz mal edinmesiyle ilgili konunun da Bakanlar Kurulunda ele alındığını belirtti. Bu kanunun Anayasa Mahkemesine götürüldüğünü ve Yüksek Mahkeme'nin iptal kararı çerçevesinde yeni baştan düzenlenmesine fayda görüldüğünü anlatan Çiçek, dolayısıyla bu tasarının tek maddelik bir düzenleme olduğunu ifade etti. Çiçek, Meclis'in gündeminde yabancıların mülk edinmesiyle ilgili iptal kararına konu olan bir kanunun bulunduğunu, o kanunla birlikte bu konunun çözümünde fayda görüldüğünü dile getirdi. ENERJİ YATIRIMLARI Bakanlar Kurulunda ele alınan en önemli konulardan bir tanesinin ülkedeki enerji yatırımlarıyla ilgili son durumun olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti: ''Enerji konusu, bütün ülkelerin en baş sorunudur. Özellikle petrol fiyatlarındaki aşırı yükseliş dikkate alındığında bizimki gibi petrol ithal eden ve enerjisinin büyük bölümünde dışa bağımlı ülkelerde yatırımların başka bir dikkatle ele alınmasında fayda var. Onun için bugün Enerji Bakanı, Bakanlar Kuruluna bu alandaki yatırımların geldiği son noktayı arz etmiştir. Nisan 2008 sonuna kadar, işbaşına geldiğimiz 18 Kasım 2002'den bugüne işletmeye giren özel sektöre ait 3317 megawat gücünde 184 santral işletmeye açılmıştır. Bu santrallerin toplam yatırım tutarı yaklaşık 3 milyar dolar olup, elektrik üretimine katkıları 15 milyar kilowat saat mertebesindedir. Dolayısıyla devlet hazinesinden para harcamaksızın özel sektörün katkılarıyla 3 milyar dolarlık bir yatırım bu süre içinde başlamış, bitirilmiş ve devreye alınmıştır. Bu yatırımlara ilave olarak bizden önceki hükümetler döneminde başlamış ve tamamlanamayan 467 megawatlık DSİ hidroelektrik santralleri ile 1760 megawatlık Elektrik Üretim A.Ş'ye ait kamu termik santralleri hükümetlerimiz döneminde bitirilip işletmeye açılmıştır. Ayrıca Mart 2008'e kadar toplam 15 bin 293 megawat gücünde 370 proje lisans almış olup bu projelerden 7 bin megawat gücünde 203 hidroelektrik santral projesi, 900 megawat gücünde 22 rüzgar santrali projesi ve 3650 megawatlık 31 adet termik santral projesi olmak üzere toplam 11 bin 250 megawat gücünde 256 projenin yatırımına başlanmıştır. Bu projelerin de yaklaşık yatırım tutarı 14 milyar dolar civarındadır. Yine bu süre içerisinde lisans almış olan ve henüz yatırıma başlamamış, önümüzdeki yıllar bakımından 2800 megawatlık hidroelektrik, 1700 megawatlık rüzgar ve diğer yenilenebilir enerjiyle 3500 megawatlık kömür ve doğal gaz olmak üzere 8 bin megawat gücünde 183 santralle ilgili lisans verilmiştir. Bunların da yaklaşık yatırım tutarı 10 milyar dolar civarındadır. Özetlemek gerekirse bu süre içinde 3317 megawat kurulu gücünde santral yatırımı başlamış ve bitirilmiş, 11250 megawat kurulu gücünde yeni santral yatırımına başlanmıştır.'' NÜKLEER SANTRAL İHALESİ Çiçek, ayrıca bu dönemde ilk defa Türkiye'de nükleer enerjiyle ilgili çok önemli bir adım atıldığını, Türkiye'de bu alandaki kaynağın da kullanılabilmesi için ihaleye çıkıldığını, 24 Eylül 2008 günü tekliflerin açılacağını belirtti. Çiçek, ''Şu ana kadar 5 ülke müracaat etmiştir. Kanada, Japonya, Fransa, Belçika ve Rusya olmak üzere 5 ülke Türkiye'nin açtığı bu ihaleye katılmıştır. Ümit ediyoruz ki 24 Eylül 2008 günü bu alanda önemli bir açılım gerçekleşmiş olacaktır'' dedi. Cemil Çiçek, toplantıda, GAP Projesi üzerinde de durulduğunu, yarın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır'a gideceğini, uzun süredir üzerinde çalışılan bu konunun bütün yönleriyle incelendiğini belirtti. Çiçek, ''Bu sadece ekonomik boyutu olan bir proje değildir. Sadece Güneydoğu Anadolu ile de ilgili değildir. Diyarbakır'da yapılacak bu açıklama ama Doğu Anadolu, Orta Anadolu dahil önemli konuları içeren bir açıklama yarın orada yapılacaktır. Bakanlar Kurulunda bununla ilgili son bir değerlendirme yapmış olduk'' diye konuştu. ELEKTRİKTE OTOMATİK FİYATLANDIRMA Çiçek, elektrikte otomatik fiyatlandırmanın öne çekilmesi konusunun gündeme gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine, şunları söyledi: ''Hayır bu konu gündeme gelmedi. Yalnız şuna dikkat etmemiz gerekiyor. Bu olayları hep beraber yaşıyoruz. 18 Kasım 2002 tarihi itibariyle biz hükümeti kurduğumuzda petrolün varili 21-22 dolardı. Bugün gelinen noktada hepimiz görüyoruz ki 135 dolara çıkmıştır, bazen bunun üzerine de çıkıyor. Daha yüksek rakamlar da telaffuz ediliyor. Maalesef Türkiye de bu manada petrol mağduru bir ülkedir. İhtiyacının yüzde 95'ini dışarıdan alıyor. Onu 25-30 dolardan almak varken, 135 dolardan alıyorsanız bu sizin bütçeden dengelerinizi de hesaplarınızı da gelecekle ilgili bütün öngörülerinizi de alt üst eder. Hele hele Türkiye büyüme çabasında olan bir ülke ise büyümenin özünde de netice itibariyle enerji, petrol vardır. Vatandaşlarımızın konuya bu açıdan bakması lazım. 135 dolara petrol alıp da bunu 65 dolardan satmaya kalkarsanız geçmişte bu tür popülist politikalar yapıldı, Türkiye'yi batırdı. Aradaki farkı bir yerden ödemeniz lazım. Nereden ödeyeceksiniz? Ya dışarıdan daha fazla borçlanacaksınız, bu sonuçta eninde sonunda önünüze gelir. Ya da bir kısım yatırımlardan kısmak suretiyle günü kurtarmaya çalışacaksınız. Onun için Hükümet olarak işin doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Bugün alınması gereken ekonomik anlamda tedbirler ne ise onu almaya çalıştık. İmkan varsa da geriye dönük 5 yıllık süre içerisinde elektriğe de zam yapmadık. Yani ihtiyaç hasıl olmadıkça mecbur kalmadıkça biz hiçbir ürünün fiyatını artırmaktan yana olmadık, ama bizi aşan bir durum varsa yani gübrede, akaryakıtta, gıda fiyatlarında olduğu gibi, bunlar dış piyasanın belirlediği fiyatlardır, onun altına düşürebilme noktasında bizim tek başımıza gücümüz yetmiyor. Bu konular sadece Türkiye'nin değil, gelişmiş ülkeler dahil herkesin hesaplarını alt üst eden bir konudur. Doğruları yapmaya çalışıyoruz ekonomik olarak. Türkiye büyümesini sürdürecekse giderek enerjiye olan ihtiyacı artmaktadır. O nedenle işin fiyat kısmından ziyade hangi yatırımları ne kadar evvel devreye sokabiliriz.'' Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'i Çankaya Köşkü'ne davet etmesini, ''Devletin birliğini, milletin birliğini ve bütünlüğünü temsil eden Sayın Cumhurbaşkanının olaylar karşısında böyle bir çaba içinde olması da kendi takdirleridir. İçeriğini bilemem ama faydalı bir görüşme olduğunu düşünüyorum'' diye değerlendirdi. Hükümet Sözcüsü Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı. Çiçek, gazetecilerin, ''Cumhurbaşkanlığından yazılı bir açıklama yapıldı yargıyla-hükümet arasındaki gerginlikle ilgili. Telkin ve ve tavsiyelerimi taraflara ilettim diyor Sayın Cumhurbaşkanı. Sayın Cumhurbaşkanı Yargıtay Başkanı ile görüşecek. Gelinen noktada, sizden bir değerlendirme alabilir miyiz? Tansiyon düştü denilebilir mi? Cumhurbaşkanının açıklamalarında yer alan ifadeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu şöyle yanıtladı: ''Sayın Cumhurbaşkanın takdirleridir. Ben o konuya girmek istemem. Ama bu ülkenin insanları, bu ülkenin kurumları olarak her türlü konuyu görüşerek konuşarak çözmek en doğru, en makul yoldur. Dolayısıyla bu tür bir gelişmeyi şahsen olumlu karşılarım. Bize yakışan da budur. Makul olan da budur. Benim de şahsen benimsediğim, arzu ettiğim bir yöntemdir. Netice itibariyle yargı da bizimdir, hükümet de bu ülkenin hükümetidir. Parlamento da bu ülkenindir. Dün açıkça da ifade etmeye çalıştığım gibi, devletin bu 3 erki biri diğerinin hasmı değildir, düşmanı değildir, rakibi değildir, alternatifi de değildir. Anayasaya göre herkesin görev, yetki ve sorumlulukları bellidir ve her erkin görevi bu ülkenin huzur, refah içerisinde yaşamasını temin etmektir Anayasadaki kurallar çerçevesinde. O nedenle devletin birliğini, milletin birliğini ve bütünlüğünü temsil eden Sayın Cumhurbaşkanının olaylar karşısında böyle bir çaba içinde olması da kendi takdirleridir. İçeriğini bilemem ama faydalı bir görüşme olduğunu düşünüyorum. Bu konudaki şahsi kanaatim budur.'' AA
<< Önceki Haber Bakanlar Kurulu açıklaması Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER